"örneğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • عينة
        
    • عينات
        
    • عيّنة
        
    • العينة
        
    • نموذج
        
    • مثالا
        
    • بعينة
        
    • عيّنةٍ
        
    • مثالاً على
        
    • عينةً من
        
    • مثال على
        
    • اريكم
        
    Bilim adamları alacakları omega virüsü örneğini bir inceledikten sonra. Open Subtitles ليس بعد أن يحلل علمائهم عينة فيروس أوميجا التي إستلموها
    Onu öldürmenin bir yolu olsaydı bize doku örneğini vermezdi! Open Subtitles إذا كانت هُناَك وسيلة, فلا يجب أن نَعطي عينة الأنسجة.
    Daha sonra kan örneğini laboratuvara gönderirim. Yarasının fotoğrafını da çekmeliyim. Open Subtitles سأرسل عينة من دمها إلى المختبر لاحقاً وسأقوم بتصوير جروحها أيضاً
    Hızlandırıcı örneğini, GC kütle spektrometresinde kontrol ettim. Open Subtitles لقد فحصتُ عينات سائل الإشتعال في المطياف الكمي الغازي
    Görüntü'nün kan örneğini yok ettiğine göre onu korumaya çalıştığını düşünüyorum. Open Subtitles بما أنّك اخترت تدمير عيّنة دم البعقة، فأعتقد أنّك تحاولين حمايته،
    Belki de örnek vermezse durumu anlayacağımız için bize DNA örneğini verdi. Open Subtitles ربما اعطانا العينة لعلمه انه ان لم يفعل ذلك سنعرف انه هو
    Dedektiflerime onunla konuşmaları için izin verin ve DNA örneğini alalım. Open Subtitles اسمح لمُحققيَّ أن يتحدَّثوا معه و يأخذوا عينة من الحمض النووي
    Daha dün onun taze kan örneğini Justin Guthrie'in dairesinde bulduk. Open Subtitles وجدنا عينة دم طازجة لها للتو في شقة جاستن غاثري البارحة
    DNA örneğini alıp evatlık testi yaptırmak için mi düzenledi? Open Subtitles لتستطيع الحصول على عينة دي إن أيه لإجراء اختبار الأبوة
    Daktiloda yazılmış bir metnin örneğini kaydettirmeliydiniz. TED يجب عليك ان تسجل عينة من الكتابة على ورق باستخدام تلك الالة الكاتبة.
    Çünkü 1300 farklı balık örneğini test ettik ve bunların üçte birinin damgalı olmadığını gördük. TED لأننا اختبرنا 1300 عينة مختلفة من الأسماك وكان هناك حوالي الثلث منها لم تكن تلك التي كان من المفترض أن تكون.
    Ana hücrenin materyallerinin içine giydirildiği ve kendi çevresinin örneğini içerdiği için bunlar o hücrenin sağlığının ve kendi orijinin genetik snapshotını sağlar. TED لأنها مغطاة في مادة الخلية الأم، وتحوي عينة من بيئتها، إنها توفر لمحة وراثية من تلك الخلية الصحية وأصلها.
    Ayda bir kez, öksürerek bir kaba tükürdüğü balgam örneğini vermek için hastaneye gelirdi. TED مرة كل شهر، تذهب هذه الفتاة إلى المستشفى لتبصق عينة بلغم في كوب.
    ve bunun bir örneğini sizinle paylaşacağım şimdi, teknolijinin neden üstel bir düzende geliştiğini açıklayan teorik bir sebep var. TED وسوف أعرض عليكم عينة صغيرة من ذلك، ولكن هناك في الحقيقة سبب نظري لسبب تطور التكنولوجيا على نحو أسي.
    Sperm örneğini alacağız. Open Subtitles نريد أن نأخذ عينة من السائل المنوى الخاص بك
    Kurbanlardan alınanlarla karşılaştırmam için sperm örneğini almalıyım. Open Subtitles أنا بحاجة الى عينة من الحيوانات المنوية لاختبار ضد واحد يؤخذ من الضحايا.
    - DNA örneğini kayıp bürosuna gönderdiler eşleşme buldular. Open Subtitles أجل، أرسل القاضي عينات الحمض النووي إلى مكتب الأشخاص المفقودين
    Kan örneğini laboratuara yolladım ama bu adamın babam olduğundan hiç şüphem yok. Open Subtitles لقد أرسلت عينات دمه للمختبر لكني لا أملك ذرة شك في أن هذا الرجل هو أبي
    DNA örneğini aldı. Bunlarla bir insanı 2 saatte klonlarız. Open Subtitles احتاج الأمر إلى عيّنة من الحمض النووىّ، وبهذا يمكننا استنساخ الشخص خلال ساعتين
    Merkez, şimdi bu yeni D.N.A örneğini al. Open Subtitles ايها الكومبيوتر. خذ هذه العينة من البصمة الوراثية الآن
    Bu eylemin liderleri Budrus örneğini üye toplamak için başlıca yollardan biri olarak kullanıyorlar. TED لقد كان قادة هذه الحركة كانوا يستخدمون نموذج بدرس باعتبارها واحدة من الأدوات الأساسية ليستخدموها.
    Her insanın kendi sürüsünü artırarak aşırı otlatma ve kaynağın tükenmesine yol açıldığı ortak bir otlatma alanı örneğini kullandı. TED ولقد ضرب مثالا عن منطقة رعي مشتركة يكون كل شخص فيها، بمجرد القيام بزيادة قطيعه، سببا في الرعي الجائر واستنزاف الموارد.
    Hastalık yayabilecek biri ellerindeyken küçük bir doku örneğini sallarlar mı sence? Open Subtitles اتعتقد انهم سيهتمون بعينة الانسجة الصغيرة عندما يحصلون على المريض رقم صفر
    Çünkü eski bir kan örneğini kullanma yetkileri olduğunu biliyordum ve bir ara, herhangi bir şey için test edeceklerini de biliyordum. Open Subtitles لأنني عرفت بأنّهم وصلوا إلى عيّنةٍ قديمة وعرفتُ أنّهم سيفحصونها يوماً ما بحثاً عن شيءٍ ما
    Size makine ile çevrilmiş birşeyin örneğini göstereyim. Aslında bu foruma yazılmış bir yazı. TED دعوني اريكم مثالاً على شيء تمت ترجمته باستخدام اَلة ترجمة هي عبارة عن مشاركة في منتدى
    Teşhis için laboratuara gönderdiğim parmak izleriyle birlikte Lindsay'ye siyah kalıntının örneğini de gönderdim. Open Subtitles " أرسلت عينةً من الأثر الأسود إلى " ليندزي في المعمل مع البصمات لتحديد الهوية والآن أهم شيء مثير في هذا التشريح
    Aşağıdaki çizimde düzensiz ses kirişlerinin titreşimlerini gösteren bir örneğini görebilirsiniz. TED وعلى المؤشر السفلي، تستطيعون رؤية مثال على اهتزازات صوتية غير منتظمة ومرتعشة.
    Ve şimdi size bunun küçük bir örneğini göstereceğim, "Döllenmeden Doğuma." TED وسوف اريكم بعضاً منها من التخصيب نحو الولادة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more