"ısırmak" - Translation from Turkish to Arabic

• عض
• عضّ
• تعض
• العض
• قضمة
• أعض
• لدغة
• عضها
• عضّها
• لقمة
• للعضّ
• اعض
• أعضك
• وعض
• والعض

Tekme atmak, ısırmak yok. Yumruklamak, tırmalamak, kafa atmak yok. Beni anladın mı, ha?
أنا لا أريد ركل, عض خدش, نطح بالرأس, هل تفهمين ؟

Boyuna kemer bağlamak, omuzu ısırmak, bu hapishane tecavüzü.
حزام حول العنق ,عض الكتف أنه أغتصاب سجون.

Baylar unutmayın, ısırmak, göz çıkarmak, saç çekmek yok.
تذكروا يا سادة. بدون عضّ, بدون فقع الأعين و شد الشعر.

Günümüzde baş parmak ısırmak büyük bir mesele olmayabilir fakat Sampson bunu bir hakaret olarak kullanıyor.
أن تعض إبهامك قد لا يعني شيئًا في زمننا. و لكن سمسون يقول هذا كشتيمة لهما.

Hayır! Isırmak muhteşemmiş! Öpüşmek gibi, ama bunda kazanan taraf oluyor!
العض هو أمر ممتاز مثل التقبيل، لكن هنالك رابح

Hadi. Isırmak istediğini biliyorsun.
.تعالي إلى هنا ,أوتعلمي إأخذي قضمة

O anda dilimi ısırmak istedim.
و أردت أن أعض لساني في لحظة خروج هذه الكلمات

Güzel, ama bunun içinde kan emecek kadar ısırmak olmamalı.
- حسنا ، هذا جيد ، ولكن ذلك لا ينبغي أن ينطوي .. -على عض لدرجة سحب الدم

Kalem ısırmak işe yarıyor mu?
هل عض القلم الرصاص يأتي بنتيجة ؟

Onu besleyen elleri ısırmak istiyorsa, aç kalabilir.
يريد عض اليد التي امتدت له، إذن سيجوع

Beyler, unutmayın... rakibi ısırmak, gözünü oymak, ve saçını çekmek yok.
بدون عضّ, بدون فقع الأعين و شد الشعر. سأهزمك بنفس سلاحك, لكمات خماسية فقط

İnsanları ısırmak çok kızıp kazayla hatalar yapmak bu benim doğamda var.
عضّ الناس، الاستشاطة غضباً لارتكابي أمور شنيعة عن غير قصد، هذا من طبعي

Dişleri, bıçak gibi inceydi. Kemiği kolayca ısırmak için çok zayıftı.
،أسنانها كانت رفيعة كالسكاكين و ضعيفة جداً لكي تعض بسهولة خلال العظام

Bunu ısırmak zorundasın.
عليك أن تعض على هذا

Yukarıda tut! Isırmak yok, hile yapmak yok ve...
..حسناً, ممنوع العض, ممنوع التضييق, ممنوع

Akıllı. Isırmak için.
أنتِ ذكية، قضمة

Kendi dudağımı ısırmak zorunda kalacağım o zaman.
إذن علي أن أعض شفتي

Onu ısırmak istemiştim, çünkü cildi çok güzeldi.
لقد أردت عضها لأن جلدها ناعم جدا.

Onun kıçına bir baktım ve oraya dövme yapmak istemediğimi, onu ısırmak istediğimi anladım.
أخذتُنظرةًإلىتلك المؤخرّةوقلتُ: "لم أريد أن أوشمها بل أريد عضّها".

Yemek için ısırmak.Yemek için ısırmak. Yemek için ısırmak.
لقمة سريعة لقمة سريعة لقمة سريعة لقمة سريعة

- Isırmak seks değildir, ısırmaktır.
- لا علاقة للعضّ بالجنس -

Onun alt dudağını ısırmak isterdim.
أنا فقط اريد ان اعض شفتَه السفليةَ

Zaten o şeyi yiyorsan, seni ısırmak istediğimden emin değilim.
لو كنتِ تأكلين هذه الأشياء لا أريد أن أعضك

Eğitmenleri tekmelemek ve ısırmak dışında nasıl bir potansiyel bu acaba?
أتساءل لأية غاية تلك الإمكانية لغير ركل وعض المعلمين؟

Tekmelemek, itmek, dürtmek ve ısırmak yasak.
ممنوع الركل، والتدافع، والعض