"öğreten" - Translation from Turkish to Arabic

    • علمتني
        
    • علمني
        
    • علّمني
        
    • علّم
        
    • يعلمه
        
    • لتعليم
        
    • يعلمك
        
    • يعلمنا
        
    • يعلمني
        
    • يعلّم
        
    • علمنى
        
    • علّمتني
        
    • علمتك
        
    • علّمك
        
    • علّمهم
        
    Ters dönmüş dalları ve topraktaki izleri nasıl bulunacağını öğreten sendin. Open Subtitles أنت مَنْ علمتني كيف أعثر على الأغصان المتساقطة والآثار على الأرض
    Hayatımda hiçbir şeyden korkmamamı öğreten birkaç olay geçti başımdan. Open Subtitles لقد مررت ببعض الأشياء بحياتي التي علمتني ألا أهاب شيئًا
    Büyükbabalarıyla yaşıyorlar, bana nefret hakkında bildiğim her şeyi öğreten adamla. Open Subtitles يعيشان مع جدهما. الرجل الذي علمني كل شيءٍ أعرفه عن الكراهية.
    Bana döğüş sanatlarını öğreten odur vede dürüst bir insan olmayı Open Subtitles علّمني فنون القتال و كيف اكون انسانة محترمة
    Andre'ye "Kobra'nın ini" oynamayı öğreten benim. Open Subtitles أنا الشخص الذي علّم دكتور دري فن الراب و الهيب باب
    Ona suda taş sektirmeyi öğreten, iyi, kibar bir baba. Open Subtitles أب محترم .. يعلمه حتى طريقة رمي الأحجار في الماء
    Şimdi Doha Film Enstitüsü insanlara filmleri ve film yapmayı öğreten bir kuruluş. TED الآن معهد الدوحة للأفلام هي منظمة لتعليم الناس السينما وصناعة الأفلام.
    Çizmeyi bana öğreten odur, ama asıl önemlisi bana sevmeyi öğretti. TED هي من علمتني كيف أرسم، والأهم من ذلك، هي من علمتني كيف أحب.
    Tehlikenin ciddiyetini ancak ... bana bu sihri öğreten bayanın, sihri yaparken öldüğünü söylersem anlayabilirsiniz. Open Subtitles فعندما أخبركم أن السيدة التي علمتني هذه الخدعة ماتت في تنفيذها ستعون الخطورة الجسيمة في تنفيذها
    Bu illüzyonu bana öğreten bayanın gösteride bu numarayı uygularken öldüğünü söylersem tehlikenin boyutunu daha iyi anlayabilirsiniz. Open Subtitles عندما اخبركم ان السيدة التي علمتني هذه الخدعة ماتت بالفعل و هي تؤديها ستفهمون مقدار الخطر في هذه الخدعة
    Aslında, küçük bir kızken bana okumayı öğreten oydu. TED في الحقيقة , لقد كانت من علمني كفتاه صغيره كيف اقرأ
    - Asla geri adım atmamamı öğreten sen değil miydin? Open Subtitles ألم تكن أنت من علمني أنه لا يجب أبدا أن أتراجع عن التحدي؟
    Herkese 1 milyon gerektiğini bana öğreten de aynı amca. Open Subtitles هذا العم الذي تتحدث عنه يا تشارلي هو الذي علمني قيمة الرجل تقاس بماله
    Bana bir adamı kendinden başka hiç kimsenin tanımlayamayacağını öğreten kişi sendin. Open Subtitles أنت من علّمني أنّ المرء لا يمكن تعريفه بواسطة أحد سواه
    Andre'ye "Kobra'nın ini" oynamayı öğreten benim. Open Subtitles أنا الشخص الذي علّم دكتور دري فن الراب و الهيب باب
    Ya da Kyle'a kadınları küçük görmeyi öğreten en başından beri sendin. Open Subtitles أو ربما أنت من يعلمه الحط من قدر المرأة في المقام الأول
    öğretmenlere nasıl öğretileceğini öğreten öğretim materyali geliştirmek ve sağlamak için platform olarak Connexions'ı kullanacaklar. TED لتطوير وإرسال المواد التعليمية لتعليم المعلمين كيفية التدريس في 84 دولة حول العالم.
    Sana İngilizce öğreten biri. Open Subtitles ذاك الذي يعلمك اللغة الإنجليزية؟
    İnanıyorum ki, bize demokrasiyi öğreten de ortak verilerden sonuçlar çıkaran böyle bir topluma dahil olma süreci. TED و كوننا في عملية كوننا في مجتمع يُفكر من البراهين المشتركة للوصول إلى الاستنتاجات أعتقد أن هذا يعلمنا الديمقراطية.
    Bildiklerimi öğreten, o aslında amcam gibi, barmen amca.. Open Subtitles هو يعلمني هو مثل مثل العم عم يقدم الشراب
    Çocuklara nasıl hayatta kalmalarını öğreten fareli köyün kavalcısı gibiydi. Open Subtitles كان مشهوراً بالحيّ لكونه يعلّم الأطفال طرق النجاة.
    Ama kendin kimliğinden korkmayan, ban kendi yolumda, savunduklarımdan vazgeçmememi öğreten, bir kardeş hatırlıyorum. Open Subtitles لكننى أتذكر صديق كان لا يخاف من أى شئ و الذى علمنى كيف تسلك الطريق الصحيح تعقل و فكر فى هذا الكلام
    Yardımcısı olduğum kadına ihtiyacım var. Bana kim olduğumu öğreten savaşçıya ihtiyacım var. Open Subtitles أحتاج للمرأة الّتي خدمتها كنائبة أحتاج للمحاربة الّتي علّمتني لأكون ما أنا عليه
    Biliyorum herhâlde. Sana öğreten de benim! - Tanrım. Open Subtitles أنا أعرف كيف أفعلها أنا الذي علمتك كيف تفعلها
    Sana öldürmeyi öğreten kişiyi... Open Subtitles الشخص الذي علّمك إطلاق النّار..
    Ekip biçmeyi ve balık tutmayı onlara öğreten de Kızılderililermiş. Open Subtitles الحبوب والأنقليس، وهو ما علّمهم إيّاه الأميركيون الأصليّون أن يزرعوه ويصطادوه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more