En basit tabiriyle, üzüntünün genellikle zor bir durum karşında ortaya koyulan doğal bir tepki olduğu düşünülüyor. | TED | في أبسط تفسير، يعتقد في العادة أنّ الحزن هو ردة فعل طبيعية تجاه موقف صعب. |
Fakat üzüntünün iç etkenlerin haricinde dış bir etkenden de kaynaklanabileceği konusundaki düşünceniz oldukça yeni bir görüştür. | TED | لكن فكرة كون الحزن له سبب خارجيّ مستقلّ عن النّفس هي فكرة جديدة نسبيّا. |
16. yüzyılda, üzüntünün bunları sağladığı düşünülüyordu. | TED | بينما في القرن السادس عشر، كان يُعتقَد أن الحزن هو الذي يسبب معظم هذه الأشياء. |
Bütün krallığım, üzüntünün ve utancın salonu, sahip olduğum her şey, ve hatta güzel ve genç kraliçem, Wealthow'um | Open Subtitles | أنا اوصي بعد موت كل ما املك ، مملكتي قاعتي قاعة الحزن والخزي |
General Hunter, bir erteleme sadece ülkenin duyduğu üzüntünün uzamasına neden olur. | Open Subtitles | أيها اللواء (هنتر), التأخير سيخدم فقط بإطالة حزن الأمة. |
Çünkü, eğer boşanırsak üzüntünün beş aşamasını atlatmamız en az altı ay sürecek. | Open Subtitles | سيستغرق الأمر على الأقل ستة أشهر. لتخطي مرحلة الحزن و الأسى. |
- Ama diğer yönden de bakıyorum ve üzüntünün bazı aileleri bir araya getirdiğini görüyorum. | Open Subtitles | لكن رأيتهم يتجهون للجهه الأخرى رأيت الحزن يجمع شمل العائلات |
Fakat sen yine de tüm üzüntünün bu halkanın içinde kalmasını sağla. | Open Subtitles | ولكنتأكدي.. أن كل .. الحزن يبقى بداخل الدائرة |
Size bu broşürü vermek istiyorum üzüntünün belirtilerini ve işaretlerini anlatan bir sürü bilgi var. | Open Subtitles | أردت أن أقدم لكم هذا الكتيب التي لديها الكثير من المعلومات الجيدة حول علامات وأعراض الحزن. |
Yaşadığın üzüntünün hıncını benden çıkarıyorsun. Ama atladığın bir şey var. | Open Subtitles | الحزن يملأ فؤادك وتفرّغه بكلام جارح، لكن هل تعرف أمرًا؟ |
Aşkın hazzı nefretin netliği derin üzüntünün verdiği coşku... | Open Subtitles | بهجة الحبّ... وضوح الكراهية... ونشوة الحزن... |
Fikir şu, bu aslında üzüntünün tarihçesi. | Open Subtitles | هذه هي الفكرة ، هو أنه من تاريخ الحزن. |
"Sevinç keder ve üzüntünün son şarkıcısı olacak. Umudunu asla kaybetme." | Open Subtitles | "الفرح سيستمر أكثر من الحزن" "لا تفقد الأمل" |
Senin görevin de, tüm üzüntünün buranın içinde kalmasını sağlamak. | Open Subtitles | ووظيفتك هي إبقاء الحزن بداخلها |
(Kahkaha) Kapkara siyah üzüntünün bir duygu olduğu şekilde bir renktir. | TED | (ضحك) الأسود الداكن هو اللون الذي يعبر عنه الحزن كمشاعر. |
O zaman üzüntünün ne olduğunu anlayacağım. | Open Subtitles | حينها سأعرف معنى الحزن |
üzüntünün gelmesini. | Open Subtitles | الحزن على وفــاتهــا |
Numara yapmana gerek yok ve bunu olabilecek en nazik şekilde söylüyorum o üzüntünün yanında bol miktarda suçluluk var ve azıcık da, sadece azıcık rahatlama var. | Open Subtitles | ليس هناك حاجة للتظاهر، وأعني ذلك بأجمل طريقة ممكنة ولكن هناك حمل كبير من الشعور بالذنب، هناك مع ذلك الحزن وكمّيّة صغيرة... |
üzüntünün ilacı yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك دواء لمعالجة الحزن |
Galahad, acı ve üzüntünün olmadığı yerde, huzur içinde yat. | Open Subtitles | (غالاهاد)، عسى أن ترقد في سلام حيث لا حزن ولا ألم. |