Bankanın sigortadan para almak için 2 milyon dediğini düşündük. Herkes öyle yapıyor. | Open Subtitles | تصورنا أنّ المصرف ذكر ذلك للإحتيال على شركة التأمين فحسب، الجميع يفعل ذلك. |
Suratını öyle yapıyor ve beni güldürüyor. | Open Subtitles | لايمكنني إنه يفعل ذلك الوجه ويجعلني أضحك |
Konu şu ki Bayan Pope... bu arada gülmekte serbestsiniz... çünkü herkes öyle yapıyor... | Open Subtitles | الشيء هو، آنسة بوب خذي راحتك بالضحك على هذا لأن الجميع يفعل ذلك انه ببساطه ليس صحيحاً |
Çocukların çoğu öyle yapıyor. | Open Subtitles | أتعرف، الكثير من المراهقين يفعلون ذلك. |
Bunlar öyle yapıyor. | Open Subtitles | إنهم يفعلون ذلك |
Şu anki piskopos öyle yapıyor. Ve yapmakta da haklı. | Open Subtitles | هذا ما يقوم به الأسقف الحالي، وهذا هو العمل الصحيح |
Diğer herkes öyle yapıyor zaten. | Open Subtitles | يبدُ أن ذلك ينفع مع الجميع |
Beth'i oynatmalısın sen, herkes öyle yapıyor. | Open Subtitles | يجب أن تسأل بيث للتمثيل.. الجميع يفعل ذلك. |
"Yapması gerekeni yaptı ve hep de öyle yapıyor." | Open Subtitles | "إنه يفعل ما يجب أن يفعله. دائماً ما يفعل ذلك". |
Ama şirketin kredi kartının canına okuyabilirsin çünkü Aaron hep öyle yapıyor. | Open Subtitles | ولكن يمكنك أن تصرف من بطاقة الشركة لأن (آرون) دوماً يفعل ذلك |
Bazen öyle yapıyor. | Open Subtitles | إنه يفعل ذلك في بعض الأحيان |
- Bilerek öyle yapıyor. | Open Subtitles | إنه يفعل ذلك لغرض |
Çünkü herkes öyle yapıyor! | Open Subtitles | لأن الجميع يفعل ذلك |
-...seni bir moda sokuyor. - Evet, öyle yapıyor. | Open Subtitles | يضعك في الوضع نعم يفعل ذلك |
Herkes öyle yapıyor. | Open Subtitles | الجميع يفعل ذلك. |
Herkes öyle yapıyor. | Open Subtitles | الجميع يفعل ذلك. |
Herkes öyle yapıyor. | Open Subtitles | الجميع يفعلون ذلك |
Henry, Minx, hepsi öyle yapıyor. | Open Subtitles | هنري" و "مينكس" كلهم يفعلون ذلك" |
- Birçok insan öyle yapıyor. | Open Subtitles | الكثير من الناس يفعلون ذلك. |
Bütün ebeveynler mi öyle yapıyor? | Open Subtitles | هل هذا ما يقوم به جميع الأهالي؟ |
Diğer herkes öyle yapıyor zaten. | Open Subtitles | يبدُ أن ذلك ينفع مع الجميع |