Belli özel günlerde, beni hoşnut edenlerinizin yanına... genç bir kız da verilecek. | Open Subtitles | في بعض المناسبات الخاصة هؤلاء هم من يسعدونني اكثر حتى من سعادتي برفقة سيدة صغيرة |
özel günlerde bir bardak bağ bozumu olabilir. | Open Subtitles | النبيذ لا تفعل أي شيء لي ربما كأس في المناسبات الخاصة مثل موسم حصاد العنب |
Her zaman değil ama özel günlerde. | Open Subtitles | ليس في كل الأوقات ولكن في المناسبات الخاصة |
Ben sadece özel günlerde içiyorum. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | لاأشرب إلا عندما أقضي الليل خارجاً شكراً ياعزيزتي- |
"Ben sadece özel günlerde içiyorum." Nedir bu saçmalık! | Open Subtitles | "لاأشرب إلا عندما أقضي الليل خارجاً" ! |
Sadece özel günlerde dışarıda yemek yerdik. | Open Subtitles | ولم نأكل خارج البيت أبداً إلا في بعض المناسبات الخاصة |
Bunu sadece özel günlerde yaparsın. | Open Subtitles | لا تخرجين هذا الشمعدان إلا في المناسبات الخاصة |
Ama özel günlerde takmasına izin verdim. | Open Subtitles | لكني جعلتها تستخدمها في المناسبات الخاصة |
Bunun azalmasını istemiyorum, o yüzden sadece özel günlerde ya da aklımı kurcalayan çok şey varken kullanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب أن اتباهى. وحتى حتى في المناسبات الخاصة. احاول ان اكون واضحة. |
Ancak böyle özel günlerde saçlarını örmeme izin veriyordu. | Open Subtitles | وكانت فقط فى المناسبات الخاصة كتلك تسمح لي بان أمشط شعرها. |
özel günlerde yalnızca kara eti var. | Open Subtitles | نحن فقط نحضر اللحوم البرية في المناسبات الخاصة |
Eminim çok daha iyidir, hah? Evet... Sadece özel günlerde yapıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقوم بهذا في المناسبات الخاصة |