ölçümler ile halüsinasyonlar arasında bir bağlantı var. | Open Subtitles | أظن ، بأنه هناك صلة بين القراءات ، و الهلاوس |
Fiziksel ölçümler normal, ama beyin dalgaları zayıf. | Open Subtitles | القراءات الجسديّة طبيعية، لكن موجات إشارة الدماغ منخفضة |
Ve bildiğin gibi, ölçümler olmazsa bilim de yok demektir. | Open Subtitles | وكما تعلم، دون القياسات لا يمكن أن يكون هناك عِلم |
ölçümler verilerle ilgili daha sayısal görüntüler sağlıyor. | TED | توفر القياسات نظرة رقمية أكثر حول البيانات. |
Koma belirtileri var, ama aynı anda, bir düzine insanınkiler karıştırılmış gibi ölçümler alıyoruz. | Open Subtitles | فى وقت ما يشير الى غيبوبةِ لكن في نفس الوقت نرى قراءات كأن دسته من الناس يقفزون معاً |
Her neyse, sonda atmosferde aşağı inerken bazı atmosferik ölçümler yaptı, ayrıca panoramik fotoğraflar çekti. | TED | و لكن على العموم, أخذ المسبار قياسات للغلاف الجوي اثناء هبوطه, و ايضا أخذ صور بانورامية شاملة. |
Böylece, kendi kendimize aslında şu soruyu sormaya başladık Ne çeşit daha az bariz ölçümler kullanabiliriz gerçekten çalışanlarımızın anlam arayışını ya da müşterilerimizin bizimle duygusal bağlantı kurma arayışını ölçebilecek | TED | فبدأنا نتساءل اي نوع من المقاييس الأقل وضوحا يمكننا في الواقع ان نستخدمها لتقييم حس موظفينا بالقيمة او احساس زبائننا بالارتباط العاطفي بنا |
Bu ölçümler, bilgisayarları en başta etkileyen şeyle uyuyor. | Open Subtitles | تلك القراءات توافق تلك أصابت الحاسب بالدرجة الأولى |
Bu daha zayıf ölçümler Binbaşı Carter'ın, bunlar da varlığın. | Open Subtitles | هذه القراءات الضعيفة خاصة بالرائدة كارتر,وهذه خاصة بالكيان |
Ruhani varlıklara uygun elektromanyetik ölçümler alıyorum... | Open Subtitles | القراءات الكهرومغناطيسية ثابتة بالكياناتِ الروحيةِ لكن ليس هناك مصفوفة ايكتوبلازمية |
ölçümler tespit ettiğim seviyeye eriştiğinde eve dönüp dönmediğimi bileceksin. | Open Subtitles | عندما تصل القراءات للمستوى الذي حددته ستعلم إن كنت قد عدت للوطن ام لا |
Michael, kamyon ve motor sürücülerinden alışılmadık ölçümler alıyorum. | Open Subtitles | مايكل ، أنا ألتقط بعض القراءات الغير عادية من داخل الشاحنة ، و من راكب الدراجة النارية |
Hayır, bu ölçümler daha çok Kovan'ın ortasında alınabilecek türden değerler. | Open Subtitles | لا، هذه القراءات مثل شيء ما في منتصف سفينة الريث |
Yerine, şimdiye kadar, LHC'den gelen ölçümler ne yeni parçacıklardan ne de beklenmeyen fenomenlerden izler taşıyor. | TED | عزضا عن ذلك, حتى الان, القياسات القادمة من مسارع الجسيمات الضخم لا تظهر أي علامات لعنصر جديد أو ظاهرة غير متوقعة. |
Gidebiliriz, detaylı bakabilir ve ölçümler, gözlemler yapabiliriz, özelliklerini ölçebiliriz. | TED | يمكننا الذهاب والتمعن في التفاصيل، وأخذ القياسات والملاحظات. ويمكننا تقدير الخصائص. |
Öncelikle akustik ölçümler yardımıyla arabanın dışarıya sesi nasıl yaydığını bilmeliyiz. | TED | لذلك علينا أن نعرف، أولًا وقبل كل شيء، كيف تنشر هذه السيارة الصوت في الخارج عن طريق القياسات الصوتية. |
Bu ölçümler sayesinde, timsahların izometrik olarak orantılandığını kanıtladık. | TED | لقد أثبتنا مع هذه القياسات أن التماسيح تدرجت بنمط متساوي |
bu uçağın içerisi tatile gitmek için kullandığınız uçaklara benzemiyor. Bu, molekülün bulunduğu bölgede ölçümler yapabilmek için kullandığımız bir uçan laboratuvar. | TED | فإن داخل الطائرة لا يشبه أي طائرة أخرى تركبونها للإجازة. هي عبارة عن مختبر طائر استخدمناه لأخذ القياسات في منطقة هذا الجزيء |
McKay ilginç ölçümler alıyor, o yüzden daha yakından bakmaya gidiyoruz. | Open Subtitles | مكاي يتلقى قراءات غريبة لذا نحن سنقترب لإلقاء نظرة أقرب |
Mavi Takım, Hekla Volkanı görülmemiş şekilde sismik ölçümler gösteriyor. | Open Subtitles | البركان يوضح عن وجود قراءات زلزالية هائلة |
Bazı çok garip ölçümler alıyorum. | Open Subtitles | لقد حصلت لتوي على قراءات غريبة |
Ve birkaç yıl içinde, Satürn etrafında yörüngeyken, bilirsiniz, yüzeye daha da yakınlaşmayı ve daha keskin ölçümler yapmayı planlıyoruz. | TED | و خلال السنوات القادمة من استمرارنا بالدوران حول زحل، نخطط إلى الاقتراب أكثر فأكثر من السطح و أخذ قياسات أكثر دقة. |
- Bugün. Oyunun adı "ağırlık ve ölçümler" "sonsuza kadar bekle" değil. | Open Subtitles | "اليوم ، هو "للأوزان و المقاييس "ليس "الإنتظار للأبد |
Bu ölçümler, alan içerisindeki zamanın aşırı derecede yavaş olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هذه القراءاتِ تُشيرُ إلى أن الوقتِ ضمن هذا الحقلِ بطَئُ جداً |