"ışığının" - Translation from Turkish to Arabic

    • نور
        
    • شروق
        
    • ضوء
        
    • شعاع
        
    • منارة
        
    • نورك
        
    • وهج
        
    • الضوء الذي
        
    • أشعة
        
    Güneş ışığının bizi öldürmesini istediğimizde şahane olacak. Open Subtitles ستكون مثالي عندما نريد نور الشمس أن يقتلنا
    Bu güneş ışığının hastanın gözüne girmesini sağlar... Open Subtitles هذا يسمح نور الشمس بالوصول .. إلى أعين المريض
    Manhattan'ın sokaklarındaki, doğu-batı yönlü ızgaraların... arasına güneş ışığının doğrudan gelmesiyle ilgili. Open Subtitles والتي فيها شروق أو غروب الشمس يصطف تماما
    On bin ila yüz binlerce yıllık sürelerde meydana gelen Dünya'nın yörüngesindeki küçük değişimler güneş ışığının Dünya'daki dağılımını değiştiriyor. TED تغيرات بسيطة في مدار الأرض تحدث على مدى العشرات إلى مئات الآلاف من السنين تغير توزيع ضوء الشمس على الأرض.
    Fenerin ışığının 4-5 saniye yandığına dair birkaç rapor var. Open Subtitles تبليغات متعددة أنَّ شعاع البرج أضاءَ لأربع أو خمس ثوان
    Öyleki size çok yakın bir deniz feneri ışığının yüzünüze vurması gibi. Open Subtitles وكأنها بالفعل منارة قريبة منك تومض بالضبط في وجهك
    Var oluşunda yaşamasına izin ver. Işığının sıcaklığında güneşlenmesini sağla... Open Subtitles و اسمح له بالعيش في حضرتك و التمتع بدفء نورك
    Ayrıca dün kazı yaparken öğleden sonra güneş ışığının buradaki adama yansığını gördüm. Open Subtitles و البارحة بينما كنا نحفر لمحت وهج ضوء الشمس يضرب عيون ذلك الشخص في آخر الظهيرة
    "Neden insanlar da gün ışığının onlara sunduğu hazların tadına varmazlar?" Open Subtitles "لماذا لا يشعر الناس بالبهجه طالما "يعيشون احراراً في نور الشمس ؟
    Lakin asıl şimdi Tanrı'nın ışığının beni karanlıktayken bulduğunu fark ettim. Open Subtitles ولكنني أدركت أنني قد عثرت الآن فقط... علي نور الله الحقيقي... في الظلمة
    Devam edeceğiz. Gün ışığının bana ihtiyacı var. Open Subtitles سنكمل لاحقاً ، نور الشمس بحاجتي
    Hanımlar, beyler ilmin ışığının çocukları. Open Subtitles سيداتي سادتي، أيها الأولاد "العلم نور"
    Beni başka bir uykusuz geceye terk etmeden önce gün ışığının son saatleri ile yavaşça değişen manzarayı izledim. Open Subtitles راقبتُ المنظر الطبيعى يتبدل ببطء كما لو كان متشبثاً بالساعات الأخيرة من شروق الشمس قبل أن تتركنى الشمس كى أواجه ليلة مؤرقة أخرى
    Güneş ışığının üstünde yürümek gibi! Open Subtitles هذا يبدو وكأني أسير في شروق الشمس
    Defol git, güneş ışığının üstünde yürüyorum! Open Subtitles أذهب بعيداً,أنا أسير في شروق الشمس
    Sanırım mum ışığının ve yağmurun ihtiraslı kombinasyonu beni bebek gibi uyutuyor. Open Subtitles أخشى أن المزيج بين ضوء الشموع والمطر دائماً يجعلني أنام مثل طفل
    Bu durumda, kişi telefonu alır, gün ışığının konumunu yiyecek hazırlığını yaptığı tezgaha göre konumlayabilir. Kişi bu işle meşgul olduğu sürece TED في هذه الحالة، تقوم هي بأخذ هاتفها، وتستطيع أن تخطط لتحضير الطعام في المطبخ إلى مكان محدد من ضوء الشمس.
    Güneş ışığının en iyi dezenfektan olduğu söylenir. TED هناك مقوله تقول أن ضوء الشمس هو أفضل معقِم، وهذا صحيح تمامًا.
    Her bir atomun içine doğru bakarsanız, ya da güneş ışığının derinliklerine, madde ve enerjiyi oluşturan... değişmez parçacıklar bulacaksınız. Open Subtitles إن استطعت النظر عميقاً في داخل كل ذرة و في كُل شعاع لشروق الشمس سترى جُسيمات أساسية
    Cevap gün ışığının altında yatıyor. Open Subtitles 30 "هذا وقت توحدهم" "الجواب يكمن في شعاع الشمس" ملاك
    Biri ampulü değiştirir, diğeri de ampul akkorunun ışığının kozmik hiçlikteki yeraltı dünyasında neyi simgelediğini gözlemler. Open Subtitles واحد ليغير الجهاز و اخر كي يراقب رمزية تغيير منارة حيادية
    Işığının dışındaki karanlığız. Open Subtitles الظلام خارج نورك.
    Bu sahildeki kumları ele alalım gün boyu Güneş ışığının altındaydılar onun ısıtan ışığını emiyorlardı ve şimdi Güneş ufukta batmasına rağmen kuma dokunduğumda hala sıcak çünkü emdiği bütün enerjiyi ısı olarak tekrardan evrene yayıyor. Open Subtitles اذا فكّر في هذا الرّمل الذي على الشّاطئ، انه كان تحت وهج الشمس طوال اليوم، كان يمتص الضوء الذي كان يرفع من حرارته،
    Güneş ışığının %100'ünü yansıtıyor. Open Subtitles د.أماندا هيندركس عالمة كواكب إنه يعكس كامل الضوء الذي يصطدمنا
    Aslında çok daha önemli bir mesaj; güneş ışığının riskleri kadar yararları olduğudur. TED في الواقع أعتقد الرسالة الأكثر أهمية هي أن هناك فوائد ومخاطر من أشعة الشمس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more