| Sence insanlar sonsuza dek sağlıklı ve genç kalmanın iksirine ne kadar öder? | Open Subtitles | كم تعتقد ان شخصاً ما قد يدفع ليبقي شاباً وصحياً الي الأبد ؟ |
| Yol güzergahı sessiz ve sakin olsun diye Joe'ya para öder. | Open Subtitles | هو يدفع لجو ليكن متأكد بأن جميع المسالك على مايرام ومؤدية |
| Bir fotoğraf çektirilmesi için kim bu kadar para öder ki? | Open Subtitles | لمَ سيدفع شخص هذا القدر من المال لتزييف صُورة في الأصل؟ |
| Amerikalılar F-14 parçaları İranlıların eline geçmesin diye İranlılardan daha fazla öder. | Open Subtitles | ألا تعلمين أنّ الأمريكيين يدفعون الكثير لأبقاء مكونات طائراتهم بعيدة عن الإيرانيين، |
| Polis, konu mankeni olarak kullandığı bu evsizlere kelle başı 10 Dolar öder. | Open Subtitles | دائما تدفع الشرطه للمشردين عشر دولارات للشخص الواحد |
| Bu enfeksiyonun devam etmesine neden olursan, dul eşin paramı öder. | Open Subtitles | لو سمحت لهذه العدوى أن تمتد بعيدا، فإن أرملتك ستدفع فاتورتي |
| İnsan böyle iyi bakılmak için üstüne para bile öder. | Open Subtitles | قد يدفع البعض المال الجيد ليكون كوزيتد من هذا القبيل. |
| Neden insanlar kıçlarını tekmeletmek için saate 300 dolar öder? | Open Subtitles | لماذا يدفع الناس 300 دولارٍ في الساعة لكي تركل مؤخراتهم؟ |
| Neden insanlar kıçlarını tekmeletmek için saate 300 dolar öder? | Open Subtitles | لماذا يدفع الناس 300 دولارٍ في الساعة لكي تركل مؤخراتهم؟ |
| Howard, dünyaya gelen her yeni fikir tek bir insanın aklından çıkar peki ya bedel olarak ne öder biliyor musun? | Open Subtitles | هوارد، كل فكرة جديده فى العالم تأتى من عقل رجل ما وانت تعرف الثمن عليه أن يدفع الثمن؟ |
| Borçlarn öder, namusuyla otel isletirdi. | Open Subtitles | ؟ كان يدفع َ ديونَه،ويدير مكانا نظيفا ً. |
| Ben neyi dilersem anında sahip olurum, yoksa herkes bedelini öder. | Open Subtitles | سوف يحدث كل شيء كما أريد أنا، أو سيدفع الجميع الثمن |
| Onu görmek için bütün dünya para öder. - Hiçbir zincir taşımaz onu. | Open Subtitles | قارب نرفقه به ليطفو العالم بأسره سيدفع لرؤيته |
| Hepsi bu. Patron tüm hasarı öder. | Open Subtitles | هذا كل ما في الأمر ، سيدفع الملاك كل شيء |
| Dinle, birader. Bütün bu insanlar burada çalışmak için para öder. | Open Subtitles | اسمع، كل هؤلا الذين تراهم هنا يدفعون من أجل الوقوف هنا |
| Dirilişçiler diğerlerinden altmış santim daha derine gömülmek için fazladan para öder. | Open Subtitles | المؤمنون بالقيامة يدفعون نقوداً إضافية ليتم دفنهم أعمق بستين سنتمتراً من البقية |
| - Hiç ödemedin. - Kim böyle bir bok için para öder? | Open Subtitles | انك لم تدفع أبدا ومن الذى يدفع مقابل هذه القذارة ؟ |
| Ve eminim siz onlara paralarını öder ödemez imzalarını atmışlardır. | Open Subtitles | وعلى الارجح انهم قاموا بتنازلات لمجرد ان تدفع لهم |
| Anneme paraların nereye gittiğini söylersem, tedavi masrafını nasıl öder? | Open Subtitles | كيف ستدفع امك لريهاب عندما اخبرها اين تذهب اموالها ؟ |
| gerçek oyuncular bunun gibi eşsiz bir aygıtta oynamak için 50 dolar öder... | Open Subtitles | اللاعبين المهمين سيدفعون 50 دولار للعب في قطعة ألعاب نادرة كهذه |
| Çocuklar ise büyüyüp ailelerine olan minnet borçlarini öder. | Open Subtitles | الرجال أقوياء وينبغي على الأطفال أن يحذوا حذوهم لدفع ديونهم وكسب رزقهم وكل الهراءات الأخرى |
| Tıpkı sizin gibi, her ay taksitini öder. | Open Subtitles | إنه يسدد القرض العقاري شهريا مثل الناس تماما |
| Afedersiniz. Rica etsem hesabı öder miydiniz? Bekleyemeyeceğim. | Open Subtitles | .. اعذرني اريدك ان تقوم بدفع فاتورتك، لو سمحت |
| Her insan kurtuluş için bir bedel öder. Bu da senin ödeyeceğin bedel. | Open Subtitles | يَدْفعُ كُلّ رجلُ السعرَ للتسديد هذا لك. |
| Bu araba senin kıyafetlerini de yiyeceğini de öder. | Open Subtitles | هذه السيارة يدفع ملابسك كل شيء تأكله، ويدفع أيضا |
| O bankaya yalnız gider, elektrik faturasını kendi öder. | Open Subtitles | إنها تذهب للبنك ، وتدفع فاتورة الكهرباء بمفردها |
| Merak etmeyin. Patron daima parayı öder. | Open Subtitles | لا تقلقوا، رئيسي يدفع ديونه دائماً |
| Öğrenci kredilerimi öder ödemez ücretsiz avukat olarak çalışacağım derdim hani. | Open Subtitles | لا ، لقد قلت ذلك لمرة واحدة ، من أجل تسديد ديوني الطلابية حيث أريد بأن أذهب للعمل من أجل تقديم المساعدة القانونية |