"öğleye" - Translation from Turkish to Arabic

    • الظهر
        
    • الظهيرة
        
    • ظهر اليوم
        
    Yarın Öğleye kadar vaktin var, yoksa kızını doğrayacağız. Open Subtitles امامك الى غدأ بعد الظهر ,او ابنتك ستصبح لحم
    Öğleye kadar uyuduğunuz halde yine de şehrin her yerinde yumurta bulabilirsiniz. Open Subtitles يمكنك النوم حتى الظهر ولا يزال الحصول على البيض أي مكان في المدينة.
    Her gün, Pazartesiden Cumaya gece ikiden, ertesi gün Öğleye kadar denizde kalıyorlar ta ki patron yeter diyene kadar. Open Subtitles وهم يخرجون في رحلات يومية من الاثنين إلى الجمعة من الثانية صباحا حتى منتصف بعد الظهر إلى أن يأمرهم رئيس العمال بالتوقف
    Üç anahtar bırakıp Öğleye kalmadan çıkıp gittim. Open Subtitles لقد أعدت قفل المكان كله ذلك اليوم تركت ثلاث مفاتيح وكنت ذاهباً عند الظهيرة
    Bay Carter, bu kadar yardım olunca, işimiz Öğleye kadar bitecek! Open Subtitles سيد كارتر ,سينتهي عملنا مع الظهيرة بوجود عدة مساعدين
    Sabah erkenden yola çıksak, Öğleye doğru varırız? Open Subtitles إذا غادرنا صباح الغد فسنصل هناك في وقت الظهيرة
    Öğleye doğru çıkacağım. Bir 40'lık daha almam lazım. Open Subtitles أتوقع أن بحلول ظهر اليوم سوف أحتاج إلى شراء 40 زجاجة أخرى من هذا
    Öğleye kadar yeni verileri göndermeye devam etmem gerektiğini söylediler. Sekiz dakikada bir yeni rakamlar vermezsem kızımı öldüreceklermiş. Open Subtitles قال ليّ استمر بإرسال البيانات حتى الظهر إنّ لم أفعل ذلك كلّ ثمانِ دقائق هم سيقتلون ابنتي
    Öğleye kadar bana bir isim getirebilirsen her zamanki ücretini üçe katlarım. Open Subtitles سأضاعف اجرتك ثلاثة اضعاف ان احضرت لي أسم قبل الظهر
    Öğleye ölüm haberin yayılır. Open Subtitles هكذا يمكنهم أن يعلنوا . وفاتك في فترة بعد الظهر
    Öğleye kadar tepede olabilirdik. Open Subtitles نستطيع ان نكون على القمة بحلول الظهر.
    Bugün Öğleye kadar evdeyim. Open Subtitles اليوم سأغادر في الظهر ما الأمر؟
    Tamam, Öğleye kadar bunu teslim edeceğiz ve seninkini alacağız. Open Subtitles حسنا , سارسلها لك الظهر ونستلم ألتك
    Bana dokunursan, Öğleye kalmaz kodese dönersin. Open Subtitles إذا لمستني، فسوف تعود للسجنة قبل الظهر
    Tamam ama meteor sabah bu çevreye düşmüş olabilir ve Öğleye kadar tüm işaretler kaybolurdu. Open Subtitles أجل، لكن مذنّب يمكن أن يضرب هذه المنطقة في الصباح، وكلّ الدلائل ستختفي في الظهيرة.
    Öğleye doğru, konvoy havaalanından ayrılacak. Open Subtitles عند الظهيرة تقريباً، الموكب يغادر المطار
    Mutfağın son sayımının Öğleye kadar yapılması gerekiyor. Open Subtitles والمطبخ بحاجة إلى العد النهائي عند الظهيرة.
    Öğleye ayrılıyoruz. O zamana kadar gelmiş ol. Open Subtitles سنغادر فى الظهيرة ارجع فى ذلك الوقت0
    Cuma akşamı yerine Öğleye alındı. Open Subtitles بدلاً من مساء الجمعة تم عقده في الظهيرة
    Öğleye kadar iş hakkında konuşmama konusunda anlaştık sanıyordum. Open Subtitles أعتقد بأننا وافقنا لا حديث متعلق بالعمل حتى ظهر اليوم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more