Kimsenin özlemeyeceği birini bularak. | Open Subtitles | ستختبريه على شخص ما لن يفتقده أحد |
- Kimsenin özlemeyeceği birini öldür. | Open Subtitles | قتل شخص لن يفتقده أحد. |
- Hayır. - Hiç kimsenin özlemeyeceği. | Open Subtitles | كلا الذي لن يفتقده أحد |
Burada kimsenin özlemeyeceği bir sürü ıvır zıvır var bu tarz şeyler. | Open Subtitles | هناك عشرات الأغراض في هذا المنزل لو بيعت لن يفتقدها أحد مثل هذه |
Bana bir hizmetçi kız getir. Kaybolabilecek, kimsenin özlemeyeceği biri olsun. | Open Subtitles | احضر لي خادمة خادمة لن يفتقدها أحد إذا اختفت |
Kimsenin özlemeyeceği yabancıları seçtiğimiz için de kim yakalayacak? | Open Subtitles | طالما نحن حذرين في إنتقاء و إختيار فقط الغرباء و الأُناس الذين لن يفتقدهم أحد من سيكتشف أمرنا ؟ |
Kimsenin özlemeyeceği birkaç kişinin öldürülmesi dışında pek bir şey değişmedi. | Open Subtitles | لم يتغير شيئاً ماعدا هناك بعض الأشخاص* *تتعرض للقتل وليس هناك من يفتقدهم *و لقد أنتهى بي الأمر بسيارة جديدة* |
Kimsenin özlemeyeceği biri... | Open Subtitles | ليس أحداً قد يفتقده أحد |
Kendini kontrol edememeye başlayınca da Colton'un özlemeyeceği üyeleri öldürdü, yani ayrılmak isteyenleri. | Open Subtitles | وعندما يصبح لا يسيطر على نفسه (يقتل العضو الذي لن يفتقده (كولتون الذي يحاول الخروج |
Kimsenin özlemeyeceği bir bayan, iki çocuğu dışında tabii. | Open Subtitles | تبدو كسيدة لن يفتقدها أحد عدا طفليها |
Yokluğunda kimsenin özlemeyeceği kişileri tercih ediyorlar. | Open Subtitles | خاصة هؤلاء الذين لن يفتقدهم أحد |