| Tam tersi. Ona özür dilemeyi düşünmediğimi söyledim. O noktadan itibaren, sesindeki saygı, daha açıkça duyuldu. | Open Subtitles | على النقيض أخبرتها أنني لست على وشك الإعتذار ومنذ لحظتها أصبح الإحترام في صوتها واضح |
| özür dilemeyi bırak.Bu işe sadece iş gözüyle bakarsan, işe yarayacaktır. | Open Subtitles | وكفي عن الإعتذار إذا نظرتِ للأمر باعتباره صفقة بسيطة |
| Bak, Eğer gerçekten arkadaşı olmak istiyorsan... Belkide sadece özür dilemeyi düşünmen gerekir. | Open Subtitles | إذا أردت حقا أن تكون صديقها فربّما يجب أن تفكّر بشأن الإعتذار. |
| Ancak özür dilemeyi gerektiren bir şey yaptığına inanıyorsan. | Open Subtitles | إلا إذا كنت تعتقد أن لديك شيء الاعتذار عن. |
| özür dilemeyi bırak. Bu senin hatan değil. - Tamam mı? | Open Subtitles | توقفي عن الاعتذار يا أمي انها ليست غلطتكِ |
| Tekrar tekrar özür dilemeyi bırak baba. | Open Subtitles | دادى , أرجوك لا تستمر فى الأعتذار مرة وأخرى. |
| Seninle konuşmayı ve senden özür dilemeyi istiyorum. | Open Subtitles | أود الحديث معك حول هذا و الإعتذار لك مباشرة |
| Ama değiştiremeyeceğim bir şey için, özür dilemeyi sürdüremem. | Open Subtitles | لكنني لا أستطيع الإستمرار في الإعتذار عن شيء لا يمكنني تغييره |
| Özür dileyecek bir şeyin yok o yüzden özür dilemeyi kes. | Open Subtitles | لا يوجد لديك شيء لتعتذري عنه، لذا توقفي عن الإعتذار. |
| Koca bir eşcinsel olduğu için özür dilemeyi reddeden biriyim sadece. | Open Subtitles | فقط إسحاقيه كبيره ترفض الإعتذار عن نفسها |
| Ve özür dilemeyi bilmeyen arkadaşını desteklemen de takdire şayan. | Open Subtitles | وانا مُعجبة بكِ لدفاعك عن صديقك الذي آبى الإعتذار |
| Bir gün beden eğitimi dersinde, ayağıma bastı ve özür dilemeyi reddetti. | TED | ذات يومٍ وفي فصل التربية الرياضية (PE)، داس على حذائي ورفض الإعتذار. |
| Evelyn, özür dilemeyi keser misin? | Open Subtitles | أنا بالفعل أسفة - إيفلين , هلا توقفت عن الإعتذار ؟ |
| Gözyaşlarını denedim. özür dilemeyi denedim. | Open Subtitles | لقد جربت الدموع و حاولت الإعتذار لك |
| İçimde uyandırdığın şey yüzünden özür dilemeyi reddediyorum. | Open Subtitles | ..أنا أرفض الإعتذار عما أيقظتيه بداخلي |
| Konuştuklarının bir kelimesini bile anlamıyorum ama ne dediğini kesinlikle biliyorum ve özür dilemeyi reddediyorum. | Open Subtitles | انا لا افهم اي كلمة مما تقوليه ولكني ارفض الاعتذار |
| Çünkü; geçmişimden dolayı özür dilemeyi uzun süre önce bıraktım. | Open Subtitles | لأنني توقفت عن الاعتذار على ماضي منذ وقت طويل |
| Gerçekten pişman olduğun için özür dilemeyi dene. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تحاول الاعتذار لأنك فعلا تشعر بالسوء |
| özür dilemeyi beceremediğimi bilirsin. | Open Subtitles | تعلمين بأنني لم أكبر على الاعتذار |
| özür dilemeyi kes, elveda demeyi kes. | Open Subtitles | توقف عن الاعتذار , توقف عن قول الوداع . . |
| Üzgünüm. özür dilemeyi kesmemi söylemiştin. Neden hala yapıyorum, bilmiyorum. | Open Subtitles | انا اسف ، لقد اخبرتيني ان اتوقف عن الأعتذار ، ولا اعرف لماذا استمر في هذا |
| - Pardon. - özür dilemeyi bırak. | Open Subtitles | اسف - توقف عن الاعتذارات - |