Malesef O bir insan degil, asla yaşlanmayacak ya da ölmeyecek. | Open Subtitles | للأسف، هو ليس بشرياً لن يتقدم بالسن أبداً ولن يموت أبداً |
Burada bir idam için toplandığınızı biliyorum ama bugün burada başka kimse ölmeyecek. | Open Subtitles | أعرف أنكم أتيتم هنا جميعاً لتنفيذ الإعدام ولكن لن يموت أحداً هنا اليوم |
O ihtiyar asla ölmeyecek, dağlardan bile uzun yaşayacak. | Open Subtitles | هذا الرجل العجوز لن يموت سيعيش عمر أطول من عمر الجبال |
Ama, Yaşlı Adam hiçbir yere devrilmiyor. ölmeyecek o. | Open Subtitles | و لكن الرجل العجوز لن يسقط فى أى مكان ، إنه لن يموت |
Bizim kültürümüz ruhumuz ve o da bu gece ölmeyecek. | Open Subtitles | ثقافتنا هي روحنا وهي لن تموت الليلة دعك من هذا |
İmparatorun emri olmadığı sürece sarayda kimse, ama kimse ölmeyecek. | Open Subtitles | لا احد يموت فى القصر بدون حكم من الامبراطور |
Tanrının merhametli ve sevgi dolu kucağında hepimiz bir araya gelelim, söz verildi ki, inanarak yaşayanlar asla ölmeyecek. | Open Subtitles | سنجتمع معاً مرة أخرى عند الله بحب وعناق دافئ لأنه من يحيا وهو مؤمن بي لن يموت أبداً |
Gördün mü, Sana söyledim. Kimse için ölmeyecek. | Open Subtitles | إنظري، لقد أخبرتك إنه لن يموت من اجل اي شخص |
Ölürsek, güzel kokarak ölürüz. Kimse ölmeyecek, tamam mı? | Open Subtitles | عظيم.عندما نموت,نموت ونحن برائحه عطره لن يموت احد؟ |
- Hayır ölmeyecek. Yanında duran o adam onun doktoru. | Open Subtitles | لا، لن يموت ذلك الرجل الذي بجانبه إنه طبيبه |
EKG'sine çoktan baktım Çaylak, bana güven. Gelecek otuz dakika içinde kesinlikle ölmeyecek. | Open Subtitles | لقد نظرت مسبقاً إلى نتيجة تخطيط قلبه وثق بي ، هو لن يموت خلال الـ30 دقيقة القادمة |
Bir saat için de oylama bitecek ve ben de eminim ki hiçbir şekilde Joey ölmeyecek. | Open Subtitles | سوف ينتهى التصويت بعد ساعة ولقد تأكدت من ان جوى لن يموت ابدا |
Bugün hiç kimse ölmeyecek. Vuramayacaksın bile. | Open Subtitles | لن يموت أحداً الليلة أنتِ حتي لن تقومين بإيذائه |
Sana, ekibimden kimse ölmeyecek dedim. Dayan. | Open Subtitles | لا احد يموت فى فرقتى لقد اخبرتك بذلك تماسك |
Bu gece kimse ölmeyecek. Ne biz, ne de aile, hiç kimse. | Open Subtitles | لن يموت أحد الليلة ليس نحن ليس هذه العائلة |
Beni ele geçirmeye çalışmazsanız Hiçbir masum ölmeyecek! | Open Subtitles | إن توقفتم عن محاولة القبض علي، فلن يموت الأبرياء |
Öğretileri benimle birlikte yaşadığı sürece O ölmeyecek | Open Subtitles | . . طالما أن هذه الدروس تحيا عبري فلن يموت أبداً |
Ordu bir yemin etti. Hitler'le birlikte ölmeyecek bir yemin. | Open Subtitles | الجيش أقسم قسماً مقدساً قسماً مقدساً لن يموت فقط بموت هتلر |
Tamam Memsaab. Annem yalnız ölmeyecek. | Open Subtitles | لن تموت أمي لوحدها، فالأجداد معها، إنها ليست خائفة |
Ancak bana ne bildiklerini ve kimlere söylediklerini söylemen gerekiyor ve böylece bu akşam kimse ölmeyecek. | Open Subtitles | لكن يجب أن تخبرني ما يعرفون و من أخبروه به و لن يمت أحد الليلة |
Sadece bilmenizi istiyoruz ki, aramızda sizin için ölmeyecek biri yok. | Open Subtitles | نريدكَ فقط ان نتعلم انهُ لايوجد رجل بيننا لن يموتَ من اجلكَ |
Hepimiz birlikte çalışıp neler olduğunu çözeceğiz ve kimse ölmeyecek. | Open Subtitles | وسنعمل معا لمعرفة ما الذي يجري لذلك حتى لايموت احد |
En hoşuma giden şey, "Büyük Gün"den sonra insanların artık ölmeyecek olması. | Open Subtitles | أحببت فكرة أنه بعد اليوم العظيم الناس لا يموتون |
Bana hiç kimse ölmeyecek demişti. | Open Subtitles | أخبرتني أن أحدا لن يُقتل |
Artık bir kardeşim daha zevk uğruna ölmeyecek. | Open Subtitles | لن أرى موت أخٍ من أجل مباراة للترفيه |