Kar ve buz güneş ışınlarını yansıtacak ve atmosfer tekrar dengelenecek. | Open Subtitles | و سوف تعكس الثلوج أشعة الشمس و سوف يستقر المناخ الأرضى |
Bulutların, Güneş ışınlarını ve elektrik üretimini nasıl etkilediğini incelemeden önce, Güneş enerjisi sistemlerinin nasıl işlediğine bakalım. | TED | لكن قبل أن ندرس كيف تؤثر السحب على أشعة الشمس وتوليد الكهرباء، دعنا أولًا نرى كيف تعمل هذه الخلايا الشمسية. |
Bu gamma ışınlarını, X ışınlarını ve morötesi ışınların yüksek enerjili tarafını kapsar. | TED | وهذا يتضمن أشعة غاما، الأشعة السينيّة، والشعاع ذو الطاقة العليا من الإشعاع فوق البنفسجي. |
Gama ışınlarını gözlemleyebilmek için, başka yöntemlere bağlı kalırız ve güveniriz. | TED | نحن نعتمد على أساليب أخرى من أجل دراسة ضوء أشعة غاما هذا. |
Nasıl hava kirliliği, ki Avrupa'nın beyaz sülfat kirliliği tutamlarında görebilirsiniz, bu nasıl yeryüzündeki sıcaklıkları nasıl etkiler, ve yeryüzündeki güneş ışınlarını? | TED | كيف يمكن للتلوث، الذي ترونه بشكل خصلات بيضاء من تلوث الكبريتات بأوروبا، كيف يؤثر بحرارة ونسبة الأشعة على سطح الأرض؟ |
Ama basit şekilde yapraklar gibi gelişecek olsalar, güneş ışınlarını toplayacak ayna ve lenslerle yüzeydeki ısılarını koruyabilirlerdi. | TED | لكن إذا كان بإمكانها النمو مثل أوراق النباتات عدسات ومرايا صغيرة لتركيز أشعة الشمس, كفيلة بإبقائها دافئة على السطح |
Bu çanak güneş ışınlarını yakalayarak ısısını burada elektriğe dönüştürüyor. | Open Subtitles | هذا الكوب يمسك أشعة الشمس 73 00: 09: 06,062 |
Sonra herşeye gözlerinden çıkan lazer ışınlarını yansıttı. | Open Subtitles | و ثم وضع أشعة الليزر من اعينه على كل شىء |
Sonra herşeye gözlerinden çıkan lazer ışınlarını yansıttı. Gerçek lazer ışınları. | Open Subtitles | و ثم وضع أشعة الليزر من اعينه على كل شىء |
Metropolis'e giderken, güneş ışınlarını emmeme yardımı olur. | Open Subtitles | للمساعدة على إمتصاص أشعة الشمس الصفراء أثناء طيراني إلى هناك |
Işık ışınlarını merkeze doğru büküyor. | Open Subtitles | بسبب أشعة الضوء,قوس أشعة الضوء نحو المركز |
İlk önce bir tür radyasyon olan ve insan gözünün göremediği, gamma ışınlarını farketti. | Open Subtitles | أول الأدلة على هذا الاكتشاف جاء عن طريق أشعة جاما إنها أشعة لا يستطيع الإنسان أن يراها بعينه |
Metropolis'e giderken, güneş ışınlarını emmeme yardımı olur. | Open Subtitles | للمساعدة على إمتصاص أشعة الشمس الصفراء أثناء طيراني إلى هناك |
Film tabakası üzerindeki baskılı kısım, düşük seviyede gama ışınlarını gösteriyor. | Open Subtitles | القسم المتعرض على الفيلم هنا من أشعة " غاما " منخفضة |
Yansıtma sürecinin başlangıcında ki X ışınlarını emerler. | Open Subtitles | كجزء من عملية العرض، فإنهم يقذفون أشعة سينية |
Sihirle çiçekleri büyütmeyi başardığın veya güneş ışınlarını yakalayabildiğin gün gidebilirsin. | Open Subtitles | اليوم يمكنك سحرية جعل الزهور تنمو، أو التقاط أشعة الشمس وغيرها، ثم يمكنك الذهاب. |
Her sabah güneş doğduğunda bu topraklar yeryüzünde güneşin canlandırıcı ışınlarını ilk alan yerdir. | Open Subtitles | عند كل صباح عندما تشرق الشمس هذه الأرض هي أول مكان على وجه الأرض يستقبل أشعة تجديد الشباب |
Ama titanyum dioksid gibi fotokatalistler aslında yaygın olarak UV ışınlarını engellemek için güneş kremlerinde kullanılırlar. | TED | و لكن تلك الحفازات الضوئية مثل ثاني أوكسيد التيتانيوم يتم استخدامها في صنع واقي الشمس لحجب الأشعة فوق البنفسجية. |
Bu şişeleri kaplarken asıl amaçları, bazı UV ışınlarını engellemek ve işlemin etkinliğini azaltmaktır. | TED | و لذلك عندما نستخدمهم لتغطية الزجاجات من الداخل فإنهم يحجبون بعض الأشعة فوق البنفسجية و يقللون من كفاءة تلك العملية. |