"önlerindeki" - Translation from Turkish to Arabic

    • أمامهم
        
    • أما الرئيس
        
    Meteorlar atmosfere temas ettiğinde Önlerindeki havayı sıkıştırırlar. Open Subtitles عندما تضرب النيازك الغلاف الجوي، يضغطون الهواء أمامهم
    Kesilecekleri halde Önlerindeki koyunu takip etmek beyinlerine kodlanmıştır. Open Subtitles برمجت ادمغتهم ليتبعوا الشاة التي أمامهم حتى إلي المسلخ
    Tüm yaptığımız Önlerindeki dünyaya onları hazırlamak ve bu dünya da çocukların çok hızlı büyümesi gereken bir dünya. Open Subtitles كُل ما نستطيع فعله هُو أن نُدربهم لمواجهة العالم الذى أمامهم هذا العالم الذى فيه يجب أن ينضُج الأطفال بسُرعة كبيرة جداً
    Önlerindeki örnek, halkı doğrudan etkiler. Open Subtitles أما الرئيس عندما يتحدث يؤثر على الشعب مباشرةً
    Önlerindeki örnek, halkı doğrudan etkiler. Open Subtitles أما الرئيس عندما يتحدث يؤثر على الشعب مباشرةً
    Ancak Önlerindeki yol, en sert kahramanları bile test etmek için yeterince açık olmayan dehşetlerle işaretlendi. TED ولكن الطريق أمامهم كان مليئاً بأهوال لا تُحصى... لا قِـبَل حتى لعتاةِ القوم بها.
    Bir anlamda hakikaten -- matematiğe dair o kadar sembolik bir anlayışları vardı ki -- Önlerindeki marulda ne olup bittiğini göremediler. TED بطريقة ما إنها حرفياً -- لديها ذلك الشكل الرمزي للرياضيات-- لم يستطيعوا في الواقع معرفة ما يجري على الخس الذي أمامهم.
    - Önlerindeki yumurtayı almak tehlikeli mi? Open Subtitles هل هناك خطر بأخذ البيض من أمامهم ؟
    Ama sürü onu geri almadan önce Önlerindeki zorlu mücadele için güç kazanmak zorunda. Open Subtitles ،ولكن قبل أن يستعيده القطيع عليهم بناء جيشهم .لأجل المعركة القوية أمامهم ...
    Önlerindeki bu gayret isteyen yolculuğa rağmen Serengeti'deki bir buzağı için bir aslan yavrusundan daha fazla hayatta kalma şansı var. Open Subtitles ،على الرّغم من الرّحلة الصعبة أمامهم (فإن عجل الثيتل في (سرنجيتي لا يزال لديه فرصة للنجاة في عامه الأوّل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more