"övgüler" - Translation from Turkish to Arabic

    • المديح
        
    • الثناء
        
    • جوائزي
        
    • إطراءات
        
    • مدحه
        
    • إشادة
        
    • سبحوا
        
    Haberlerde övgüler aldık. Open Subtitles لقد أحدثنا تغيير جذري في التلفزيون أعرف أننا نتلقى المديح في الأخبار
    Her perşembe gecesi seksini yapar ben de en iyi fikirleri sayesinde övgüler alırdım. Open Subtitles لقد نال الجنس ليلة كلّ خميس، وأنا نلتُ المديح على أفضل أفكاره
    Gururumuzu arttıracak övgüler yerine ruhumuzu yüceltecek... dualar edelim... Open Subtitles لتصل إلى أرواح المؤمنين أفضل لك من الثناء الذي يغرّك بالمجد الذي يثير الفخر
    Majesteleri, ülkenin her yerinde, Kraliçe'nin ülke meseleleri konusundaki yeteneği ve adanmışlığına dair övgüler duydum. Open Subtitles جلالتك, لم أسمع إلا الثناء في جميع الجهات لتفاني ومهارة الملكة كاثرين في شؤون الدولة
    Geri döndüm ve övgüler aldım. Open Subtitles عُدتُ وحصلتُ على جوائزي.
    Ben çocukken annem, tüm öğretmenlerimden sınıftakilerin dikkatini hep dağıtabilme yeteneğimle ilgili övgüler almış. Open Subtitles عندما كنت فتى، أمي استلمت إطراءات يميناً ويساراً من أساتذتي حول كيف.. كنت قادراً على إلهاء الآخرين في الصف
    Korkarım, yüreğine hitap eden birini görünce bütün gün ona övgüler yağdırabilirsin. Open Subtitles أكاد أخشى أنك ستقول انه أحد أقاربك لو قضيت معظم النهار في مدحه
    Faziletlerimi methedip, övgüler yağdırmak nerede? Open Subtitles أين الامجيد و المديح لفضائلى ؟
    Oraya gidip efendimize övgüler edeceğim. Open Subtitles سوف اذهب اليهم وأعطي المديح للرب.
    Raporunuzda sadece Binbaşı Sheppard'a çok övgüler yağdırmışsınız. Open Subtitles تحدّثت في تقريرك عن الرائد (شيبارد) بكثير من المديح
    Lord Melbourne'a övgüler düzmüş, başka da pek bir şey dememiş. Open Subtitles الكثير من المديح للّورد (ميلبورن) ولا شيء آخر
    - Tüm övgüler ona ait. Open Subtitles المديح يجب أن يكون له.
    "Küçük çocukların ve emzikte olanların dudaklarından kendine övgüler döktürdün." Open Subtitles كلمات من فم طفلة رضيعة تستحق الثناء الكامل
    Bunu fark edecek ve dili sana övgüler yağdıracak. Open Subtitles سوف يرى هذا و لسانهُ المُر سوف يتحول إلى الثناء.
    Karneler üç yıl içinde en çok izci kurabiyesi sattığım için yapılan övgüler falan var. Open Subtitles . تقرير البطاقات . الثناء لأفضل بائعة كعك . لثلاث سنوات
    Benji genellikle dergiyle ilgili, övgüler yapıp duruyordu ...ama 2007'de Gece Yarısı Koruyucusu baştan aşağı değiştirildi. Open Subtitles في معظم الاحيان بينجي نال الثناء على قصصه المصورة ولكن في 2007 حامي الليل تم تجديدة
    Daha sonra olanlar. Çünkü üstlerimden, meslekdaşlarımdan, herkesten övgüler aldım. Open Subtitles لانى كنت اتلقى الثناء من الجميع, و حتى المجلس!
    Geri döndüm ve övgüler aldim. Open Subtitles عُدتُ وحصلتُ على جوائزي.
    Demek, Wilson ordudan örnek davranışlar ödülü CIA'den de yinelenen övgüler almış, ve sonra... Open Subtitles إذاً (ويلسون) يتلقى تقييمات نموذجية في الجيش... يكسب إطراءات متكررة... في وكالة المخابرات المركزية وبعد ذلك...
    Ama ona yanlış övgüler yapmak benim işim değil. Open Subtitles ولكنه ليس عملي أن أغني مدحه الزائف.
    Evet Teğmen... ..Amirden bayağı övgüler aldın bugün. Open Subtitles إذن ايها الملازم ، لقد تحصلت على إشادة من المشرف اليوم ؟
    # Hakikat, Yaşam ve Erdem. övgüler onun adına. # Open Subtitles الحق والحياة والفضيلة، سبحوا النور الأحد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more