"önünde değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس أمام
        
    • ليس أمامه
        
    Ben aşağılanmaya alışkınım. Ama bu kadar büyük bir kalabalığın önünde değil. Open Subtitles أنا معتادة على المذّلة ولكن ليس أمام جمع كبير كهذا.
    - ... bunu gizli yap, hizmetçilerin önünde değil. Open Subtitles يمكنك أن تفعل ذلك على إنفراد، ليس أمام الخدم
    Kanal yetkililerinin önünde değil, aptal. Open Subtitles ليس أمام شبكة الانترنت, أيها الأحمق.
    Yani, çocukların önünde değil çünkü bu çok... Open Subtitles أعني ليس أمام الأطفال لأنّ ذلكَ سيكون...
    Seninle. Ama onun önünde değil çünkü o bir polis. Open Subtitles معك أنت ، لاكن ليس أمامه لأنهذاالشابشرطي.
    Çocuğumun gözü önünde değil, tamam mı? Open Subtitles ليس أمام طفلي ، حسنا ؟
    - Tamam, Ronnie. Kızkardeşinin önünde değil, tamam mı? Open Subtitles حسنا,"روني" ليس أمام شقيقتك إتفقنا
    Bu kadar insanın önünde değil ama. Open Subtitles حسنا , ليس أمام
    Yeğenimin önünde değil, Maura. Bana ver. Open Subtitles ليس أمام ابن أخي يا مورا
    Sadece öğrencilerin önünde değil. Open Subtitles ليس أمام الطلاب.
    - Ama lezbiyenlerin önünde değil. Open Subtitles ليس أمام مثليات.
    - Çocuğun önünde değil. - Ne çocuğu? Open Subtitles ليس أمام الصبى - أى صبى؟
    - Çocuğun önünde değil. - Ne çocuğu? Open Subtitles ليس أمام الصبى - أى صبى؟
    O halde Finn'e söyle, seni şehir içi aktivitelerinde 20 kişinin olduğu liselerde filan desteklesin, ulusal basının önünde değil. Open Subtitles إذًا أخبري (فين) أنه يُمكنه تأييدك في حدث داخل المدينة مع 20 شخصًا في صالة رياضة مدرسة ثانوية ذو رائحة نتنة ليس أمام الصحف القومية
    Rose'un önünde değil, hayır. Open Subtitles ليس أمام (روز)، لم أكن لأفعل
    Tabii ki istiyorum. Ama babanın önünde değil. Open Subtitles بالطبع أريد أن أقبّلكِ، ولكن ليس أمامه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more