Myrtle'da bir şeyler öğrendiler, Bu bilgi onların hayatına sebep oldu. | Open Subtitles | لقد اكتشفوا شيئا عندما كانوا في مدينة مارتل وقتلوا لذلك السبب.. |
Sen onlara bakma. Kısa süre önce, üçüz olarak doğduklarını öğrendiler. | Open Subtitles | لا تقسوا عليهن ، اكتشفوا مؤخراً أنهن توأمان من أصل ثلاثة |
Daha eşit bir toplumun ortak bir vizyonla genç topluluğun üyesi olduklarını ve bu toplumda kendi güçleri olduğunu öğrendiler. | TED | علموا أنهم كانوا أعضاء في مجتمع من الشباب مع رؤية مشتركة لمجتمع أكثر عدالة، وتعلموا أن لديهم السلطة داخل هذا المجتمع. |
Ardından ikinci sınıfı tekrarlaması gerektiğini öğrendiler ve Brianna yerle bir oldu. | TED | وبعدها علموا أنه يجب عليها إعادة الصف الثاني كانت بريانا مدمّرةً. |
Öldüğü zaman gelir vergisinde sahtecilik yaptığını öğrendiler. | Open Subtitles | عندما مات, إكتشفوا بأنه كان يغش بدخله بالضرائب |
O kadar çabanın sonunda öğrendiler ama hiçbir şey değişmedi. | Open Subtitles | نعم، تعلموا أنه حتى ولو عملوا بجد، فلن يتغير شيء. |
Ama sonra, kendime sormaya başladım benim bir çiftliğe gittiğimi nasıl öğrendiler? | Open Subtitles | ولكنى, بدأت اسأل نفسى كيف اكتشفوا اننى ذهبت الى المزرعة ؟ |
Askerleri öldürdüğünüzü ve onlardan çaldığınız parayı öğrendiler. Efendi Liu sizi tutuklaması için askerlerle birlikte buraya geliyor. | Open Subtitles | لقد اكتشفوا السرقه سيكونوا هنا فى اى لحظه |
Her nasılsa adamlarımın kimliğini öğrendiler. | Open Subtitles | لقد اكتشفوا رجالي المتخفين و نحن لا نعرف كيف |
Evet. Kirk'ün keskin kokulara alerjisi olduğunu öğrendiler. | Open Subtitles | نعم، لقد اكتشفوا لتوهم أنه مصاب بالحساسية من عنصر معين |
Anlamıyorum. Ne kadar para toplandığını nereden öğrendiler? | Open Subtitles | أنا لا أَفهم ، كيف علموا أنها رفعت مقدار المال؟ |
Beyaz Kaltak'ın, hepimizi yok etmek için bir kitle imha silahı geliştirdiğini öğrendiler. | Open Subtitles | علموا انها تطور سلاح للدمار الشامل يمكنه ان يقتلنا كلنا |
Melinda, daha yeni kızlarının eve asla canlı gelemeyeceğini öğrendiler. | Open Subtitles | ميليندا ، أنهم علموا للتو أن ابنتهما لن تعود للبيت أبدا على قيد الحياة |
Sonra yuvarlak dünyanın nasıl işlediğini öğrendiler. | Open Subtitles | ثم إكتشفوا اذاي فكرة كروية الرض شغالة |
Bizim geldiğimiz yerde, çok daha fazla insan olduğunu öğrendiler. | Open Subtitles | إكتشفوا ان هناك ناس أكثر من حيث اتيت. |
Kim yapmış öğrendiler mi? | Open Subtitles | يا إلهي، هل إكتشفوا مـَن قام بذلك؟ |
Ayrıca, Soweto ayaklanması gibi olayların eski bir tarih olmadığı ve trajediyle sonlanmak zorunda olmadığını da öğrendiler. | TED | تعلموا أحداثًا مثل انتفاضة سويتو ليس تاريخًا قديمًا، وليست محتومة بأن تنتهي بمأساة |
Ama daha da önemlisi çocuklarım kazanmayı ve vermeyi öğrendiler. | TED | لكن الأهم هو أن طلّابي تعلّموا الأخذ وتعلّموا العطاء. |
Hayalet Bölge'deki suçlular onun kendi oğlunu kurtarmayı başardığını öğrendiler. | Open Subtitles | السجناء في المنطقة الشبحية أكتشفوا لن يستطيع أحد إنقاذ نفسه إلى أبن بلده فقط |
Ve katil ikilimiz de bunu öğrendiler tabii. | Open Subtitles | و فريق القتل خاصتنا اكتشفا ذلك |
Onları öldürmeden önce, sevdiklerini kaybetmenin ne demek olduğunu öğrendiler. | Open Subtitles | وقبل أن أقتلهما كانا قد عرفا بخسارتهما |
Sistemimize girdiler ve tüm saha ajanlarımızın kimliklerini öğrendiler. ...ve tüm saha ajanlarımızın kimliklerini öğrendiler. | Open Subtitles | لقد اخترقوا نظامنا وعلموا بهويات كل العملاء الميدانيين لدينا |
Sonra zombileri algılayabildiğimi öğrendiler. | Open Subtitles | لقد عرفوا أنني استطيع التعرف على الزومبي |
Tuvaletin ne olduğunu, gösterince öğrendiler. | Open Subtitles | لم يعرفوا حتى ما هو المرحاض حتى شرحت لهم |
Şey sanırım Macy'ler ve Gimbel'lar yan yana yaşamayı öğrendiler. | Open Subtitles | أعتقد أن (ماسي) و(غيمبل) تعلّما العيش معاً. |
1991 yılında Birleşik Devletler Irak'a saldırdı ve sonrasında silah denetleyicileri Saddam'ın, nükleer bir bomba oluşturabilmek için yeterli miktardaki uranyuma ulaşabilmesine 6 ay kaldığını öğrendiler. | Open Subtitles | "في عام 1991 الولايات المتحدة غَزتْ "العراق وبعد ذلك أكتشف مفتشو الأسلحة (بعد 6 أشهر من عزل (صدام عن تخصيب اليورانيوم بما يكفي لمواصفات عالية لصنع قنبلة نووية |