Bu şekil örümceklerin neredeyse 380 milyon yıl öncesine kadar dayandığını gösteriyor. | TED | ما توضحه تلك الارقام ان العناكب يعود وجودها لحوالي 380 مليون سنة |
Burası leş gibi. Gelin. örümceklerin saçlarınızın arasına girmesini istemem. | Open Subtitles | هيا أدخلوا ، لاأود رؤية العناكب تتسرب داخل شعركم المستعار |
Dünyanın cesur savaşçıları General Zapp Brannigan'ın komutasında örümceklerin anavatanında bir zafer kazandı. | Open Subtitles | محاربوا الأرض الشجعان بقيادة الجنرال العام ويبيلو زاب برينجان انتصروا على كوكب العناكب |
Hatta rahminde örümceklerin ağ yaptığını düşüneceksin. | Open Subtitles | و تكونى قلقة عن خيوط العنكبوت التى داخل رحمك |
- örümceklerin böyle davrandığını hiç görmemiştim. - Örümceklerden hoşlanmam. | Open Subtitles | ـ لم أرى عناكب تتصرف هكذا من قبل ـ لا أحب العناكب |
örümceklerin mükemmelliğini ve onlardan neler öğrenebileceğimizi dünyaya duyurmak için buradayım. | TED | أنا متواجدة هنا لأخبركم عن روعة العناكب وإلى أي مدى يمكننا التعلم منها. |
Bu da hem örümceklerin hem de örümcek ağının 380 milyon yıldır var olduğunu gösteriyor. | TED | هذا يعني ان العناكب وخيوط العناكب وُجدت منذ حوالي 380 مليون سنة |
Şimdi, örümceklerin liflerini vücutlarının dışında kullanıyor olması gerçekten kullanışlı. | TED | الان, من المريح حقاً ان العناكب تستخدم خيطها حارج الجسم تماماً |
Daire ağ ören örümceklerin, buradaki argiope örümceği gibi, uçan avlarını yakalamaları gerektiği için en dayanıklı liflere sahip olması gerektiği varsayılıyor. | TED | تم افتراض انه العناكب االفلكية المتموجة يجب ان يكون لها اصلب خيوط الجذب لانها يجب ان تعترض فرائس طائرة |
Pencerede hoverkraft yok. Küçük örümceklerin takırtıları yok. | Open Subtitles | لا حوامة خارج النافذة ولا نقرات العناكب الصغيرة |
Kasabamız dev örümceklerin saldırısına uğradı. Ordunun müdahale etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لقد هوجمت بلدتنا من قبل العناكب العملاقه ونحن نحتاج الى تدخل عسكرى |
O, örümceklerin her şeyden çok korktuğu tarih öncesi bir yaratıktır. | Open Subtitles | إنه مخلوق قديم نخشاه نحن العناكب أكثر من أي شيء |
Bu tuzak türü, örümceklerin ilk avlanma tekniklerinden biriydi ama sonraki örümcekler ipeği çok daha karmaşık örgüler oluşturmada kullandılar. | Open Subtitles | خطوط الاعتراض كانت من أوائل تقنيات صيد العناكب. لكن العناكب اللاّحقة الأخرى استخدمت الحرير لتشييد أبنية أكثر رقيّاً. |
Böylesine karmaşık olan dairesel ağ örümceklerin geliştirdiği ilk ipekli tuzak türlerinden biriydi. | Open Subtitles | رغم تعقيدها فإن الشبكة الدّائريّة هي واحدة من النوع الاول للفخاخ الحريريّة التي ابتكرتها العناكب. |
Önümde beni bekleyen parıltılı bir siyasi kariyer var ama gönlümde ise örümceklerin ağları. | Open Subtitles | لدي مهنة سياسية، متألق فيها وفي قلبي أريد شبكات العناكب |
Evet, bazı homepatik çalışmalarda örümceklerin kansere çare olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | نعم، و بعض الدراسات الأخرى اكتشفت أن العناكب قد تعالج من السرطان |
İlk önce örümceklerin ses dalgalarına karşı duyarlı olduğunu ve belli frekanslarda, farklı hareketlerde bulunduklarını keşfettim. | Open Subtitles | اكتشفت ان العناكب حساسة للامواج الصوتيه ويبدو انها تتحرك عندما تسمع ترددات مختلفة |
Nereye bakacağını bilirsen örümceklerin yumurtalarını bulursun. | Open Subtitles | لو عرفت أين تبحث كنت تستطيع أن تجد أكياس بيض العنكبوت |
Çocukken bana bir örümceğin beni suratımdan ısırıp yumurtalarını bırakacağını sonra gecenin bir yarısı yavru örümceklerin cildimden çıkacaklarını söylerdin. | Open Subtitles | حتى عندما كنا أطفال كنت تخبرني بأن العنكبوت سوف يعضني في وجهي و من ثم يضع البيض |
Mümkün olabilir. Değişik hayvanların zehirleri; ...yılanların, örümceklerin, akreplerin hepsi antibiyotik özellikleri için analiz edilmiştiler. | Open Subtitles | من الممكن , اعتقد ,سموم لحيوانات مختلفة ثعابين, عناكب, عقارب |
Düşman örümceklerin yürüyüşü fikrin iyi bir hamleydi. | Open Subtitles | ...فكرتك المتعلقة بالعناكب السامة لمسة جميلة |