"örneklerin" - Translation from Turkish to Arabic

    • العينات
        
    • عينات
        
    • الأمثلة
        
    • عيناتهم
        
    • العيّنات
        
    Fakat Coney Adası Deresi'nde, örneklerin %94'ü son beş yılda alındı, dışkısal madde seviyesi o kadar yüksekti ki orada yüzmek eyalet hukukuna karşı olurdu. TED بالمناسبة 94٪ من العينات المأخوذة من هذا الجدول خلال السنوات الخمس الماضية تحتوي على مستويات عالية جداً مخالفة للقوانين من حيث المستويات المسموح السباحة فيها.
    Onayladığı örneklerin yarısı öldüğü gün imzalanmış. Open Subtitles نصف العينات التي صدّق عليها سجلت يوم وفاته
    "Bu standart için zaman-sıcaklık eğrileri, örneklerin, 2.000 °F civarındaki sıcaklıklarda birkaç saatliğine, test edilmelerini gerektirir." Open Subtitles تتطلب منحنيات الحرارة لهذا المعيارِ من العينات أن تتعرض لدرجة حرارة حوالى 2000 فهرنهايت لساعات عديدة
    örneklerin ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için örnek toplamaya başladık ve TED في الحصول على عينات نسيجية للجينات لاننا علمنا انها اشياء ذات قيمة
    Bu örneklerin hepsindeki ortak nokta ise alıcı ve satıcıyı gerçek dünyadan alıp dijital dünyada buluşturma işlevini yerine getirmesi. TED ما تشترك به هذه الأمثلة هي نقل هذه الخاصية الأساسية من توافق البائعين والمشترين من العالم الحقيقي إلى العالم الرقمي.
    Orijinal örneklerin peşinde olduklarını söylemiştin değil mi? Open Subtitles قلتِ بأنهم يبحثون عن عيناتهم البدائية
    örneklerin düzgün toplanması konusunda kimseye güvenemem. Open Subtitles لن أثق حقاً بأي شخص أخر حتى يجلب لي العينات على الأغلب
    örneklerin aynı olup olmadığını gösterecek. Open Subtitles مثل كاشف معادن مجهري سوف يخبرنا إذا كانت العينات متطابقة
    örneklerin üstünden geçecek olursak sonbahar kreasyonunda ne planladığımı ve Clothes Over Bro's ile ortak olmanın neden menfaatiniz icabı olduğunu göreceksiniz ama açık konuşmak gerekirse, sanki hala bir şeyler eksik gibi. Open Subtitles دعونا نري العينات لقد رأيتم ما خططت لنهايه الخطوط وسمعتم لماذا الشراكه مع ملابس بروك سوف تكون مفيده جدا
    örneklerin yarısı duruyor daha. Open Subtitles أنا مازلت أبحث مازال لدي نصف العينات لأفحصها
    örneklerin ön raporları elimize ulaştı. Open Subtitles لقد حصلنا على التقرير الأولي الذي يحتوي على العينات
    Ayrıca Gazap Kâseleri'nden aldığımız örneklerin bazılarıyla da uyuyor. Open Subtitles و هي تتطابق مع بعض العينات التي اخذناها من مسرح جريمة نزلات الغضب
    Ve bu da örneklerin kesin olarak aynı olduğu kanıtlamaz. Open Subtitles و لن يثبت ذلك أن العينات متماثلة نهائياً
    örneklerin test için hazır olmasına daha beş saat var. Open Subtitles سيستغرق الأمر خمس ساعات حتى أن تصبح العينات جاهزة ليُجرى إختبارها
    Şimdi değil, ama örneklerin analiz edilmesiyle... Open Subtitles ...ليس في هذا الوقت , ولكن تحليل العينات سوف
    Kimyasal farklar örneklerin neden uyuşmadığını da açıklar. Open Subtitles الفرق في كيمياء من شأنه أن يفسر لماذا عينات لا تتطابق بالضبط.
    Toyota'dan toplanan örneklerin tahlil sonuçları geldi. Open Subtitles حصلت على النتائج من عينات السيارة التويوتا
    Ay'ın kökeninin veya analiz etmek üzere Dünya'ya getirilebilecek örneklerin bahsi bile geçmiyordu. Open Subtitles لا أسئلة عن منشأ القمر, أو الأمل في إحضار عينات للتحليل.
    Belki şaşırtıcı, fakat tüm bu örneklerin baskın ve ikna edici kanıtları şu ki bu sistem çalışıyor. TED لكن الأدلة ربما تثير الدهشة ومقنعة من كل هذه الأمثلة الحديثة
    Bu örneklerin hepsi dünya üzerinden, günlük hayatınızda yaşadığınız şeyler, fakat çok daha muhteşem bir şey var. TED كلّ تلك الأمثلة موجودة على هنا على الأرض، أشياء تختبرها يوميا في حياتك، لكن إليك أمر آخر أكثر دهشة.
    Orijinal örneklerin peşinde olduklarını söylemiştin değil mi? Open Subtitles ! قلتِ بأنهم يبحثون عن عيناتهم البدائية
    Bu mutasyon örneklerin sadece küçük bir kesiminde gerçekleşiyor. Open Subtitles هذه الطفرات تحدث في ...جزء صغير من العيّنات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more