Diğer herkesin sahip olduğu özgürlüklerin ve sorumlulukların tadını çıkartarak büyümem gerektiğini düşünüyorlardı. | TED | هما آمنا بأن عليّ أن أكبر لأستمتع بنفس الحريات والمسؤوليات كجميع الأشخاص الآخرين. |
İstifasını açıkladıktan sonra katıldığı basın açıklamasında bu ülkenin temelleri olan hak ve özgürlüklerin yok edilmesinde görev alamayacağı açıklamasını yaptı. | Open Subtitles | قال في مؤتمر صحفي بعد وقت قصير أنه لم يعد يستطيع المشاركة في تدمير الحريات الأساسية التي قامت عليها هذه البلاد |
Hükûmetin, hediye ve ayrıcalıkların dağıtıcısı olduğunu değil özgürlüklerin koruyucusu olduğunu bir kez daha görmeye. | Open Subtitles | ونرى الحكومة مجدداً حامية الحريات وليست مُوزعة للهدايا والامتيازات. |
Temel özgürlüklerin teminatı: | Open Subtitles | -ذكر بها مختلف الحريات الرائعة |