Kadran her seferinde aynı resimler üzerinde duruyor. | Open Subtitles | العقرب يقف على نفس الرموز دائما. |
İğne devamlı aynı sembollerin üzerinde duruyor. | Open Subtitles | العقرب يقف على نفس الرموز دائما. |
Görünüşe göre, Teğmen patlamamış bir mayının üzerinde duruyor. | Open Subtitles | يبدو أن الملازم يقف على لغم غير منفجر |
Üç yıldır sahada olacağız kendi ayaklarımızın üzerinde duruyor, | Open Subtitles | سنكون في الميدان لمدة ثلاث سنوات... يقف على قدمينا الخاصة، |
Yüzen dubalar üzerinde duruyor, dubalarda aşağıdaki yataklara bağlı, kaldırma kuvvetine doğru etki edildiğinde dengenin sağlanması için kirişlerin üst uçlarının birbirine bağlı olması gerekiyor, aksi hâlde tüm köprü sallanır ve kimse bunu istemez. | TED | إنه يقف على عوامات طافية والتي ترتبط بقاع البحر ومثبتة للأسفل - فهي مثبتة ضد قوى الطفو، ولجعلها مستقرة، فإن قمم الأبراج يجب أن تكون مرتبطة ببعضها، وإلا فإن كل شيء سوف يتمايل، ولا أحد يريد حدوث ذلك. |
Tamir'in hangi hizada durduğunu öğren. Bombanın üzerinde duruyor. | Open Subtitles | إنه يقف على قنبلة |
Tepenin üzerinde duruyor. | Open Subtitles | إنه يقف على الجرف |
Oliver bir mayının üzerinde duruyor. | Open Subtitles | و(أوليفر) يقف على لغم أرضي. |