Ama Büyük Kral, sonra öğrenmiş ki babam, büyülü yakutu kalbi ölen oğlunu iyileştirmek için kullanacakmış. | Open Subtitles | عندما عرف الملك العظيم لاحقاً أن والدي كان بحاجة إلى الزمرد لشفاء قلب ابنه الذي يحتضر |
Sanki gelir vergisini yeni öğrenmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو كما لو انه اكتشف لتوّه ان هناك ضريبة على الدخل |
Tek bir algoritma neredeyse her şeyi yapabilecek gibi duruyor ve geçen sene öğrendim ki görmeyi de öğrenmiş. | TED | إنها لوغاريتمة واحدة تستطيع تقريباً أن تفعل أي شئ وقد أكتشفت أنها منذ عام مضى أيضاً قد تعلمت أت ترى. |
Marissa ile sizin bir ilişki yaşadığınızı biliyoruz ve karınız Teri, öğrenmiş. | Open Subtitles | نعلم بانك و ماريسا كنتما على علاقة وبان زوجتكِ تيري اكتشفت الامر |
Ve doğumumdan hemen sonra ailem "oküler albinizm" diye bir hastalığım olduğunu öğrenmiş. | TED | و فترة قصيرة بعد ميلادي، إكتشف والدي ، أنني كانت لدي حالة تسمى المهق العيني |
Yer yüzünde kusursuz kadın yoktur ama bunu şimdiye kadar öğrenmiş olmalısın. | Open Subtitles | ليس هناك نساء أجمل في العالم لكنك ستكون قد إكتشفت ذلك على الأغلب |
Sudan korkan ama yüzmeyi öğrenmiş birisinin. | Open Subtitles | شخص كان يخاف من الماء لكنه تعلّم السباحة |
Biliyorum, bir hata yaptım fakat babam benimle olduğunu öğrenmiş ve şimdi de onu buraya çağırmamı istiyor. | Open Subtitles | أعلم أني أخطأت ولكن أبي عرف أنها كانت معي والاّن يريدني أن أحضرها إلى هنا |
Herkes masum birinin öldürüldüğünü öğrenmiş olur. | Open Subtitles | . لنتأكد بان كل شخص فى البلدة عرف بان شخص برئ قتل |
Eğer böyleyse, sanırım, dünya yuvarlak olduğunu öğrendiği zaman, sen de öğrenmiş oldun. | Open Subtitles | إذاً، انه عندما عرف العالم ان الأرض مستديره أنت عرفت |
En iyi film kazandı ve bay Burns satın alamayacağı ödüller olduğunu öğrenmiş oldu. | Open Subtitles | والسيد برنز اكتشف أن هناك بعض الجوائز لاتشترى بالمال |
Norfolk testini öğrenmiş olabilir. | Open Subtitles | ومن المتصور انه اكتشف بأمر اختبار نورفولك |
Walcott malzeme ödünç aldığımızı öğrenmiş olmalı. - Biz öldük. | Open Subtitles | هل اكتشف والكوت أمر استعارتنا للامدادات ؟ |
Benim bölgemin başsavcısının, amirimin ve yargıçların yardımı ve yönlendirmesi ile insanların hayatlarının mahfedilmesi yerine değiştirilmesi adına, savcıların gücünü öğrenmiş oldum. | TED | على طول الطريق، وذلك بمساعدة وتوجيه المدعي العام في المقاطعة ببلدي، مشرفي والقُضاه، تعلمت مسؤولية المدعي في تغيير الحياه بدلاً من تخريبها. |
Doğa bu kayıpla başa çıkmayı öğrenmiş, ve dişiler şansı artırabilmek için öbek öbek yumurta bırakıyorlar. | TED | وقد تعلمت الطبيعة ان تعوض هذا النقص حيث ان بيوض الاناث تحوي عدة انوية .. للتغلب على تلك الصعاب. |
Onunla konuşmuş olabileceğini düşündük. Çünkü o kişinin kim olduğunu öğrenmiş olabilirsin. | Open Subtitles | ظننا أنه ربما كنت تتكلم معه فقد تكون اكتشفت من يكون ذلك الشخص. |
Onunla konuşmuş olabileceğini düşündük. Çünkü o kişinin kim olduğunu öğrenmiş olabilirsin. | Open Subtitles | ظننا أنه ربما كنت تتكلم معه فقد تكون اكتشفت من يكون ذلك الشخص. |
Yani, belli ki, birileri ittifakı öğrenmiş ve durdurmak istemiş. | Open Subtitles | لذا من الواضح ان شخصا ما إكتشف بأمر التحالف و أراد أن يوقفه |
Basın John'un tanıklık edeceğini öğrenmiş. Haberlerde, her yerde. - Hangi hastane? | Open Subtitles | الصحافة إكتشفت أن جون كان في سبيله للشهادة ، إنهم منتشرون في كل مكان |
Sonuçta bir şeyler öğrenmiş olur. | Open Subtitles | سيكون ذلك مفيداً له ربما تعلّم شيئاً من ذلك |
Victor bir şekilde O'nun Berkut'tan olduğunu öğrenmiş. Onu öldürüp, parayı da bıraktı. | Open Subtitles | بطريقتاً ما أكتشف فكتور انه من عملاء بوركت وقتلة وترك المال |
Bir öğrenci olarak bunu öğrenmiş olmanız gerekiyor. Hepiniz biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | لا شكّ أنك قد تعلّمت كل هذا كمجنّد، أليس كذلك يا إيرين؟ |
Audrey'le bağlantılıysan o da parmağını kaybedecek böylece öğrenmiş olacağız, değil mi? | Open Subtitles | إذا كنت و أودرى متصلتين حينها, ستفقد واحداً لها وحينها سنعرف, صحيح؟ |
Önemli olan, her şeyi yapabileceğimi öğrenmiş olmam. | Open Subtitles | الشيء المهم الذي تعلمته ان بإمكاني عمل اي شيء اريده |
Burada zaten o işi yapmayı öğrenmiş biri var, bu adam! | Open Subtitles | محبته كأنه إبني إنه لديه شخص يتعلم فعل ذلك هذا الرجل |
Birman yetkilileri onun film yaptığını öğrenmiş olmalılar ve yakut hırsızlığını örtbas etmek için onun üzerine yıkmışlar. | Open Subtitles | لابد وأن المسؤولين البورميين اكتشفوا انه كان يصور اتهمه بسرقة الياقوت كان غطاءا |
Köylülerden haydutların bu tarafa geldiklerini öğrenmiş olmalılar. | Open Subtitles | لابد أنهم علموا بوجود قطاع الطريق هنا عن طريق القرويين |
Av kuşu gibi uçmayı öğrenmiş ve şimdi de su kuşu gibi yüzüyor. | Open Subtitles | لقد تعلم بالفعل الطيران مثل دجاج البرية و الآن ، إنه يسبح مثل دجاج الماء |