"özgün" - Translation from Turkish to Arabic

    • أصلية
        
    • الأصلي
        
    • فريدة
        
    • أصيل
        
    • نوف
        
    • مبتكر
        
    • مبدع
        
    • الفريدة
        
    • الاصلي
        
    • أصليّة
        
    • الأصلية
        
    • أصلي
        
    • أصليٌّ
        
    • ان تكونوا قد استمتعتم
        
    Bu mektup, amerikan tarihinin özgün bir parçası olabilir pekala. Open Subtitles هذه الرسالة يمكن أن تكون قطعة أصلية من التاريخ الأمريكي
    Eğer bir biz herhangi bir anlamda özgün varlıklar isek edindiğimiz her deneyim de özgündür. TED لذا، طالما أننا بأي حال بشر أصليون، إذاً فكل تجربة نشهدها هي أصلية.
    Şey, klasik yaklaşım müdahaleye başvurmaktan oluşur ki bu özgün hedefteki kesik elyaf büyümesini teşvik eder. TED حسناً, المقاربة التقليدية تتألف من تطبيق إجراء تداخلي يقوم بتحريض نمو الألياف المقطوعة باتجاه الهدف الأصلي
    Roy Price sorumluluğu ağır bir işi yürütüyor, çünkü onun işi Amazon'un yapacağı özgün içerikli programları seçmek. TED ويشغل روي برايس وظيفة جديرة جدا بالثقة إذ يقع عليه عاتق تحديد المحتوى الأصلي للعروض التي ستتبناها أمازون.
    Her birimiz yaşımızı, bedenimizi hatta yaşam tarzımızı ve kişiliğimizi yansıtan özgün ses özelliklerine sahibiz. TED لكل واحد منّا بصمة صوتية فريدة تعكس عمره، وحجمه، وحتى أسلوب حياته وشخصيته.
    Sen de oradaydın, bu çok özgün olur, ...basında yer almaya değer ve yeni tasarımını takdim etmeden önce, ...ki enfes olacağından hiç şüphem yok, seninle çalışmak benim için büyük bir şans olur. Open Subtitles إن وجودك هناك , هو حق أصيل والصحافة ستكون متواجدة ومن الافضل ان تكونين معى قبل أصدار خط أزيائك الجديد
    özgün Kasap sencerdogan Open Subtitles ترجمة: نوف الميموني
    Çünkü tüm işetmeler insan ürünü varlıklardır; tüm işletmeler para ile ilişkilidir; tüm işletmeler makine kullanımı üzerinedir, ve tüm bunlar herhangi bir şeyin özgün olmasını engeller. TED لكن كل الأعمال هي أشياء من صنع البشر. كل الأعمال التي يدخل فيها المال. كل الأعمال تدور حول مسألة إستخدام الآلات، وكل هذه الأشياء تجعلها غير أصلية.
    Sizin yorumunuz oldukça özgün, ancak... başlık ve ilk paragrafa bakmak gerek. Open Subtitles صيغتك أصلية لكن و لكن هنالك العنوان و المقطع الأول يجب أن يؤخذا بعين الإعتبار
    1902 tarihli özgün bir Mondrian tablonuz olacak. Open Subtitles لوحة أصلية لموندريان من 1902م ستكون في حوزتكم.
    Romeo ve Juliet hakkindaki ödevi tamamen özgün olmali. Open Subtitles فعلى وظيفتها التالية لروميو وجولييت أن تكون أصلية تماماً
    Benim de kendime has bir stilim var. Sen bunu çocuksu bulabilirsin ama ben bunu özgün buluyorum. Open Subtitles أنا أملك أسلوبي الخاص، أعني، أنت تدعوها صبيانية، أنا أدعوها أصلية
    Ona göre Johnson'ın senaryosu, My Favorite Wife'ın özgün cazibesinden çok uzaklaşmıştı. Open Subtitles و شعر أن النسخة التي كتبها جونسون إبتعدت كثيرا عن جمال النص الأصلي لفيلم ـ الزوجة المفضلة
    özgün olanı gibi çalışmalı ama çoğalıcıları kendine çekmemeli. Open Subtitles سيعمل مثل الأصلي تماماً ولكنه ليس من المفترض أن يجذب المستنسخون
    - özgün tasarım izin vermek için, hangi her insanın beklemeye almak, kalplerinde baskılı vardır. Open Subtitles لنسمح للتصميم الأصلي الموجود في كل إنسان في قلوبهم
    Kütle spektrometresi adı verilen oldukça hassas, üstün kaliteli bir alet kullanmak istediğimizde, özgün kütleye sahip bir molekül yaparız. TED اذا أردنا استخدام جهاز حساس وفاخر الذي يدعى مطياف الكتلة ، عندها سنصمم جزيء بكتلة فريدة من نوعها.
    Belki de öyle lakin zamanla ne kadar özgün birisi olduğunu takdir etmek istedim. Open Subtitles ربما لا, لكن مع الوقت, بدأت أُقدر كم أنتِ شخص أصيل حقاً.
    özgün Kasap sencerdogan Open Subtitles ترجمة: نوف الميموني
    20 dakikadır özgün bir şey söylemeden konuştun. Open Subtitles تحدثت لمدة 20 دقيقة بدون أن تقول اي شيء مبتكر
    Ne kadar çok iş çıkarırsanız, o kadar değişik şeyle karşılaşırsınız ve tamamen özgün bir şeye gelme şansınız artar. TED كلما زاد إنتاجك، كلما حصلت على تنوّع أكثر وتزداد بذلك فرصك في الإتيان بشيءٍ مبدع حقاً.
    Hem beyindeki bir topluluğa dahil olarak, hem de tek başlarına ele alındıklarına, nöronların özgün karakterleri altta yatan biyokimyalarının temel özellikleri tarafından şekillenir. TED الصفات الفريدة في كل خلية وفي كل مجموعةٍ من الخلايا في الدماغ تتميز بخصائص أساسية لتكوينها الكيميائي الأولي.
    Ben yalvarmam! Ben özgün biriyim! Open Subtitles انا لا اتوسل لاحد يا كيرتس انا الاصلي يا رجل
    Yılı bulmamda yardımcı olacak elinizde özgün nitelikte eserler var mı? Open Subtitles ليس لديكِ أي مستندات أصليّة من شأنها أن تساعدني في تحديد السنة، صحيح؟
    Bu, özgün bir şekilde anlatılan, ardında şaşırtıcı gerçeklerle dolu Tanrı Zeus efsanesidir. Open Subtitles هذه هي أسطورة زيوس كما تحكى من مصادرها الأصلية و الحقائق المدهشة حولها
    Bir, gerçekten de özgün değilsen özgün olduğunu söyleme. TED واحد، لا تقول أنك أصلي إلا إذا كنت حقيقةً أصلي.
    Bir süredir üzerinde çalıştığım oldukça özgün bir hikâye. Open Subtitles شيءٌ لبثتُ أعمل عليه لفترةٍ من الوقت. شيءٌ أصليٌّ تمامًا.
    özgün Kasap Fransergio Open Subtitles ارجوا ان تكونوا قد استمتعتم الى اللقاء في الحلقه القادمه باذن الله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more