Hayır, hayır, bir bebek ve kırık kemikler, Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | كلا, كلا, هناك طفل قادم وبعض العظام المحطمة, لا شيء مهم. |
Hong Tae Seong burada oturduğu için onunla konuşacağız. Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | نحن فقط نتحدث معه لأنه كان يقيم هنا لا شيء مهم |
Önemli bir şey değil. Aslında daha çok Hugo Boss'um. - Çünkü? | Open Subtitles | أوه تعلمين إنه لا شيء "أنا في الحقيقة أفضّل "هيوغو بوس |
Önemli bir şey değil. Yerine oturtmam gerek o kadar. | Open Subtitles | هذه ليست مشكلة كبيرة ، علي فقط إعادتهُ إلى مكانه |
Yapacak tek işim var. Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيئا ً واحدا ً ليس بالأمر المهم |
Önemli bir şey değil ancak bunun hakkında seninle konuşmanın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | انه ليس بالأمر الهام ولكنى اعتقد انه من الأفضل ان اتحدث اليك بشأنه |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | هو لا شيء مهمَ. |
Baba bu çok Önemli bir şey değil ki. Herkes esrar içiyor. | Open Subtitles | بابا , تعرف أنه ليس أمراً مهماً تعرف الجميع يدخن الحشيش |
Basit bir işlem. Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | إجراء بسيط، لا صفقة كبيرة. |
Çikolata kokusu alıyorum. Sessiz olsana be. Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | اشم حلوى اخفض صوتك لا شيء مهم انه لوح حلوى واحد فحسب |
Önemli bir şey değil. Demek istediğim, bu onun ev telefonu ama... | Open Subtitles | لا شيء مهم أعني هو رقم هاتف بيتها لكن |
- Bunu bilemezsin. - Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | ـ إنّك لا تعرف هذا ـ أنظر، إنه لا شيء |
Önemli bir şey değil, anne. | Open Subtitles | إنه لا شيء يا أمي. |
O kadar Önemli bir şey değil. Bu gece önemli. | Open Subtitles | بربك، انها ليست مشكلة كبيرة ولكنها كذلك الليلة |
Önemli bir şey değil. Şu anda ne yaptığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | ليست مشكلة كبيرة ، لا أعلم حتى ما الذي يفعله بعد الآن |
Önemli bir şey değil anne. Sadece 3-4 antrenmana falan gitmiştim. | Open Subtitles | إنه ليس بالأمر المهم يا أُمي لقد ذهبت إلي ثلاث أو أربع تمرينات |
Öyle Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | الذى والده يجبره ان يعمله لهذا ليس بالأمر الهام. |
Önemli bir şey değil o. | Open Subtitles | ذلك لا شيء مهمَ. |
Biz... Sanırım şeyini ağzıma almıştım, Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | ليس أمراً مهماً لكني قمت ببعض الأعمال القذرة له |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | لا صفقة كبيرة. |
Şuna bak, yaralanmışsın. Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | . أنت جريح - . هذا لا شئ ، في الواقع - |
Tabelayı boşver. Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | لا، انسي تلك الإشارة ليست مهمة |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس شيئاً مهماً |
Bu çok Önemli bir şey değil, sakin ol. | Open Subtitles | هيه ابي انها ليست صفقة كبيرة . كن حكيما |
Çok Önemli bir şey değil... | Open Subtitles | ليس هناك شيئا خاص |
O kadar Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس أمراً جللاً |
Bu Önemli bir şey değil. Mesele haline getirmeyelim. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً كبيراً لماذا نجعله يقلقنا؟ |