O kadar gurur duyuyorum ki ailenizden sizi özel bir yere götürmek için izin istedim onlar da izin verdi. | Open Subtitles | انا فخور جدا بأني سألت اولياء اموركم لأخذكم الى مكان خاص ووافقوا |
L özel bir yere götürmek istiyorum. | Open Subtitles | هذه الليلة أريدها أن تكون مختلفة أريد أن آخذك إلى مكان خاص |
Bir ara ara verdiğimizde seni özel bir yere götürüp ilham kaynağımı göstermek isterim. | Open Subtitles | لاحقا لو كان لدينا وقت أودّ أخذك لمكان خاص وأريك مصدر إلهامي |
Sizi rahatsız etmek istemedim. Uh, özel bir yere mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | لم أقصد مضايقتك هل أنت ذاهب لمكان محدد ؟ |
...bir çeşit maceraya. Seni çok özel bir yere götüreceğim. | Open Subtitles | مغامرة ، سأقوم بأخذك لمكان مميز. |
özel bir yere götürmen lazım. Yarın buluşuyorsunuz. | Open Subtitles | عليك أخذها إلى مكان مميز, إنه ليلة الغذ. |
Seni çok çalıştırıyorum ama bugün seni çok özel bir yere götürüyorum. | Open Subtitles | أضع على كاهلكِ الكثير من العمل لكن اليوم سأخذكِ الي مكان خاص جداً |
O yüzden bir süre istirahat etmek için özel bir yere gitmesine karar verildi. | Open Subtitles | لذلك تقرر أنها يجب أن تذهب إلى مكان خاص لترتاح لفترة من الوقت |
Çok özel bir yere gelinceye kadar bu haritayı izleyeceğiz. | Open Subtitles | مرحبا "باي" سوف نتبع الخريطه إلى مكان خاص جداً |
Çok özel bir yere gelinceye kadar bu haritayı izleyeceğiz. | Open Subtitles | سنتبع هذه الخريطة الى مكان خاص جدا |
Müşteriler, özel bir yere gitmek istiyor. | Open Subtitles | الزبائن يريدون الذهاب إلى مكان خاص |
Çalışacak özel bir yere ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن في حاجة الى مكان خاص للعمل |
Babanı özel bir yere götürmek isteseydin nereye götürürdün? | Open Subtitles | حسنا ً,إلى اين تأخذ اباك عندما تريد الذهاب لمكان خاص ؟ |
Sizi özel bir yere götüreceğim, Mike amcanız gibi değil. | Open Subtitles | راح اخذكم لمكان خاص اجمل بكثير |
Pekii... Bu gece özel bir yere gidiyor muyuz? | Open Subtitles | هل سنذهب لمكان خاص الليلة؟ |
İşin püf noktası, Obelisk'i aktif hâle getirmek için Hydra'nın onu özel bir yere götürmesi gerek. | Open Subtitles | الخدعة هي، لتفعيل (الأوبليسك)، يجب على (هايدرا) أن تأخذه لمكان محدد. |
- Baksanıza, aslında sahil yerine öğleden sonra özel bir yere gideriz diyordum. | Open Subtitles | إسمعوا, كنت أفكر... أنه بدلاً من الشاطيء, ربما يمكنني أن آخذكم يا رفاق بالظهيرة, و أذهب بكم لمكان مميز |
Şuradaki Wendy'den ciddi elektrik alıyorum ve onu özel bir yere götürmek istiyorum. | Open Subtitles | انني اتلقى بعض الاشارات الخطيره من ويندي هناك واريد ان آخذها الى مكان مميز |
Pers bahçeleri tarihimiz boyunca hep özel bir yere sahip olmuştur. | Open Subtitles | الحدائق دائما ماكان لها مكانة خاصة في بلاد فارس طوال تاريخنا |
Ben her zaman için şehirden aceleyle çıkmam gerekirse diye özel bir yere en az 3 milyon saklarım. | Open Subtitles | أنا أخبيء مايقارب أقل من ثلاثة ملايين دولار مخبأة بعيدا في مكانٍ خاص في حال كنت مظطراً للخروج من المدينة بسرعه |
Bir dakikalığına özel bir yere gidebilir miyiz? | Open Subtitles | هل بوسعنا هل بوسعنا الذهاب لمكان منعزل للحظة ؟ |
Otele dönmen iyi olmaz. - Daha özel bir yere gitmelisin. | Open Subtitles | عودتكِ إلى الفندق ليست آمنة، تحتاجين مسكنًا معزولًا |