Kalacak yer arayan öğrencilerle, çocukları evden ayrılmış fazla odası olan aileleri buluşturuyorlar. | TED | هم يربطون الطلاب الذين يحتاجون مكان للإقامة مع بيوت فارغة تضم غرف إضافية. |
Mary üniversitede öğrenme uzmanıydı, öğrencilerle çalışırdı, özellikle de sporcu öğrencilerle. | TED | وكانت تدرس اختصاصا في الجامعة كانت تعمل مع الطلاب وبالأخص الرياضيين |
Tüzüğümüzde öğrencilerle yatmanın açık bir şekilde yasaklanmadığını biliyorum ama yine de bir öğrenciyle yatmak kötü bir karardı. | Open Subtitles | فهمت ذلك، بينما لم يُمنع تماماً في مدوّنة قواعد السلوك الخاصة بنا مضاجعة الطلاب تعكس سوء سلوك صادر منيّ |
Öğrencilerin yaptığı bir proje kendisinin çok ilgisini çekmişti, buradan bir kitap çıkabileceğini düşündü ve bu öğrencilerle tanışmak istedi. | TED | وأُعجب بشدة بأحد المشاريع التي قام بها الطلاب، وفكر أنه يمكن أن يَنتُج عنه كتابًا، وأراد أن يقابل هؤلاء الطلبة. |
Üç yıl sonra -- çok uzun süren programlama, diğer öğrencilerle laboratuvarda yapılan çalışmalar -- Kismet insanlarla etkileşime hazırdı. | TED | و هكذا بعد ثلاثة سنوات الكثير من البرمجة العمل مع طلاب اخرين في المختبر كيسميت كان مستعدا للتفاعل مع الناس |
Ayrıca öğrencilerle yatmak kurallara aykırı. | Open Subtitles | علاوة هذا مخالف للقوانين مضاجعة الطالبات |
Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde robotlarla insanlar arasındaki bu ilişkiyi inceledim, ve şimdi medya laboratuvarında kendi takımımdaki inanılmaz yetenekli öğrencilerle birlikte çalışmaya devam ediyorum. | TED | و هكذا خلال العدة سنوات الماضية كنت اواصل استكشاف هذا البعد الشخصي للروبوتات الان في مختبر الوسائط مع فريقي من الطلاب الموهوبين بشكل لا يصدق |
profesörlerle, öğrencilerle, | TED | قُمت بذلك مع الأساتذة. قُمت بذلك مع الطلاب. |
Tasarının destekçileri, onları öğrencilerle çalışmak için uygunsuz görüp LGBT topluluğuna saldırdılar. | TED | هاجم مؤيدو المقترح السادس مجتمع الميم، وزعموا أنهم غير صالحين للعمل مع الطلاب. |
Şimdi, gördüğünüz öğrencilerle tanışmadım, ama onlar gibi öğrencilerle tanıştım. | TED | الآن ، أنا لم اجتمع بهؤلاء الطلاب ، ولكني قد اجتمعت بطلاب مثلهم. |
Sonra filtreyi öğrencilerle değiştiriyorum ve aslında "karbon siyahı"nı tekrar serbest bırakıyorum. | TED | ثم قمت بمبادلته مع الطلاب وفعليا إعادة تجميع أسود الكربون. |
4'den 9'a kadar... ..yabancı öğrencilerle çıktığım bir bisiklet gezisinde yer alan... ..bazı kişiler var. | Open Subtitles | البند 4 إلى 9 : يتضمّن .. جولة بالدرّاجة مع مجموعة من الطلاب المبتعثين .. |
Meşhur bir üniversitede olacaktım ve tutkulu öğrencilerle gece geç saatlere kadar tartışacaktık. | Open Subtitles | أكون في جامعة شهيرة أجادل الطلاب الشغوفين حتى وقت متأخر من الليل |
Üniversitelerde radikal örgütler kurmak için öğrencilerle görüşürdü. | Open Subtitles | نشاط تجنيد الطلاب فى المنظمات المتطرفة داخل الحرم الجامعي |
Ama bu sefer niye diğer öğrencilerle gitmek konusunda ısrar ettin? | Open Subtitles | لكن لماذا أصريت ان نذهب سويه مع بقية الطلبة هذه المرة؟ |
Üniversite kampüslerinde konuşma yapmayı severim ve bu hikayeleri ve sırları öğrencilerle paylaşırım. | TED | أحب أن أتحدث في الجامعات ومشاركة الأسرار والقصص مع الطلبة. |
Ama bu sadece odalarında oturup problemlerle uğraşan öğrencilerle ilgili değil. | TED | لكن الأمر ليس فقط حول طلاب يجلسون وحيدين في غرفة المعيشة يحلون المسائل. |
Benim gibi sözü geçen eski öğrencilerin, bekleme listesindeki öğrencilerle tekrar görüşme yapması yönetimin hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | تَحْبُّ الإدارةُ خريجين مؤثرينَ يَحْبّونَ نفسي إلى إعادة مقابلةِ طلاب. |
Yağlı öğrencilerle resmimi çeker misin? | Open Subtitles | أتمانع إلتقاط صورة سريعه لي مع الطالبات النفطيات؟ |
Madem konuyu açtınız Özbekistan'da öğrencilerle birlikte kurtarılan CIA ajanı hakkında yorumda bulunmak ister misiniz? | Open Subtitles | تَعْرفين، منذ أن اشتريتيه هل اهتممت بالتَعليق على مشاركة وكالة المخابرات المركزيةَ في إنقاذ الطلابِ في أوزبكستان؟ |
Ben de öğrencilerle görüşmeyi bitirdim. | Open Subtitles | لقد انتهيتُ للتو من استجواب الطلاّب كيف يجري الأمر هنا ؟ |
öğrencilerle ilgilen! | Open Subtitles | اذهب وراقبهم! |
"öğrencilerle konuşmak işe yarıyor. Otobüse binmek de öyle." | Open Subtitles | التحدث للطلبة يساعدني وكذلك ركوب الحافلات |
Sokak dolup taşıyordu, öğrencilerle dolup taşıyordu. | Open Subtitles | الشارع كان مكتظًا بالطلاب. |
Nina'nın diğer öğrencilerle ilişkisini nasıl tarif edersiniz? | Open Subtitles | (نينا) التي عهدناها -{\fnAdobe Arabic}كيف تصفين علاقة (نينا) بالطلّاب الآخرين؟ |