"öksürüyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • سعال
        
    • يسعل
        
    • تسعل
        
    • السعال
        
    • يكح
        
    • الكحة
        
    • بالسعال
        
    Çok kötü öksürüyor ve birşey yapamıyoruz. Open Subtitles انه حصل على سعال سئ و طبيبنا البيطرى لا يستطيع ان يوقفه
    Bakın Bayan Angela, küçük yeğenim çok kötü öksürüyor. Open Subtitles أنظرى هنا آنسة أنجيلا أبنة أختي الصَغيرة عندها سعال سيئ جداً
    Ne zaman mama versek kusuyor, öksürüyor ve rengi maviye dönüyor. Open Subtitles كلّما أطعمناه فانه يتقيّأ او يسعل ويزرقّ لونه
    Kendine hiç bakmıyor, katır gibi öksürüyor. Open Subtitles انه لا يريد أن يصبح أفضل، انه يسعل مثل الحمار.
    Bazen, sanki hapşırıyor, öksürüyor ya da sessizce konuşuyor gibi ses çıkartır. Open Subtitles أحياناً تبدو وكأنها تعطس، أو تسعل أو تتكلم بصوت خافت.
    Bu küçük dostumuzun öksürüyor. İlaç dolabında ona uygun ilacın var mı? Open Subtitles هذا الصغير لديه بعض السعال هل لديك اى شىء فى دولاب الدواء
    öksürüyor, herkes dönüp ona bakıyor rahip de dahil, sonra bir Vicks atıyor ağzına. Open Subtitles و هو يكح ، و الجميع يحدق في وجهه ، بما في ذلك الكاهن "ثم يمتص حبة "الفيكس
    Gergin olduğunda tikler yapmaya başladı, öksürüyor, sürekli gözünü kırpıyor. Open Subtitles لقد بدأ يصاب بهذه اللازمات العصبية تعلم .. سعال غريب، يطرف بعينه طوال الوقت
    Neyin var, nezle yüzünden öksürüyor musun? Open Subtitles ماذا أصابك سعال بسبب البرودة ؟
    Ateşi var ve çok fena öksürüyor. Open Subtitles إن حراراتها مرتفعة وتعانى من سعال شديد
    Azıcık öksürüyor diye onu ıstakayla kovaladın. Open Subtitles طاردتَها خارج مَع a نموذج بركةِ لأن كَانَ عِنْدَها a سعال.
    - Evet, bazen kötü şekilde öksürüyor. Open Subtitles نعم، لقد كان لديه سعال سيء منذ مده
    öksürüyor ve ateşi çıktı. Bugün evde kalması daha iyi. Open Subtitles . إنه يسعل ودرجة حرارته مرتفعة من الأفضل أن يبقى في المنزل اليوم
    öksürüyor. Buraya ekip göndermen gerek. Open Subtitles إنه يسعل يجب أن ترسلوا فريق إلى هنا بالحال
    Ciğerleri sökülünceye kadar öksürüyor. Open Subtitles كان يسعل وقلبه يكاد ينفطر للخارج.
    Su gibi terliyor. öksürüyor. Dudakları şişiyor. Open Subtitles حسناً ، إنها تعرق بشدة إنها تسعل ، شفاها منتفخة
    öksürüyor ve hırlıyordu. Open Subtitles أعتقد أنها إستيقظت و كانت تسعل وتتنفس بصعوبة
    - Hasta öksürüyor muydu? Open Subtitles هل كانت تسعل ؟ أجل
    Susuz kalmış, ateşi var, öksürüyor ve partinin onsuz devam etmesi konusunda ısrarcı. Open Subtitles مصابة بالجفاف و الحمى و السعال, ومصرة على أن تستمر الحفلة بدونها
    öksürüyor. Durmadan öksürüyor. Open Subtitles إنه يسعل ولا يتوقف عن السعال أبداً.
    - Küçüğümüz yine öksürüyor mu? Open Subtitles الصغير يكح ثانية ؟
    öksürüyor! - Ölmeme izin verme! Open Subtitles إنه يكح لاتجعلني أموت
    Dün gece kötüleşmeye başladı, ama bu gece gerçekten kötü öksürüyor. Open Subtitles لقد بدأ الأمر بالأمس و لكن الكحة زادت بشكل سئٍ الليلة
    öksürüyor. Open Subtitles إنها مصابة بالسعال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more