"örnektir" - Translation from Turkish to Arabic

    • مثال
        
    Bir açıdan, işbirliği de karmaşık sisteme başka bir örnektir. TED بطريقة ما، إن التعاون هو مثال آخر على الأجهزة المركبة.
    Bertie County, Amerika'nın yok olmak üzere olan kırsalına başlıca örnektir. TED مقاطعة برتي هي مثال أساسي في زوال الريف في أمريكا.
    Uzun zamana yayılan yeni modeller de zorlayıcıdır. Global ısınma buna iyi bir örnektir. TED النماذج الجديدة التي تمتد لفترات طويلة هي صعبة. الاحترار العالمي مثال رائع.
    Ve aslında bu, çok daha büyük bir olguya dair sadece bir örnektir. TED وهذا مجرد مثال واحد .. ولكنه جزء من ظاهرة كبيرة
    Bu, aynı olayı, iki farklı rahibin kendine mal etmesi ve siyasi bir gerçeği iki farklı dinin devralması açısından kayda değer bir örnektir. TED إنه مثال ملحوظ لاعتمادين كهنوتيين مختلفين لنفس الحدث، استحواذان دينيان مختلفان لحقيقة سياسية.
    Bu kendi kendine düzenleme yeteneğine sahip karışık sosyal sisteme bir örnektir ve bu çok derin bir anlayıştır. TED وهذا مثال لنظام اجتماعي معقد له القدرة على التنظيم الذاتي، وهذه نظرة متعمقة لهذا النظام.
    Bunlar Bakteroittir; Prevotella bir başka örnektir. TED إنها العصوانيات؛ والبريفوتيلة مثال آخر.
    Bu, minyatürleşmenin hayatları nasıl kurtarabileceğine dair bir örnektir. TED كان ذلك مجرد مثال واحد على كيف يمكن للتصغير أن يُنقذ الأرواح.
    Bu, mimarinin gerçekten 'bir şey' elde ettiğine örnektir. TED وللتذكير, هذا مثال قامت فيه العمارة بشيء فعليّ.
    Şelalenin bu inanılmaz enerjisi gezegenimizin bitmez tükenmez Güneş'e ne kadar bağımlı olduğunu gösteren harika bir örnektir. Open Subtitles الطاقة المذهلة من هذه الشلالات هو مثال رائع لكيفية أن هذا الكوكب متصل مع قوة الشمس المنتظمة و الثابتة
    Yanımdan ayrılmaya bu bir örnektir. Open Subtitles هذا مثال على مغادرة جانبي لا تفعلها مرة آخرى هذا هو الجنون بعينه
    Bu, geri-besleme döngüsüne klasik bir örnektir. Open Subtitles هذا هو مثال بسيط لعملية التغذية العكسـية
    Bu, genlerin birlikte nasıl çalıştığına iyi bir örnektir. Open Subtitles إنه مثال جيد على كيفية عمل الجينات مع بعضها البعض
    Bu aile için bir örnektir. Bir aile bir arada olursa, güçlü olur. Open Subtitles هذا مثال على العائلة يا بني إذا كانت العائلة متحدة ,ستصبح اقوى
    Kral Tutankamon'un maskesi, yılan ve kuş motiflerinin bir arada gözlenebileceği klasik bir örnektir. Open Subtitles ولذا فإن قناع الملك توت عنخ آمون مثال كلاسيكي يبعث الفكرة الرئيسية لكل من الثعبان والعصفور.
    Sri Lanka'daki Tamil Kaplanları'nın yenilgisi, buna en yakın tarihli örnektir ki, benzeri sözümona askeri çözümlere Balkanlarda, Güney Kafkasya'da ve Afrika'da tanık olduk. TED فعى سبيل المثال هزيمة نمور التاميل في سيرلانكا هو اقرب مثال لنا وقد شهدنا بضعة حلول مشابهة اعتمدت على القوة العسكرية في جنوب القوقاز في البلقان وفي انحاء متعددة من افريقيا
    Dolaysıyla Eden Projesi biyolojiden alınan fikirlerin radikal kaynak verimliliği artışı sağlayabileceği konusunda iyi bir örnektir -- normalde kullanılan kaynakların çok azını kullnarak aynı işlevi elde edebiliyorsunuz. TED لذا انا اعتقد ان مشروع إيدين هو مثال جيد عن كيف ان الافكار من البيولوجيا يمكنها ان تفيد في زيادة هائلة في فاعلية استخدام الموارد بتقديم نفس الكفاءة و استهلاك كميات اقل من الموارد
    Size göstereceğim son örnek 'Meyilli Zincirler' projesidir ve bu proje, pasif kendi-kurulabilen sistemlerle ilgili şu anda var olan en ilginç örnektir. TED أيضا آخر مشروع سأريكم إياه يدعى السلاسل المتحيزة، وهو على الأرجح أكثر مثال مثير لما نتوفر عليه حاليا من الأنظمة الذاتية التجميع غير الفعالة.
    Ancak bu korku filmindeki gerilimle aynı şey değildir çünkü karakter neler olduğunu, kimdir, nedir anlamaya çalışırken bu durum muhtemelen komik olacaktır ve bu dramatik ironinin gerilim ve endişe uyandırmasına iyi bir örnektir. TED ليس مشابه للتوتر في فلم الرّعب نظرا لأنه مضحك جدا كما تحاول الشّخصية معرفة من و لماذا، لكنه بمثابة مثال عظيم للتوتر و التشويق في المفارقة الدرامية.
    Performansın rakibe bağlı olmadığı bir oyun olan golfte en iyi oyuncuların yalnızca %4'ü solaktır. Bu durum, yaygın görülen "alet paylaşımı" olgusuna bir örnektir. TED ففي رياضة الغولف، حيث لا يعتمد الأداء على وجود خصم، فإنه فقط 4% من أفضل اللاعبين هم عسراء. وهو مثال واضح على ظاهرة تقاسم الأدوات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more