| CIA bugün örnek bir ajanını kaybetti. | Open Subtitles | وكالة المخابرات المركزية فقدت وكيل نموذجي اليوم. |
| Bu yüzden ortalık duruluncaya kadar örnek bir çalışan olmak zorundasın. | Open Subtitles | لذلك حتى ينتهي هذا , يجب أن تكون موظف نموذجي |
| Bunu neden yapıyorsun? Mike, bana CIA'deki dosyanı göstermişti. örnek bir ajanmışsın. | Open Subtitles | لقد عرض علي مايك ملفك بالسي اي ايه لقد كنتي عميلة نموذجية |
| Haydi, bana anlatabilirsin. Ben örnek bir vatandaş değilim. | Open Subtitles | هيا ، يمكنك إخباري أنا لست مواطنة نموذجية |
| Bilmem. Ardında iz bırakmaksızın kaybolmadan önce, örnek bir mahkumdu. | Open Subtitles | لا فكرة، فقد كان سجيناً مثالياً حتى اختفى بدون أثر. |
| Octavius, halka hizmet eden örnek bir kişiydi. | TED | كان أوكتافيوس موظفاً عاماً نموذجياً. |
| Ben kendi kendime örnek bir vatandaş olduğumu söylemeye devam ederim sen de o rozet lekesizmiş gibi oynamaya devam et. | Open Subtitles | سأستمّر بإخباري نفسي أنني مواطنةٌ مثاليّة وأنتِ إستمري بالتظاهر أن المال ذلك ليسَ بعملٍ قذر. |
| Ama nerede? Şu ana kadar komşulardan öğrendiğim kadarıyla Mark Jeffries, örnek bir vatandaşmış. | Open Subtitles | بقدر ما يعرف الجيران، كان جيفريز علامة مواطن نموذجي. |
| Senin tam olarak örnek bir vatandaş olmadığını duyduk. | Open Subtitles | نعم , نحن سمعنا أنك لست بالضبط مواطن نموذجي, |
| Green Falls kendi yağında kavrulan örnek bir topluluktur. | Open Subtitles | الشلالات الخضراء تريد ان تقدم نفسها كمجتمع نموذجي |
| Bay Miranda, örnek bir vatandaştır. | Open Subtitles | السيد "ميراندا" هو مواطن نموذجي في المنطقة |
| Ama ıslahevinde geçirdiği yıllar boyunca örnek bir davranış sergiledi. | Open Subtitles | ولكن سلوكها اثناء سنوات المدرسة الحكومية للاحداث قيل بانها كانت نموذجية |
| Ama ben bugün, on uzun yıl boyunca örnek bir öğretmen olmuş bir kadından bahsedeceğim. | Open Subtitles | ولكن ما سأقوم بمناقشته، رغم ذلك هذه السيدة كانت معلمة نموذجية لعشرة سنوات مضت |
| örnek bir vatandaş olmayabilirim. Ama ne olduğumu Gates'in içinde asla ifşa etmedim. | Open Subtitles | ربما لست مواطناً مثالياً لكني لم أخرج ما فيّ داخل المُجمّع |
| Ama şunu dinleyin, cezaevi müdürünün dediğine göre şu ana kadar örnek bir mahkummuş. | Open Subtitles | لكن إليكم هذا؛ طبقاً لأقوال الحارس، فقد كان سجيناً مثالياً حتى الآن. |
| Müvekkilim, 14 yil boyunca bu polis teskilatinin örnek bir üyesi oldu. | Open Subtitles | لمدة 14 عاماً كان موكلي عضوا مثالياً في قسم الشرطة |
| Pislik dediğin bu kişi örnek bir vatandaş oldu. | Open Subtitles | هذه البالوعة كانت مواطناً نموذجياً |
| Pek örnek bir işçi sayılmazdı. | Open Subtitles | لم يكن موظفاً نموذجياً. |
| örnek bir çalışma kampıydı. | Open Subtitles | لقد كان معسكراً نموذجياً |
| Ben kendi kendime örnek bir vatandaş olduğumu söylemeye devam ederim sen de o rozet lekesizmiş gibi oynamaya devam et. | Open Subtitles | سأستمّر بإخباري نفسي أنني مواطنةٌ مثاليّة وأنتِ إستمري بالتظاهر أن المال ذلك ليسَ بعملٍ قذر. |
| Kendini ıslah edip örnek bir mahkum iyi bir insan olman. | Open Subtitles | لكى تعيد تأهيل نفسك لتصبح سجين نموذجى إنسان أفضل |
| Bu pislik, örnek bir vatandaş oldu. | Open Subtitles | هذا الحثالة كان مواطنًا نموذجيًا |
| Topraklarımızda yıllar boyunca Simpson örnek bir hayat yaşadı. | Open Subtitles | ضمن سنواتها في الإختباء كانت كمثل أعلى |
| Organize sporlar halka örnek bir model oluyor. | Open Subtitles | حسناً,الرياضة المنظمة هي المثال النموذجي للمجتمع العادل |