"özlediğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • تفتقد
        
    • تفتقدين
        
    • تشتاق
        
    • يفتقد
        
    • تشتاقين
        
    • مشتاق
        
    • اشتقت
        
    • تفتقدني
        
    • تفتقده
        
    • يشتاق
        
    • مشتاقة
        
    • تفتقدك
        
    • اشتاق
        
    • تفتقدها
        
    • يفتقدني
        
    Belki de seni ne kadar çok özlediğini hatırlaması gerekiyordur. Open Subtitles ربما أنها تحتاج فقط لتكون ذكر كم انها تفتقد لك.
    Hayatın bazı zevklerini doğal olarak özlediğini ben de biliyorum. Open Subtitles بالطبع إننى أدرك أنك تفتقدين بعض مسارت الحياة أحياناً
    Peter, Brian'ı özlediğini neden kabul etmiyorsun? Open Subtitles بيتر .. لماذا لا تعترف وحسب بأنك تشتاق لبراين ؟
    "...ve o güzel Adriyatik yazlarını özlediğini söylüyor." Open Subtitles قائلا انه يفتقد الأيام الخوالي من ذلك الصيف الأدرياتيكي.
    Ablanı çok özlediğini düşündüğüm için gönderdim o videoyu. Open Subtitles لقد أرسلته فقط لأنّه بدا لي أنّك تشتاقين لأختك كثيرًا
    Manchester'daki annene, onu ne kadar özlediğini anlatan bir mektup yazdın. Open Subtitles لم ترني أكتب لأمي أقول لها كما أن مشتاق للعودة للبيت ، أليس كذلك ؟
    Onu özlediğini biliyorum. Ben de onu özlüyorum. Open Subtitles أعلم أنك قد اشتقت إليه لقد اشتقت إليه ايضاً
    Sanırım ben senin de beni özlediğini söyleyeceğini sanmıştım. Open Subtitles حسناً اعتقد اني ظننت انك ستقول انك تفتقدني ايضاً
    Onu özlediğini biliyorum. Open Subtitles أعرف أنك تفتقده و أعرف أنك تشعر بالذنب أيضاً
    Beni özlediğini gösteriyor, bu da yaptığı üçüncü şey. Open Subtitles هذا يدل على أنه يشتاق إلي وذلك هو الشيء الثالث
    Demek istediğim en çok bu zamanlarda onu özlediğini anlıyorum. Open Subtitles كل ما أقوله أنه في أوقات كهذه، تفتقد أحبائك بشدة
    Kitabını özlediğini biliyorum ama bununla birlikte, kahramanca şeyler yapabilirsin. Open Subtitles أعرفُ أنّكَ تفتقد كتابك، لكن بهذه، تستطيع القيام بالأعمال البطوليّة.
    Ve sizin annenizi ne kadar çok özlediğini biliyorum çünkü bende sizin gibi annenizi özledim. Open Subtitles و أنا أعرف ، تماماً كم تفتقد الفتيات أمهاتها لأنني أفتقدها أنا أيضاً
    Önce neden evli olmayı geceleri özlediğini söyler misin? Open Subtitles هل تخبريني أولا لماذا أنت تفتقدين أن تكوني متزوّجة في الليل فقط؟
    Burada mutlu olmadığını açıkça görüyorum, ben de rahibeleri ve diğer kızları özlediğini düşündüm. Open Subtitles بالتأكيد لا تبدين سعيدة هنا .. وقد فكّرت ربما تفتقدين الراهبات والفتيات الأخريات
    Onu özlediğini biliyorum, oğlum. O yüzden hadi baba-oğul biraz vakit geçirelim. Open Subtitles أعلم أنك تشتاق إليه لنمضي معاً وقت خاص بين الأب وأبنه
    Kabilesini özlediğini söylüyor, orada hayat çok güzelmiş. Open Subtitles يقول انه يفتقد لقبيلته ، انه كيان كبير وجميل
    Hepimizi özlediğini biliyorum ama içimden bir ses buraya gelmenin nedeninin eski dostları görmek olmadığını söylüyor. Open Subtitles أعلم أن تشتاقين إلينا جميعاً، لكن ثمة ما ينبئني أن ثمة المزيد عن رحلة عودتك هذه من مجرد الاطمئنان على الأصحاب.
    Sadece seni düşündüğünü ve anneni ve onu özlediğini... Open Subtitles يذكر فقط التفكير بك و بأمك .. وهو مشتاق لها
    Kotunu çıkar ve beni ne kadar özlediğini göster. Bu arada bu küçük çamaşırı parçalanması beklentisiyle aldığımı bilmeni isterim. Open Subtitles لذا اخلع الجنز وأرني إلى أي درجة اشتقت لي. للمعلومية, يجب أن تكون على علم
    Ama yemin ederim, bazen kendiminkine baktığımda beni özlediğini biliyordum. Open Subtitles ولكن أقسم أنّ في بعض الأحيان كنتُ أنظر لهذا النصف، وكنتُ أعرف أنّ تلك الفتاة الصغيرة تفتقدني
    Yeni işini anlatıyor, onu ne kadar özlediğini, kart göndermediği için üzgün olduğunu... Open Subtitles تخبره كل ما يتعلق بعملها الجديد و كيف أنها تفتقده و اسفه هي لم ترسل بطاقة.
    Travis gelecek hafta onun yanına gitme planını iptal etmeni istiyor üzgün olduğunu ve seni çok özlediğini söylüyor. Open Subtitles لقد الغى زيارته الاسبوع القادم ولكنه يشتاق اليك كثيرا
    Ona... kocaman sarıl ve öp, annesinin onu özlediğini söyle. Open Subtitles عانقها و قبّلها عني وقل لها إن والدتها مشتاقة لها
    Ama sizleri çok özlediğini iletmemi istedi. Open Subtitles لكنّها أخبرتني أن أبلّغك بأنّها تفتقدك جدًّا.
    Biliyor musun Jason, bilinçaltımda bir yerlere de onun ilgiyi özlediğini benim de o kitabı onu saklandığı yerden çıkarmak için yazdığımı düşünüyorum. Open Subtitles كما ترى, جيسون, في مكان ما من اللا وعي كنت آمل ان كتابة هذا الكتاب ستستدرجه وانه اشتاق للاهتمام
    Ama şimdilik, iyi olduğunu ve onu özlediğini söyleyebilirsin. Open Subtitles لكن فى الوقت الحالى يمكنك إخبارها أنك بخير و أنك تفتقدها كثيرا
    Onunla son konuştuğumda, beni özlediğini ve "fındık kırmak" için bana para vereceğini söylemişti. Open Subtitles اخر مرة تحدثتُ اليه قال انه يفتقدني وأراد مني ان اتناول الفُشار معه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more