Ayrıca öğretmenlerin iş fuarında 10 dakika önceden başlamasına da katıldık. | Open Subtitles | و إتفقنا بأن المعلمين سيحصلون على بداية مبكرة في معرض الوظائف |
"Öğrenme arazisi" adlı bu eğitim amaçlı oyun sahası sistemi, öğretmenlerin de birlikte üretmesine imkan tanıyor. | TED | و هذا أيضا يعني التساند مع بعض المعلمين في خلق هذا النظام التعليمي المرح الذي يدعى المساحة التعليمية. |
Bunu söylememin nedeni; buradaki mevcut kültürün etkilerinden biri -doğrusunu söylemek gerekirse- öğretmenlerin uzmanlıklarının yok edilmesidir. | TED | السبب في أنني أقول هذا هو أن أحد آثار الثقافة الحالية هنا، إذا أمكنني قول ذلك، هو إلغاء مهنية المعلمين |
Nedense öğretmenlerin bunun ne kadar önemli olduğunu kendilerine hiç sormadıklarına inanıyorum. | TED | وبرغم ذلك، أشعر أن المدرسين لم يسألوا أنفسهم عن سبب أهمية ذلك. |
Güçlüklerle mücadele eden öğretmenlerin performanslarını nasıl iyileştirebileceklerine ve öğretmen maaşlarını nasıl yapılandırdıklarına dikkat ediyorlar | TED | فهي تبحث عن طريقةتمكنها من تحسين كفاءات المدرسين ضد الصعوبات التي يواجهونها. وعن طريقة لهيكلة أجور المدرسين. |
öğretmenlerin kendi doğal çıkarımları ile yaptığı şeyleri nasıl alacağız? | TED | كيف يمكننا أخذ ما يفعله أؤلئك المعلمون إلى خلاصتهم الطبيعية؟ |
öğretmenlerin senin disiplin eksikliğinin aşırı derece problem doğurabileceğini söylemiş. | Open Subtitles | المدرسون يقولون انك تفتقدين الى الانضباط لنوجز أنت مشكله مستعصيه |
Suratını dağıtacağım, öğretmenlerin küçük oyuncağı! | Open Subtitles | أنا أبرحك ضرباً أيتها الحيوان الاليف للمعلمين |
Haryana'daki öğretmenlerin öğrencilere öğretmek için birçok yenilikçi şey kullandığını gördük. | TED | ونحن نرى المعلمين في جميع أنحاء هاريانا يستخدمون الكثير من الأشياء المبتكرة لكي يستطيعوا تعليم الطلاب. |
Bunların sonucunda, okul asma ve cezalandırma oranı oldukça düştü ve kızlar öğrenmeye çok daha hazır olarak okula gelmeye başladılar çünkü öğretmenlerin onları önemsediğini biliyorlar. | TED | وكنتيجة، قد تحسنت معدلات تغيبهن عن المدارس وإيقافهن عن التعليم، وتصلُ الفتيات إلى المدرسة وهن على استعداد للتعلم بشكل متزايد لأنهن يعلمن أن المعلمين يهتمون بهن. |
öğretmenlerin yarısı geçiciydi ve öğrenciler ne zaman kavgaya girişse okul onları yerel ilçe cezaevine gönderiyordu. | TED | ومعظم المعلمين بها كانوا معلمين بدلاء وعندما يتشاجر الطلاب، ترسلهم المدرسة إلى السجن المحلي. |
Tüm bu hikâyeleri nasıl bağlayacağımı bilmiyordum ama tüm öğretmenlerin bu hikâyeyi bilmeleri gerektiğini biliyordum. | TED | لم أكن أعرف كيف أربط بين هذه القصص، لكن عرفت أن المعلمين يجب أن يعرفوا هذه القصة. |
Bu çalışmanın kritik noktası öğretmenlerin de aldatılmış olması. | TED | ومن أهم أجزاء هذه الدراسة هي أن المعلمين وقعوا في فخها أيضا |
Bu öğretmenlerin hikâyesi, zorlu yaşamlarının hikâyesi. | Open Subtitles | هذه قصة حول المعلمين حول حياتهم الرثة وكفاحهم. |
Genç öğretmenlerin usta öğretmenleri iş başındayken seyretme fırsatı bulmalarını sağlıyorlar. | TED | فهم يتأكدون من حصول المدرسين الجدد على فرصة مشاهدة المدرسين المخضرمين وهم يعملون. |
İlk olarak, bu gözlemlerde başarılı olan öğretmenlerin öğrenci sonuçları çok daha iyidi. | TED | أولا، و حسب هذه الملاحظات فإن المدرسين الذين يقومون بعمل جيد كانت نتائج طلابهم أفضل بكثير من غيرهم. |
Örneğin, bazı öğretmenlerin sınıflarındaki kamera fikrinden rahatsız olabileceklerini biliyorum. | TED | فعلى سبيل المثال، أعرف بعض المدرسين ليسوا مرتاحين لفكرة الكاميرا في الأقسام. |
Tree Hill'deki öğretmenlerin kötülüğünü düşünürsek bu bir mucize olması lazım. | Open Subtitles | إنها معجزة مدى الإنحطاط الذى عليه المعلمون بمدرسة ترى هيل العليا |
Çünkü gözlemlediğim kadarıyla çocukların çoğu için gereken iyi öğretmenlerin çoğunluğu devlet üniversitelerindeler. | TED | لأن ما ألاحظه هو المدرسون الجيدون , لكثير من هؤلاء الأولاد , هم خارج كليات المجتمع |
Elimde ismi olmadığı için bazı okulları arayıp son günlerde okula gelmeyen öğretmenlerin listesini yaptım. | Open Subtitles | بدون اسم، يجب عليه اتصال بالمدرسة تلو الاخر وأنا اضع قائمة للمعلمين الغائبين |
Bayan Trainor seçmeden önce başarı oranı yükselmezse bütün öğretmenlerin kovulacağını söyledi. | Open Subtitles | تقول أيضا أنه إلّم تتحسّ النتائج قبل عمليّة الإختيار فكل المعلّمين سيُطرَدون |
Ve öğretmenlerin kariyerlerinde ilerlemeleri için mantıklı yollar sağlıyorlar. | TED | وتوفر مسارات مهنية ذكية للمدرسين للتقدم في حياتهم المهنية. |
öğretmenlerin çalışabilmelerine öğrenciler mi karar veriyor? | Open Subtitles | هل سيقرر الطلاب إن كان يمكن للأساتذة أن يعملوا؟ |
öğretmenlerin okulda kimseyle konuşmadığını söylüyor. | Open Subtitles | معلميك يقولون انك لاتتحدث مع اي أحد في المدرسة |
Sana dün öğretmenlerin hizmet günü diye okulun kapandığını söylemiştik. | Open Subtitles | قيل لي أنه لا فصل لديكم أخبرناك ليلة البارحة أن المدرسة ستُغلق |
Şimdi de, keşke öğretmenlerin çocuklara verdiği kart olsa, diyorsunuz. | Open Subtitles | في هذه الأيام، تتمنى لو أن الأساتذة يهدون للتلاميذ بطاقات |