"ısıtıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• بالدفء
• تدفئ
• يدفئني
• يسخن
• يدفّئ
• تدفّئ

Ve üşümüyorum. Çünkü suçlamalarımın sıcaklığı ısıtıyor beni.
و لا أشعر بالبرد، لأنّي أشعر بالدفء مِن حرارة اتّهاماتي.

İçimi ısıtıyor ve kıpır kıpır ediyor.
هذا يجعلني أشعر بالدفء والوخز في الداخل فسحب.

Ellerimi ısıtıyor. Annem öğretmişti.
، احب فعل ذلك، تدفئ يداي، والدتي علمتني ذلك

Onların senin tenine değmesi benimkini ısıtıyor.
التفكير بأنها على بشرتك تدفئ قضيبي

Evet, su soğuktu ve sakız beni ısıtıyor.
أجل، لأن المياه كانت باردة، والمضغ يدفئني

Soğuk gecelerde güzel ısıtıyor.
-إنه يدفئني جيداً في الأيام الباردة

Ve ayrıca, suyu daha çabuk ısıtıyor.
في الواقع, فهو يسخن الماء بطريقة أسرع.

Yalnız bir hayat yaşıyorum, Dave... ve bu dünyada kendimi yansıtabileceğim bir insan olduğunu bilmek kalbimi ısıtıyor.
أنا حيّ a حياة وحيدة، ديف... وهو يدفّئ قلبي للمعرفة بأنّ هناك شخص ما في هذا العالم

Burada sizinki gibi mutlu bir aile görmek içimi ısıtıyor.
فرؤية عائلة سعيدة كعائلتك هذه... تدفّئ قلبي فعلاً

Hepinizi toplanmış bana karşı planlar yapıyor görmek kanımı ısıtıyor.
أشعر بالدفء فى دمى عندما أراكم مجتمعين كلكم ... تتآمرون ضدى ...

İnsanın yüreğini ısıtıyor.
يشعرني بالدفء والحب

İçimi ısıtıyor.
إنّه يشعرني بالدفء - لذيذٌ جداً -

Yüreğimi ısıtıyor.
ذلك يغمرني بالدفء

Yüreğinizi ısıtıyor
"أن رؤيتها تدفئ القلب"

Beni ısıtıyor.
يدفئني

Yıldırımlar kumu aşırı derecede ısıtıyor.
. إرتجاجه يسخن الرمل بطريقة كبيرة

Alevler hızla ambulansın içindeki oksijeni ısıtıyor.
اللهب يسخن بسرعه الأكسجين

Ve onun kanı... boğazınızı ısıtıyor.
ودمّه - يدفّئ حنجرتك.

Burada sizinki gibi mutlu bir aile görmek içimi ısıtıyor.
{\pos(190,230)}فرؤية عائلة سعيدة كعائلتك هذه... {\pos(190,230)}تدفّئ قلبي فعلاً