"üst sınıf" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطبقة العليا
        
    • عالية المستوى
        
    • رفيع المستوى
        
    • الراقي
        
    • الطبقة الراقية
        
    üst sınıf liderleri, dokunulmazlardan birinin evine gidip çay veya su içmez. TED لا يذهبُ زعماء الطبقة العليا لمنازل الطبقة المنبوذة، ويحتسون الشاي أو الماء.
    Bakalım, silahlı soygunu üstüme yıktı ama üst sınıf vergi indirim için yanıp tutuşuyorum. Open Subtitles لقد ورطني في قضية سطو مسلح لكن يزعجني أمر اقتصاص الضرائب من الطبقة العليا
    Baban kendini bir toprak ağası olarak görüyordu ve Stoke isminin üst sınıf ailelere uygun olmayacağını düşündü. Open Subtitles لقد إنقرضوا جميعاً والدك أراد أن يكون مالك أراضي ريفية و لم يكن يظن أن إسم ستوك سيلقى تقبلاً من عقاريي الطبقة العليا
    - Bölüm 8 üst sınıf bir eskortum, ancak benden de üst bir seviye var. Open Subtitles أنا مرافقة عالية المستوى" "لكن ثمة مستوى أعلى مني
    - Bu oldukça üst sınıf sorunu. Open Subtitles انها مشكله عالية المستوى
    üst sınıf Meksika mafyası. Open Subtitles هو عضو رفيع المستوى بالمافيا المكسيكيّة.
    Bu yüzden üst çekmece, üst sınıf hayat kadını olmadığını tahmin ediyorum. Open Subtitles لذا أطن بأنها لم تكن ساقطة من النوع الراقي
    üst sınıf turist ve kongreye gelenlerle çalışırdı. Open Subtitles تعمل فقط مع الطبقة الراقية من السياح أو الطلبة الإكليريكيين
    Oxford Üniversitesi'nde geçirdiği bir dönemden sonra sahte bir üst sınıf aksanıyla eve döndü ve poturlarla topuklu binici çizmeleri üzerinde çalışmaya başladı. Open Subtitles بعد قضاءه فترة في جامعة أكسفورد عاد إلى منزله متحدثاً بلهجة أبناء الطبقات الراقية مرتدياً ملابس أبناء الطبقة العليا
    Alt sınıf ve üst sınıf arasında sıkışmışız. Open Subtitles نحن أبناء الطبقة الوسطى.. الذين يتوسطون ما بين الطبقة العليا و الدنيا.
    'Biz alt sınıf ile üst sınıf arasına sıkışmış...' '...orta sınıflı insanlarız.' Open Subtitles "نحن أبناء الطبقة المتوسطة.." "الذين يتوسطون ما بين الطبقة العليا و الدنيا."
    Evine gittiğimde daha fazla şaşırdım, çünkü üst sınıf liderleri -erkekler, evinde oturuyor, çay ve su içiyorlardı ki bu Hindistan'da çok nadir olur. TED عندما ذهبتُ لمنزلها، لقد دهشتُ أكثر، لأن زعماء الطبقة العليا من الرجال، كانوا يجلسون في منزلها، ويحتسون الشاي والماء، وهذا أمر نادر حدوثه في الهند.
    domuzların üst sınıf olduğu tarihteki ilk devrim bu olacak. Open Subtitles هذا سَيصْبَحُ الثورة الأولى في التأريخِ... عندما كانت الخنازير هي الطبقة العليا
    Belki de üst sınıf bir eskorttur. Open Subtitles ربما هي عاهرة عالية المستوى
    - Bu oldukça üst sınıf sorunu. Open Subtitles انها مشكله عالية المستوى
    üst sınıf Meksika mafyası. Open Subtitles هو عضو رفيع المستوى بالمافيا المكسيكيّة.
    Abigail Franklin'in günlüğü için üst sınıf bir vitrine fon talep edeceğim. Open Subtitles مكان عرض رفيع المستوى لمذكرات "أبيغيل فرانكلين".
    - Kesinlikle üst sınıf mı? - Boynunda iz var. Open Subtitles الراقي بالتأكيد.
    Eğer eğitim üst sınıf bir var Open Subtitles لقد حصلت على تعليمك الراقي
    Bu ise üst sınıf bir davet. Open Subtitles هذه حفلة لأصحاب الطبقة الراقية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more