üretici firma, denizcinin titanyum bileğini 99'da Bethesda'daki donanma hastanesine göndermiş. | Open Subtitles | ان المصنع شحن مفصل التيتانيوم الى مستشفى البحرية في عام 99 |
Tıpkı zor durumdaki işlerini kurtarmaya çalışan bu üretici gibi. | TED | مثل هذا المصنع الذي أراد أن يحول أحدى وحدات التجارية العالقة |
Bu kesinlikle doğru değil; bilhassa, yapboz ile üretici bir çözüm vadediyor. | TED | ومن الواضح أن هذا غير صحيح. لسبب رئيسي، هو أن الشركة المصنعة تضمن بأن هناك حل للأحجية. |
Nitekim bizde, üretici hakkında emin olamayan birçok kişi var. | TED | وبالفعل، هناك العديد منا غير متأكد من الشركة المصنعة. |
Bazen bu bizi daha üretici bir yola sokar. | TED | في بعض الأحيان يقودنا ذلك الى سبيل أكثر إنتاجية. |
Zamanını üretici bir şey yaparak geçirdiğini görmek güzel. | Open Subtitles | انا سعيد جدا لرؤيتكي وانتي تعملين شيئا مثمرا |
üretici bunun sadece eğitim amaçlı kullanıldığını söyledi. | Open Subtitles | المُصنّع يقول بأنّ هذه الخرّاطة تستخدَم لوسائل تعليمية وحسب |
tünelde bırakılan aletlerin izini bir kiralama şirketi tarafından satın alındığını söyleyen üretici firmaya kadar sürdüm. | Open Subtitles | لقد تعقّبتُ المعدّاتِ في نفقِ المنزل عودةً إلى المصنّع والذي قال أنّها تمّ شرائها من شركةِ تأجيرٍ. |
"İhtiyaçlarınıza göre hazırlanacak kamp minibüsü talebiniz, siparişinizin alınmasından 6-8 ay içerisinde üretici firma tarafından teslim edilebilir." | Open Subtitles | أعلمنا المصنع أنها يمكن أن تكون جاهزة بعد 6 إلى 8 اسابيع من تأكيد طلبك لها |
Zarlar yere düşene kadar tamamen üretici tarafından kontrol edilir. | Open Subtitles | الزهر كله سيكون تحت رقابتنا منذ خروجه من المصنع وحتى وصوله للكازينو |
Zarlar yere düşene kadar tamamen üretici tarafından kontrol edilir. | Open Subtitles | الزهر كله سيكون تحت رقابتنا منذ خروجه من المصنع وحتى وصوله للكازينو |
üretici havayolunun ekipman bakımının zayıf olduğunu kanıtlamaya çalışacak. | Open Subtitles | مم سيجعل المصنع مسؤولا و المصنع سوف يلوم طاقم الصيانة في شركة الطيران |
üretici birkaç kurşunu canlı ateş testi için bağışladı. | Open Subtitles | المصنع تبرع لنا ببعض الرصاصات من اجل اختبار حي المصنع تبرع لنا ببعض الرصاصات من اجل اختبار حي |
Dolayısıyla; üretmek için küresel ve birbirlerine bağlı ve bağımlı bir üretici ağına güveniyorlar. | TED | فهذا يُعني أنهم يعتمدون على أساس عالمي ومترابط؛ مترابط مع الشركات المصنعة لإنتاج هذه المنتجات. |
üretici, insan cildinde kullanılmamasını öneriyor. | Open Subtitles | الشركة المصنعة توصي بعدم إستخدامه على الجلد البشري يا رفاق؟ |
üretici firmaların bütün satışları önümde. | Open Subtitles | مدرج فى مواصفات الشركة المصنعة لوسائل الراحة |
Araştırmamdan öğrendiğim şey, daha nazik ortamlarımız olduğunda daha üretici, yaratıcı, yardımcı, mutlu ve sağlıklı oluruz. | TED | ما أعرفه من بحثي هو أنه عندما يكون لدينا المزيد من البيئات المتحضرة، نكون أكثر إنتاجية وإبداعًا وعونًا وسعادة وصحة. |
Tarıma dayalı bir toplumda, en zenginle en fakir arasındaki fark, en üretici olanla en az üretici olan arasındaki fark, 5'e 1'dir. | TED | في المجتمع الزراعي، الفرق بين الأغنى والأفقر، الأكثر إنتاجية والأقل إنتاجية، كان 5 إلي 1. |
"üretici" diyecektim. Daha iyi bir "yarın" hazırlamak ucuz değil. | Open Subtitles | "كنت سأقول "إنتاجية لأن الغد الأفضل لا يأتي بسهولة |
- Bu hiç üretici olmadı. | Open Subtitles | عليك اللعنه ! -هذا ليس مثمرا . |
üretici ismi, model numarası falan lazım. | Open Subtitles | أريد اسم المُصنّع وتاريخ ورقم الطراز أيّ شيء |
üretici firma, diz eklemini Boston'daki bir ortopedik grubuna yollamış. | Open Subtitles | لقد أرسل المصنّع المفصل الصناعي (إلى (مجمع بوسطن الطبي للعظام |
Çok pahalı mı? Mucit, üretici ve tek dağıtıcısından size bir hediye. | Open Subtitles | مع تحيات المخترع و الصانع و الموزع الوحيد |