"üzüm suyu" - Translation from Turkish to Arabic

    • عصير العنب
        
    • عصير عنب
        
    • عصيرِ العنب
        
    Komik bir şapka giyip üzüm suyu gorilleri satmak için mi? Open Subtitles لاجل ان تقف بقبعة مضحكة و تبيع الغوريلا و عصير العنب
    Yani fikir sohbetlerinde şarap içmek yerine üzüm suyu içmek gibi mi? Open Subtitles مثل عصير العنب الشارب بدلا من نبيذ في المشاركة؟
    Daha önce üzüm suyu içen birilerini görmemiştim. Open Subtitles فلتتفضل عندنا و تشرب بعضاً منه أنا لم ارى الناس تشرب عصير العنب
    Bir yatırım olarak, elbette. Evet. Benim için hepsi üzüm suyu. Open Subtitles طريقة للأستثمار بالطبع انه عصير عنب بالنسبة لى
    İki bardak üzüm suyu içtin, çiş yapman şart, biliyorum. Open Subtitles شربتي كأسي عصير عنب. أعلم أنكِ بحاجة للتبول.
    Gölde balık yerken bile yanına beyaz üzüm suyu isterdin. Open Subtitles حتى في البحيرةِ، حينما كَانَ عِنْدَنا أعوادُ السمكِ، أصررتَ على عصيرِ العنب الأبيضِ.
    Annemin bilgisayarına koca bir bardak üzüm suyu dökmüştün. Open Subtitles وقمت بإعطاء حاسب أمي الكثير من عصير العنب
    Yeteri kadar aç kaldın zaten. Su ile birlikte biraz üzüm suyu alabilirsin. Open Subtitles أنت هائج بما فيه الكفاية يمكنك تناول عصير العنب بالماء
    Ona tekrar vermeyeceğim tek şey üzüm suyu. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي لن أعطيه له ثانيةً هو عصير العنب
    Hey, koltuğa üzüm suyu döktüm ve suçu sana attım. Görüşürüz. Open Subtitles لقد سكبت عصير العنب على الأريكة وستكون أنت الملام نوعاً ما، لاحقاً
    Tamam, bekle. Bunun üzüm suyu olduğunu söylemiştin. - Bu üzüm suyu değil. Open Subtitles قلتي انه عصير العنب سيدتي انه ليس بعصير العنب
    Bunu aldık. Şurada kutlamak için gazlı üzüm suyu var. Open Subtitles لقد حصلنا عليه , هنا بعض عصير العنب للاحتفال
    Sadece üzüm suyu var. Open Subtitles كل مالدي هو عصير العنب أتمنى أنكما لا تُمانعان
    Seni etkilemek istedim ve üzüm suyu oyunu devam ettirdim. Open Subtitles وددت أن أبهركم، وأبقي عصير العنب للبالغين خاصّتي مستعدًّا.
    Sürekli bir yerlere taşınmak gittiğin her yerde yeni arkadaş edinmek durumunda kalmak ve bana üzüm suyu veren olmadı. Open Subtitles نقل حوالي في كل وقت، الاضطرار إلى تكوين صداقات في كل مكان، وقدم لا أحد من أي وقت مضى لي عصير العنب.
    Kanepenin heryerine üzüm suyu döktün. Open Subtitles سكبت عصير العنب على الأريكة بأكملها.
    - sadece üzüm suyu. doğru, Chuck ? - evvet. Open Subtitles نحن نشرب عصير العنب فقط صح تشوك نعم
    "Bayan Dunphy'nin üzüm suyu ilaç gibi kokuyor." Open Subtitles عصير عنب السيدة دنفي رائحته مثل الدواء
    - Bana göre hepsi üzüm suyu. Open Subtitles حسنا، إنها جميعًا عصير عنب بالنسبة لي
    - Evet, üzüm suyu. Open Subtitles -ماهذا, عصير عنب؟ -نعم, أنه عصير عنب
    Halının üzerine biraz üzüm suyu döktüm Open Subtitles سَكبتُ a قليلاً عصير عنب على البساطِ.
    Biraz üzüm suyu dökülmüş. Open Subtitles بَعْض عصيرِ العنب سَكبَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more