Ya da 100 Sağlam Şehir girişimine bakın, sağlamlık dirilişine önderlik ediyor. | TED | أو مبادرة المدن المائة المرنة، التي تقود حركة إحياء المرونة. |
Çünkü bu kısma yoğunlaşmak, inşa ettiğiniz mekanizmaya değil de kim ve önderlik etme kısmı değişimin geldiği nokta. | TED | لانه يجب التركيز على هذا الجانب وليس الماكينات التي تبني ما تصنع ولكن في سؤال من تقود هنا ياتي التغير |
Bu keşfe kalkışan son ekibe önderlik etti. | TED | الذي قاد آخر فريق حاول القيام بهذه البعثة. |
Çoğu insan bilmez ancak bu yolculuk Lewis ve Clark'ın zekasına cesaretine ve de vizyonuna sahip olmayan adamlara önderlik eden iki kişi tarafından daha yapıldı. | Open Subtitles | مالا يعرفه الكثيرون , انه توجد بعثة استكشافية اخري بقيادة رجلان آخران رجلان ربما لا يملكون شجاعة |
Şimdi ya savaşa önderlik edersin ya da yolumdan çıkarsın. | Open Subtitles | الآن، إما تقودنا في المعركة أو إبتعد عن طريقي |
Bu nedenle yapay zekâ için soru şudur; bu tür bir zekâya önderlik eden angajman kuralları nelerdir ve takibi ki biz kendimizinkini yaratabilir miyiz? | TED | إذاً، السؤال عن الذكاء الإصطناعي يصبح ما هي قواعد الإندماج التي تؤدي لهذا النوع من الذكاء و طبعا، هل يمكننا أن نصنع الذكاء الخاص بنا؟ |
Kral bize önderlik ederken zehirlendi! | Open Subtitles | لقد كان الملك مسمم بينما يقودنا |
O, Babil'in güçlerine karşı son savaşta onlara önderlik edecek peygamberdi. | Open Subtitles | كان النبي الذي يقودهم إلى المعركة النهائية ضد قوات البابليون |
Ben de önderlik etmeni istiyorum, ama önderlik ettiklerinin rızasıyla. | Open Subtitles | أريدك أن تقود ، ولكن بموافقة أولئك الذين تقودهم توم، يجب عليك التفكير بماستمر به |
Kaderinde yeni bir .. ..dünyaya önderlik eden bir şehir olarak durmalı. | Open Subtitles | يجب أن تصمد المدينة التي مقدر لها أن تقود العالم كله لعصر جديد |
Adamlarına Suzuran'ın zirvesine çıkmak için önderlik etmelisin. | Open Subtitles | عليك ان تقود رجالك الى القمة في سوزوران |
Bu arada Kartopu, hayvanlara, yeni bir toplum oluşturmaları için önderlik ediyordu, "Hayvan Çiftliği" isminde bir toplum. | Open Subtitles | في غضون ذلك, سنوبول قاد الحيوانات الاخرى لتنظيم مجتمع جديد الذي سمي الان مزرعة الحيوانات |
800 yıl önce, İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard, Kutsal Toprakları Türklerden geri almak üzere Üçüncü Büyük Haçlı Seferine önderlik etti. | Open Subtitles | من 800 عام قاد ريتشارد قلب الاسد ملك انجلترا الحمله الصليبيه الثالثه لاسترجاع الاراضي المقدسه من الاتراك |
Bowen ve Kara insanlara adalet ve kardeşlik içinde önderlik ettiler. | Open Subtitles | قاد بوين وكارا الشعب فى عهد العدالة والرخاء |
Sultan Şehriyar liderliğindeki küçük grup, ordunun kalanına önderlik etti. | Open Subtitles | مجموعه صغيره بقيادة الملك شهريار إنفصلت عن الجمع لتشن هجوما محفوفا بالمخاطر |
Bu maksatla, Haşimi krallığının hükümdarı Prens Nabil hazretlerinin önderlik ettiği bir ticaret heyeti de Denizaşırı Ticaret Şurasından bakanlarla birlikte hazır bulunacak. | Open Subtitles | وتحقيقا لهذه الغاية، وفد تجاري بقيادة صاحب السمو ولي العهد الأمير نبيل من الممالك الهاشمية المتحدة، |
Eyalet olma mücadelemizde bize önderlik edebilecek en iyi özelliklere sahip Shinbone'daki tek kişi olduğunu düşündüğüm bir insanı aday göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن ارشح رجل أعتقد هو الرجل الوحيد في هذه البلدة الذي لديه المؤهلات المناسبة ل تقودنا في كفاحنا من أجل اقامة دولة . |
Teklifim, bize önderlik edip ne yapmamız gerektiğini söylemen. | Open Subtitles | أقترح أن تقودنا وأن تخبرنا بالتعليمات |
Tanıştırmaları önderlik eden, konuşmalara ve davetlere önderlik eder liderlerdir. | Open Subtitles | المقدمات تؤدي الى المحادثات وتقود الى دعوات الاتصال |
Yalnızca bir kişi bize önderlik edebilir. | Open Subtitles | واحد فقط يستطيع أن يقودنا. |
Bir süre sonra savaşta Mick bizzat onlara önderlik edecek ve onları zafere taşıyacak. | Open Subtitles | فى فترة وجيزة ، سوف يقودهم مايك " بنفسه إلى المعركة " و يقودهم إلى النصر |
Eğer bu adamlar Virginia Askeri Oyunlarını kazanırlarsa, bu senin onlara zafer yolunda önderlik etmenden olacak. | Open Subtitles | إذا فازوا بمسابقة فيرجينا العسكرية ذلك بسبب إنك قمت بقيادتهم إلى النصر |
Ve görünen o ki bazı tur rehberlerine önderlik ediyoruz. | Open Subtitles | و الآن الأمر يبدو كأننا نسلم كتيبات إرشاد سياحى |
Bu sebeple bu hafta IKEA'da kadınlar için açık iletişim ağı başlattık ve değişime önderlik etmek için ne gerekliyse yapacağız. | TED | لذا أطلقنا الشبكة المفتوحة للنساء هذا الأسبوع في إيكيا، وسوف نقوم بكل ما يتطلبه الأمر لقيادة التغيير. |
Size önderlik etmek, hem bir onur hem de büyük bir zevkti. | Open Subtitles | . لقد كان من الشرف و السعادة قيادتكم |
Ve bakın, bizim silahlardan daha fazlasına ihtiyacımız var. Bize önderlik etmesi için El Libre'e ihtiyacımız var. | Open Subtitles | وانا اقول بأننا نحتاج الى الليبري لقيادتنا اكثر من السلاح |