Aynen öyle ve başka birçok harika özelliğin daha var. | Open Subtitles | إنك محق ، ولديك العديد من الصفات الرائعة الأخرى أيضاً |
Bir sürü güzel özelliğin var ama tek sorun burada sonsuza kadar kalamazsın. | Open Subtitles | لديك الكثير من الصفات الحسنة ولكن لا يمكنك البقاء هنا للأبد |
Aniden hiçbir özelliğin kalmıyor, sadece sen oluyorsun. Kes, tamam mı? | Open Subtitles | كل ما في الأمر انك لست شخصاً مميزاً, انك نفس الرجل |
Senin hiçbir özelliğin yok ki. | Open Subtitles | لا يوجد شيئاً مميزاً بك |
Bu senin en dikkate değer özelliğin olmasa gerek. | Open Subtitles | أنا متأكد بأن ذلك ليست كل خصالك الجديرة بالملاحظة. |
Bu senin en dikkate değer özelliğin olmasa gerek. | Open Subtitles | أنا واثق بأن هذه ليست الميزة الوحيدة لديك |
İncelik senin önemli bir özelliğin değil, Damien. | Open Subtitles | التهذيب... اليس واحدا من سماتك القويه يا داميان |
Senin birçok harika özelliğin var ama yalan söylemek bunlardan biri değil. | Open Subtitles | أنت تملك الكثير من الصفات المدهشة، ولكن الكذب ليس واحدا منها. |
Bir sürü iyi özelliğin var. | Open Subtitles | لديك الكثير من الصفات الجيدة - أوه، لا - |
Oliver, senin birçok özelliğin var. | Open Subtitles | أوليفر، لديك العديد من الصفات ... |
Babanın şirketi için çalışmaman senin en iyi özelliğin. | Open Subtitles | ...حقيقة أنك لا تعمل لدى شركة والدك هذه أفضل خصالك |
Aslında bu, senin affedilebilir tek özelliğin. | Open Subtitles | في الحقيقة إنها الميزة الوحيدة لديك التي تكفر عن كل أخطائك |
Bu özelliğin kalıtsal olup olmadığını öğrenmek zorundayız. Onun yumurtalarını alacaksınız. | Open Subtitles | -علينا أن نعرف إن كانت الميزة ممكنة الوراثة |