| Büyüklü küçüklü diğer tüm hayvanlar daha Önceden hiç düzenlenmemiş... böyle bir toplantıda bulunmaktan endişelilerdi. | Open Subtitles | كل الحيوانات الاخرى كبيرها وصغيرها كان متلهفا للذهاب هناك لاجتماع لم يسبق عقده من قبل |
| Bu illüzyon çok ama çok zordur özellikle Önceden hiç denememiş biri için mesela ben gibi. | Open Subtitles | هذه الخدعة صعبه جدا جدا خاصة لشخص لم يسبق له فعلها من قبل مثلي |
| Önceden hiç kimseyi takip etmemişsindir herhalde. | Open Subtitles | أظنّكَ لم يسبق واقتفيتَ أحدًا من قبل، صحيح؟ |
| Değildi. Önceden hiç görmedim. | Open Subtitles | لا, لم يسبق لي وأن رأيتُ ذلك الرجلَ من قبل |
| Sağol, aslında Önceden hiç manuel vitesli sürmedim. | Open Subtitles | شكرا، لم يسبق لي أن يحركها في الواقع عصا من قبل. |
| Martina Navratilova'dan nikahımızı kıyamayacağına dair bir mesaj aldım çünkü bunu Önceden hiç yapmamış ve ikimizi de tanımıyor. | Open Subtitles | لقد وصلتني برقية للتو من مارتينا نافراتيلوفا بانها لن تكون الكاهنه لأنه لم يسبق لها فعل ذلك ولا تعرف أحدنا |
| Önceden hiç bir kadın öldürmemiştim ama senin için bir istisna yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن قتلتُ إمرأة من قبل, لكن من أجلك, سأكون مستعداً للقيام بإستثناء. |
| Önceden hiç gerçek bir arkadaşın olmamıştı. | Open Subtitles | لم يسبق أن كان لديك أصدقاء من قبل |
| Önceden hiç koltuklu bir ölçüm görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق لي رؤية ميزانٍ بكرسي من قبل |
| Bu Önceden hiç olmamıştı. | Open Subtitles | هذه لم يسبق أبدًا أن حدث هذا لي |
| Önceden hiç bu kadar kalabalık olmamıştık. | Open Subtitles | لم يسبق أن حظينا بهذا العدد الكبير |
| Senin gibi biriyle Önceden hiç tanışmamıştım Milady. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن التقيت أحدا مثلكِ من قبل, "ميلايدي". |
| Bana Önceden hiç ilham gelmemişti. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن استغرقت في التفكير هكذا |
| Daha Önceden hiç kapıyı kitlemezdin. | Open Subtitles | لم يسبق أن أقفلتَ بابك من قبل |
| Önceden hiç gitmedik ki. | Open Subtitles | لم يسبق أن فعلنا هذا |
| Ben Önceden hiç biryerde bulunmamıştım açıkcası. | Open Subtitles | لم يسبق أن ذهبت لأي مكان |