"özleyeceğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستشتاقين
        
    • ستشتاق
        
    • تفتقدني
        
    • سيفتقدني
        
    • سيشتاق
        
    • ستفتقده
        
    • إفتقدتينى
        
    • بغيابنا
        
    • سوف تشتاق
        
    • سيفتقد
        
    • سيفتقدها
        
    • ستفتقدينني
        
    Taani partner beni özleyeceğini söylemiştim. Open Subtitles تاني بارتنر لقد اخبرتك بانك ستشتاقين الي كثيرا
    Beni özleyeceğini söylediğin zaman ne kastettin? Open Subtitles ماذا قصدت عندما أخبرتني أنك ستشتاقين لي؟
    Zaten beni pek özleyeceğini sanmıyorum. Open Subtitles و على أي حال لا أعتقد بأنّك ستشتاق إلي كثيراً
    Hiç söylememiş olsa da Bayan Annabeth'in bile beni özleyeceğini biliyordum. Open Subtitles حتى لو لم تقل السيدة (أنابيث) هذا، أعرف أنها تفتقدني أيضًا.
    Geceyi burada geçirirsem beni çok fazla özleyeceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنّه سيفتقدني كثيراً إذا أمضيت الليلة هنا.
    Sahi mi, bu daireyi bu kadar özleyeceğini düşünmemiştim. Open Subtitles حقا؟ لم اعتقد انه سيشتاق لهذه الشقة الى ذلك الحد
    Sana özleyeceğini söylemiştim. Open Subtitles أخبرتك أنك ستفتقده.
    Beni özleyeceğini biliyordum. - O tahmin ettiğim şey mi? Open Subtitles عرفت إنكِ إفتقدتينى - هذه وقاحة -
    Beni özleyeceğini söylediğin zaman ne kastettin? Open Subtitles ماذا قصدت عندما أخبرتني أنك ستشتاقين لي؟
    Beni özleyeceğini söyle. Open Subtitles اخبريني انكي ستشتاقين لي
    Beni özleyeceğini söyleme. Open Subtitles لاتقولي بأنك ستشتاقين إليّ
    Zaten beni pek özleyeceğini sanmıyorum. Open Subtitles و على أي حال، لا أعتقد بأنّك ستشتاق إلي كثيراً
    Ama annemin sizleri bu kadar özleyeceğini hiç düşünmemiştim. Open Subtitles لكني لم أتخيل أنها ستشتاق لكم كثيراً
    Beni özleyeceğini sanmam. Open Subtitles أنت لن تفتقدني
    Komik... Beni özleyeceğini hiç sanmıyorum. Open Subtitles مضحك ، لا أعتقد أنه سيفتقدني
    Elbette Graysonlar en son bir araya geldiğinde olanlardan sonra kimsenin beni özleyeceğini sanmam. Open Subtitles بالتأكيد بعد آخر تجمع لآل (غرايسن)، لا أظن أن أحداً سيفتقدني.
    Evet, ama beni özleyeceğini söyledi. Open Subtitles نعم,لكنه قال انه سيشتاق الي
    Sana özleyeceğini söylemiştim. Open Subtitles أخبرتك أنك ستفتقده.
    Beni özleyeceğini biliyordum. - O tahmin ettiğim şey mi? Open Subtitles عرفت إنكِ إفتقدتينى - هذه وقاحة -
    Kimsenin bizi özleyeceğini sanmıyorum. Open Subtitles أنا متأكده أن لا يوجد أحد سيشعر بغيابنا.
    Onun, seni çok fazla sevdiğini senin de onu özleyeceğini biliyorum. Open Subtitles اننا نعرف انة احبك جدا واننا نعلم انك سوف تشتاق الية
    İnsan, hayvanları bu kadar özleyeceğini düşünmüyor. Open Subtitles لا يظن المرء أنه سيفتقد الحيوانات هكذا
    Kimsenin, onları özleyeceğini düşünmedim. Open Subtitles وتوقعت أن لاأحد سيفتقدها
    Beni özleyeceğini biliyorum ablacım... ama buradan kaçış biletini kaçıramazdım. Open Subtitles أعرف أنّك ستفتقدينني يا أختاه لكنْ لمْ أستطع تجاهل تذكرة الخروج مِنْ هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more