Ters dönmüş dalları ve topraktaki izleri nasıl bulunacağını öğreten sendin. | Open Subtitles | أنت مَنْ علمتني كيف أعثر على الأغصان المتساقطة والآثار على الأرض |
Hayatımda hiçbir şeyden korkmamamı öğreten birkaç olay geçti başımdan. | Open Subtitles | لقد مررت ببعض الأشياء بحياتي التي علمتني ألا أهاب شيئًا |
Büyükbabalarıyla yaşıyorlar, bana nefret hakkında bildiğim her şeyi öğreten adamla. | Open Subtitles | يعيشان مع جدهما. الرجل الذي علمني كل شيءٍ أعرفه عن الكراهية. |
Bana döğüş sanatlarını öğreten odur vede dürüst bir insan olmayı | Open Subtitles | علّمني فنون القتال و كيف اكون انسانة محترمة |
Andre'ye "Kobra'nın ini" oynamayı öğreten benim. | Open Subtitles | أنا الشخص الذي علّم دكتور دري فن الراب و الهيب باب |
Ona suda taş sektirmeyi öğreten, iyi, kibar bir baba. | Open Subtitles | أب محترم .. يعلمه حتى طريقة رمي الأحجار في الماء |
Şimdi Doha Film Enstitüsü insanlara filmleri ve film yapmayı öğreten bir kuruluş. | TED | الآن معهد الدوحة للأفلام هي منظمة لتعليم الناس السينما وصناعة الأفلام. |
Çizmeyi bana öğreten odur, ama asıl önemlisi bana sevmeyi öğretti. | TED | هي من علمتني كيف أرسم، والأهم من ذلك، هي من علمتني كيف أحب. |
Tehlikenin ciddiyetini ancak ... bana bu sihri öğreten bayanın, sihri yaparken öldüğünü söylersem anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | فعندما أخبركم أن السيدة التي علمتني هذه الخدعة ماتت في تنفيذها ستعون الخطورة الجسيمة في تنفيذها |
Bu illüzyonu bana öğreten bayanın gösteride bu numarayı uygularken öldüğünü söylersem tehlikenin boyutunu daha iyi anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | عندما اخبركم ان السيدة التي علمتني هذه الخدعة ماتت بالفعل و هي تؤديها ستفهمون مقدار الخطر في هذه الخدعة |
Aslında, küçük bir kızken bana okumayı öğreten oydu. | TED | في الحقيقة , لقد كانت من علمني كفتاه صغيره كيف اقرأ |
- Asla geri adım atmamamı öğreten sen değil miydin? | Open Subtitles | ألم تكن أنت من علمني أنه لا يجب أبدا أن أتراجع عن التحدي؟ |
Herkese 1 milyon gerektiğini bana öğreten de aynı amca. | Open Subtitles | هذا العم الذي تتحدث عنه يا تشارلي هو الذي علمني قيمة الرجل تقاس بماله |
Bana bir adamı kendinden başka hiç kimsenin tanımlayamayacağını öğreten kişi sendin. | Open Subtitles | أنت من علّمني أنّ المرء لا يمكن تعريفه بواسطة أحد سواه |
Andre'ye "Kobra'nın ini" oynamayı öğreten benim. | Open Subtitles | أنا الشخص الذي علّم دكتور دري فن الراب و الهيب باب |
Ya da Kyle'a kadınları küçük görmeyi öğreten en başından beri sendin. | Open Subtitles | أو ربما أنت من يعلمه الحط من قدر المرأة في المقام الأول |
öğretmenlere nasıl öğretileceğini öğreten öğretim materyali geliştirmek ve sağlamak için platform olarak Connexions'ı kullanacaklar. | TED | لتطوير وإرسال المواد التعليمية لتعليم المعلمين كيفية التدريس في 84 دولة حول العالم. |
Sana İngilizce öğreten biri. | Open Subtitles | ذاك الذي يعلمك اللغة الإنجليزية؟ |
İnanıyorum ki, bize demokrasiyi öğreten de ortak verilerden sonuçlar çıkaran böyle bir topluma dahil olma süreci. | TED | و كوننا في عملية كوننا في مجتمع يُفكر من البراهين المشتركة للوصول إلى الاستنتاجات أعتقد أن هذا يعلمنا الديمقراطية. |
Bildiklerimi öğreten, o aslında amcam gibi, barmen amca.. | Open Subtitles | هو يعلمني هو مثل مثل العم عم يقدم الشراب |
Çocuklara nasıl hayatta kalmalarını öğreten fareli köyün kavalcısı gibiydi. | Open Subtitles | كان مشهوراً بالحيّ لكونه يعلّم الأطفال طرق النجاة. |
Ama kendin kimliğinden korkmayan, ban kendi yolumda, savunduklarımdan vazgeçmememi öğreten, bir kardeş hatırlıyorum. | Open Subtitles | لكننى أتذكر صديق كان لا يخاف من أى شئ و الذى علمنى كيف تسلك الطريق الصحيح تعقل و فكر فى هذا الكلام |
Yardımcısı olduğum kadına ihtiyacım var. Bana kim olduğumu öğreten savaşçıya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج للمرأة الّتي خدمتها كنائبة أحتاج للمحاربة الّتي علّمتني لأكون ما أنا عليه |
Biliyorum herhâlde. Sana öğreten de benim! - Tanrım. | Open Subtitles | أنا أعرف كيف أفعلها أنا الذي علمتك كيف تفعلها |
Sana öldürmeyi öğreten kişiyi... | Open Subtitles | الشخص الذي علّمك إطلاق النّار.. |
Ekip biçmeyi ve balık tutmayı onlara öğreten de Kızılderililermiş. | Open Subtitles | الحبوب والأنقليس، وهو ما علّمهم إيّاه الأميركيون الأصليّون أن يزرعوه ويصطادوه |