| Bu öğleden sonra ödülümü aldım, ese, ve şimdi sen kendininkini alıyorsun. | Open Subtitles | في هذا الزوال أخذت جائزتي يا صاح, و الآن أنت تأخذ جائزتك |
| Sonra buraya, ödülümü alacağım podyuma çıkacağım ... ve alkışların bitmesini bekleyeceğim, ve konuşmayı kabul edeceğim, ve size söz veriyorum, hiçbir evde göz yaşı dökmemiş biri kalmayacak. | Open Subtitles | حسناً .. ثم سأمشي إلى المنصّة، حيث سأستقبل جائزتي .. حسناً .. |
| Çok mutluyum.ödülümü evdekilere Göstermek için sabırsızlanıyorum... | Open Subtitles | انا مبتهجة جدا .. اريد أن اري جائزتي لكل شخص |
| Aslında, fotoğrafı ben çekmiştim bu yüzden ödülümü yetimhaneye bağışladım. | Open Subtitles | أنا التي التقطت الصورة لذلك تبرعت بجائزتي لملجأ الأيتام |
| Burada kendimizi paraladık ve ben ödülümü istiyorum! | Open Subtitles | لقد عملنا جاهدين من أجل هذا و أريد الحصول على مكافأتي |
| Önce ödülümü çaldılar ve en başta şenlik ateşindeki partiye gitmek istememle dalga geçip sonra kendileri gittiler. | Open Subtitles | أولاً سرقوا كأسي التذكاري ثم ذهبوا للإحتفال عند مشعل النار بعد أن سخروا مني لأني أردتُ الذهاب في المقام الأول |
| İlk önce ödülümü alacağım. Sanki işe yarıyorlar. | Open Subtitles | حسناً,سأخذ مكافئتي مقدماً. تبدو بأنها ذات نفع. |
| Dün Binghamton Havaalanı'ndayken yaşlı bir güvenlik görevlisi ödülümü gördükten sonra beni kenara çekti. | Open Subtitles | استوقفتني ضابطة جميلة من أمن المطار والتي كانت تريد التحقق من جائزتي |
| ödülümü çalıp beni buraya koyan adam da para peşinde değildi. | Open Subtitles | لا، وكذلك الشخص الذي أخذ جائزتي وعلقني هُنا |
| Devamlılık ödülümü kontrol etmek istemiştim. | Open Subtitles | في الواقع، أردت أن أسأل عن جائزتي للحضور المتميز |
| ödülümü alana dek evime falan gitmeyeceğim. | Open Subtitles | انا لن اذهب الى المنزل الى ان احصل على جائزتي |
| Buraya gelip nakit ödülümü almamı söylüyordu. | Open Subtitles | يقول أن آتي إلى هنا لأستلم جائزتي النقدية؟ |
| Kaydettirmek istediğim iki kaçak var. ödülümü de alacağım. | Open Subtitles | معي هاربين يخصّانك أريد جائزتي |
| Yaz tatili, Cuma günü resmi mezuniyet törenimde herkesin önünde Müdür tarafından özel ödülümü alana kadar başlamıyor. | Open Subtitles | الصيف لن يبدأ بشكلٍ رسمي , حتى موعدي تخرجي يوم الجمعة عندما تشاهدونني وأنا , أستلم جائزتي المميزة مقدمة من قِبل المدير . في حضور الجميع |
| Şimdi beni öp ve ödülümü incelemem için yalnız bırak. | Open Subtitles | قبلني الان، واتركني لأستكشف جائزتي |
| ödülümü. Beyaz boncuğu. | Open Subtitles | جائزتي الخرز الأبيض |
| ödülümü şöminenin üstüne koyacağım. Sen ne yapacaksın? | Open Subtitles | -سأضع جائزتي فوق الموقد ، وأنت؟ |
| Arkaya bin ve izin ver ödülümü alayım. | Open Subtitles | إركبي هنا بجانبي لأطالب بجائزتي |
| ödülümü almanın zamanı, oğlum. | Open Subtitles | لقد حان وقت المطالبة بجائزتي يا ولد |
| Bana kalırsa, ödülümü almadan bir yere gitmeyeceğim. | Open Subtitles | كل ما اعرفه هو , انني لن اذهب الى اية مكان بدون مكافأتي |
| Önce ödülümü çalıyorlar, sonra da ben gitmek isteyince benimle dalga geçtikleri şenlik ateşindeki partiye gidiyorlar. | Open Subtitles | أولا قاموا بسرقة كأسي ثم ذهبوا للإحتفال عند مشعل النار بعد أن سخروا مني |
| Ve bana yeteri kadar şaplak attığında, soyunmanı sağlayıp, ödülümü alabileceğim. | Open Subtitles | وبمجرد ما تصفعيني كفاية, سأحصل على خلع ملابسك - وأنال مكافئتي - أجل |
| ödülümü Mısır'dan aldım. Kızıl Deniz'de bir limanımız olacak. | Open Subtitles | لقد ربحت مكافأتى من " مصر" سوف نحصل على مينائنا على البحر الأحمر |