"ısırmış" - Translation from Turkish to Arabic

• عض
• عضّ
• عضها
• عضة
• عضّت
• يعض
• لدغها
• عضّها
• قضمت
• عضك
• قام بعضه
• لقد تم عضه
• لعضة
• عضهُ
• بعضي

Köpeklerden birisi iddiaya göre Himalayalı birisini ısırmış.
يزعموا انه واحد من الكلاب عض شخص من هيمالايا

Sonra kadın çığlık atmış, köpek fırlamış suçluyu ısırmış ama adam kaçmış.
ثم صرخت المرأة وانطلق الكلب عضّ المجرم فقام بالهرب بعيداً

Karımın yengesini bir rakun kıçından ısırmış.
إن شقيقة زوجتى فى أنيونيتا طاردها راكون أمام بيتها و عضها فى مؤخرتها.

Bir zombi seni ısırırsa, zombiye dönüşürsün ama bir mumya ısırırsa mumya ısırmış bir aptaldan başka bir şey olmazsın.
لو أن زومبي عضك، ستتحول لزومبي مع ذلك، لو أن مومياء عضتك، كل ما ستتحول إليه هو أحمق لديه عضة مومياء

Geçen hafta terapistinin burnunu ısırmış.
الأسبوع الماضي عضّت على أنف معالجها

ÖIü bir adam, yakın zamanda ölen bir kadını papyonunu nasıI ısırmış olabilir?
إذاً كيف رجل ميت يعض خانق إمرأة حية الآن ميتة ؟

Ya da onu zehirli bir örümcek ısırmış. Keithie!
أو ان عنكبوت مسمم قد لدغها كايثين

Şimdi kaçmayı başarmış ama.. ..onu ısırmış.
تمكَّنت من الفرار، لكنّه عضّها.

Parmağını ısırmış.
لقد قضمت إصبعكَ

Sol kol üzerinde iyileşmiş ısırık izleri, hem önde hem de arkada muhtemelen köpek ısırmış.
آثار عض ملتئمة على الساعد الأيسر من داخل وخارج الساعد. ربما بسبب حيوان ذا أنياب

WNBA maçında bir adamın poposunu ısırmış.
لقد عض مؤخرة رجل في مباراة لكره السلة للنساء

Umalım da gözleri açık ısırmış olsun. Mesajını aldım. Tomografiye mi ihtiyacı varmış?
لنأمل أنه عض بعينين مفتوحتين تلقيت رسالتك أنه بحاجة لفحص أشعة سينية؟

Vampirlerden biri en uzun binayı ısırmış ve sivri dişleri kırılmış.
عضّ أحد مصاصي الدماء أطول مبنى فإنخلعت أنيابه

Katili, çorapla boğmuş onu ayağını ısırmış ve ayakkabılarını çalmış.
القاتل خنقها بإستخدام جواربها, عضّ رجلها و سرق أحذيتها.

Ve kafası, biri kafatasından bir parça ısırmış gibi görünüyordu.
ورأسها، بدا وكأن شخصًا ما عضّ جزءًا من جمجمتها.

Muhtemelen onu ısırmış bir hayvanın salyasıyla bulaşmış.
ومن المحتمل أنه قد انتقل عبر لعاب الحيوان الغير معروف الذي عضها

Söylememeye söz veremeyiz. O çocuk, kızı ısırmış.
لايمكنك ان توعدها بعدم التكلم ذلك الولد عضها

- İnsan ısırmış gibi gözüküyor.
هذا يبدو لي بأنها عضة انسان.

Peki tamam, teşekkürler. Tina şu Tobin denen herifi ısırmış.
(لقد قضمت (تينا) عضة من رجل يدعى (توبن

Bir kaç çocuğu ısırmış.
عضّت بعض الأطفال

- Evet, ama oğlumu ısırmış.
- نعم, ولكنه كان يعض ابنى

- Ya da zehirli bir örümcek onu ısırmış. - Keithie!
أو ان عنكبوت مسمم قد لدغها كايثين

- Yılan göğsünü mü ısırmış?
عضّها في صدرها؟

-Isırmış. -Neyi ısırmış?
لقد قضمته - قضمت ماذا؟

- Özür dilerim. Bir şey seni ısırmış gibi duruyor. - Biliyorum.
أسف , لكن يبدو أن هناك شيء قد عضك أعرف

- Sanırım kuduz bir köpek ısırmış.
- أعتقد أن كلبً مسعوراً قام بعضه -

Bowery Sokağı'daki ucuz otelde kalırken biri onu ısırmış.
لقد تم عضه من قبل بعض المجانين فى أحد الموتيلات الرخيصة اتعرفها, هناك فى شارع "بويرى"

Maymunu Nico'yu ısırmış, iyiymiş ama karantinaya alınmış ve düğüne gelemiyormuş!
"نيكو" تعرض لعضة من قردها انها بخير و لكنها محجورة لن تتمكن من القدوم الى الزفاف

Ormanda yürüyüş yaparken bir köpek ısırmış.
من الواضح بأنهُ قد تمَ عضهُ بواسطة كلب مسعور بينما كان يتنزهُ في الغابة

Küvetteyken. Beni ısırmış olmalı.
في حوض الاستحمام أكيد قد قام بعضي