Kancamı örümceğe saplayacak kanca da makasa bağlı olacak ve makası pervazdan aşağı itecektim. | Open Subtitles | اذا استطعت ان اربط العنكبوت بالخطاف اربطه بحبل للمقص ثم ادفع المقص للحافه. |
İrademizi örümceğe zorla kabul ettiremeyiz. Umudumuzu, kanıtlara zorla bağlayamayız. | Open Subtitles | لا نقوم بفرض إرادتنا على العنكبوت ولا نقوم بتعليق آمالنا على الدليل |
Ara sıra, yalnız bir örümcek bile bir başka örümceğe gereksinim duyar. | Open Subtitles | عند الحاجة، حتى العنكبوت المنفرد لابد وأن يقابل آخراً. |
Kurduğu ağda bekleyen her örümceğin ağına yaklaşan başka bir örümceğe karşı saldırganlaşması beklenir ama bunlar öyle değil. | Open Subtitles | أيّ عنكبوت مستقرّ على شبكته قد يردّ بعدوانيّة تجاه عنكبوت آخر يقترب منه. لكن ليس هؤلاء. |
Zaten dev arılara bindim. Şimdi de bir örümceğe binemem. | Open Subtitles | سبق وامتطيتُ نحلة عملاقة، لا يمكنني اِمتطاء عنكبوت. |
Tabi ya, büyük kızıl bir örümceğe benzemeyi kesinlikle isterdim. | Open Subtitles | هذا لو أني أريد أن أصبح عنكبوتاً أحمر ضخم |
Derdiğini, örümceğe anlat biz artık laf dinlemiyoruz. | Open Subtitles | تحدثي إلي العنكبوت لأن الأطفال لايُنصتون. |
Şuna yakından bakmam gerekecek. - Şu örümceğe. - Hayır. | Open Subtitles | سأحتاج لإلقاء نظرة فاحصة على هذا العنكبوت هنا. |
örümceğe gitmek yerine örümceği kendine doğru getirecek. | Open Subtitles | ..بدلًا من الذهاب إلى العنكبوت ستأتي بالعنكبوت إليها |
Geçen gece, o örümceğe Tanrı olarak atıfta bulundu. | Open Subtitles | الليلة الماضية، أشارت إلى العنكبوت بصفتهُ الرب. |
Hey, şu örümceğe bak. | Open Subtitles | انظر إلى هذه العنكبوت |
örümceğe mi, sineğe mi? | Open Subtitles | العنكبوت, أو الذبابة ؟ |
örümceğe benziyordu. | Open Subtitles | إنه مثل أغراض الرجل العنكبوت |
Ucunda örümceğe ihanet olsa da. | Open Subtitles | "حتّى لو اضطرّني ذلك لخيانة العنكبوت" |
Aslında örümceğe benziyor. | Open Subtitles | حسناً... إنه مثل العنكبوت... |
"Rahibe aniden korkunç bir örümceğe dönüştü ve savaşçı kendini onun ağında buldu." | Open Subtitles | " تحولت الكاهنة فوراً إلى عنكبوت غولية ووحشية، و وجد المقاتل نفسه قد وقع سريعاً ببراثن شبكتها" |
ışimi bitirdiğimde olta sanki üzerine basılmış kanlı bir örümceğe benziyordu. | Open Subtitles | وحين انتهيت، كان لدي شيء... كان يبدو مثل عنكبوت داسه أحدهم. |
Çünkü bu ebesini siktiğimin evladı Kenny, taşşağını bir örümceğe sokturmuş. | Open Subtitles | لأن الفتى "كيني" عقره عنكبوت بخصيتيه |
Sanırım bu örümceğe ait. | Open Subtitles | أنا أخمن أن هذا ملكٌ للـ"عنكبوت"؟ |
- Bence hiç örümceğe benzemiyorsun. | Open Subtitles | -إنني لا أرى أنك عنكبوت |
Zaten dev arılara bindim. Şimdi de bir örümceğe binemem. | Open Subtitles | إمتطيت بالفعل نحلات عملاقه ولا يمكنني أن أركب عنكبوتاً |
Astrabacus'a basmadım. örümceğe bastım. | Open Subtitles | (ما كدتُ أنْ أسحق (أﺳﺘﺮاﺑﺎﻛﻮس كان ذلكَ عنكبوتاً |