Uyuşturucu hap kartelindeki arkadaşların burada tutulman için epeyce para ödediler. | Open Subtitles | أصدقائك تجار المخدرات دفعوا الكثير من المال ليتأكدوا من بقائك هنا |
Olan şey şuydu birbirlerine ejderha öldürme puanı dedikleri sanal para ödediler. | TED | الذي حدث هو أنهم دفعوا لبعضهم البعض عملة افتراضية أسموها نقاط قتل التنين. |
Sen gelmeden önce bu bilgiyi beş guruba sattım - bana daha fazla ödediler. | Open Subtitles | قبل مجيئك بعت هذه المعلومات لأربع جهات هم دفعوا لى اكثر |
Parayı nakit ödediler ve yüklü bir bahşiş verdiler. | Open Subtitles | إنّهم يدفعون نقداً , نصيحة مهمةّ . أقدمها لكِ |
Gitmeden önce, altı aylık kirayı ödediler. | Open Subtitles | ثم دفعا إيجار 6 أشهر قبل مغادرتهما. |
Ben onlardan size katılmalarını istedim ve onlar bunun için büyük bedel ödediler. | Open Subtitles | طلبت منهم أن يتبعوكم وقد دفعوا ثمن ذلك غاليًا |
Bunu yakalamam için çok para ödediler. | Open Subtitles | لقد دفعوا لي الكثير من المال لأستطاده .. |
Hey, yavaş, ufaklık. Bu insanlar buraya gelebilmek için iyi para ödediler. | Open Subtitles | انتظر يا ولد، هؤلاء المحترمين دفعوا أموالاً كي يدخلوا هنا |
Bana 150$ ödediler, ...ben de bunu erkek arkadaşımla bir hafta boyunca yatakta kutladım. | Open Subtitles | لقد دفعوا لي 150 دولاراً قضيت أسبوعاً كاملاً مع صديقي |
Adama oynamaması için 22 milyon dolar ödediler. | Open Subtitles | دفعوا له 22 مليون ليلعب نعم تمتع فى صندوقك |
Evet, bu yaşlılar gösteri için para ödediler o yüzden... | Open Subtitles | نعم , هؤلاء القوم دفعوا لكي يحضوا ببعض المرح ...لذا |
Onları kandırmıyorsunuz. Sadece size para ödediler. Ne olduğunuzu biliyorlar. | Open Subtitles | أنتِ لا تخدعيهِم ، لقد دفعوا لكِ ، و يعرفون من أنتِ. |
Bu insanlar, ilham almak için güzel miktarda para ödediler. | Open Subtitles | هؤلاء أناس دفعوا مالاً وافراً ليكونوا مصدر إلهام |
Ama malın parasını ödediler. Öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً، ولكنهم دفعوا مقابل المخدرات، أليس كذلك؟ |
Telefonundaki insanlar iyi değil mi? Şimdiden çoğu 50 dolar giriş bedelini ödediler. | Open Subtitles | الكثير منهم دفعوا بالفعل رسم الدخول و هو 50 دولارا |
Park yeri için para ödediler, benzin için ödediler. | Open Subtitles | دفعوا مقابل ركن المركبات دفعوا مقابل الوقود |
20 hafta boyunca, her hafta. Bir atışıma 85 dolar ödediler. | Open Subtitles | بكل إسبوع على مدار 20 إسبوع وقد دفعوا لي 85$ للوعاء |
Yalnızca üç günlüğüne, 8,765 dolar ödediler. | Open Subtitles | إنها مؤجرة لثلاثة أيام يدفعون عليها 8.756 دولاراً |
Bana danışmanlık ücreti ödediler. Yeterli mi? | Open Subtitles | إنهم يدفعون لي أجراً عن الاستشارة أليس هذا كافياً؟ |
ve sonra... bakıcıya parasını ödediler... ve... | Open Subtitles | و, و دفعا للجليسة |
Zavallılar. Kim bilir onu serbest bırakmaları için ne kadar ödediler. | Open Subtitles | أتساءل ما المبلغ الذي دفعوه لاستعادته |
Bilgi için 50 milyon dolar ödediler ve adam onlara onu verdi. | Open Subtitles | 50مليون دولار التي دفعوها من أجل المعلومات و الرجل الذي منحوه إياهم |
Bazı insanlar bütün kağıdı parçalayıp, sınıftan çıkıp, kendi ücretlerinii içinde 100 dolardan fazla para olan kaseden ödediler. | TED | بعض الناس قام بتمزيق كل شئ، ذهب خارج الغرفة، ودفعوا لأنفسهم من وعاء المال الذي فيه أكثر من 100 دولار. |
Bu gece bir şey kurtaramayabilirsiniz ama konuklarım çok yüksek bedel ödediler, bazıları diğerlerinden de yüksek. | Open Subtitles | هذه الليلة قد لا يمكن اصلاحها لكن ضيوفَي دَفعوا كثيرا ... البعض أكثر مِنْ الآخرين |
McDonald's beni geri çevirmişti, oysa burada... hapiste geçirdiğim bir yılın ücretini bile ödediler. | Open Subtitles | "لقد رفضت في " ماكدونالز لكن هنا دفعو لي كل السنين التي كنت فيها في السجن |