"ısrarla" - Translation from Turkish to Arabic

• أصر
• تصر
• بإصرار
• بوروز
• أصرّت
• يصر
• تصرون على
• أحثكم
• أصرّ
• يُصر على
• مصر على
• ؤية
• بعناد
• تصرين على
• رجاءاً دعيني

Israrla seni de istiyor. Düğün için sana baskı yapıyor olabilirim..
هذه دعوة الزواج و لقد أصر على حضورك

Israrla yalan testine girmeni söyledi.
لقد أصر أن تُجري إختبار كشف الكذب

ve büyükannenin köylülerden ısrarla Hyun Sook'a da kendisine davrandıkları gibi davranmalarını talep ettiğini daima hissettim.
وكنت دائما ما أشعر أن الجدة كانت دائما ما تصر على طلب أن يعامل أهل القرية أون سوك بالاحترام نفسه الذي يعاملونها به.

Bir grup insanın ısrarla ona bir şeyi yapmamasını söylemesinden. Beni takip edin.
مجموعة من أناس يخبرونه بإصرار ألا يقوم بأمر ما ، اتبعوا خطاي

Neden bu kadar ısrarla onu arıyorsun?
لماذا تريد مقابلة (بوروز) بهذا الشكل؟

Hükümet, hepsi için onları ısrarla açlığa ve ölüme sürükleyen bir güç.
للكلّ على حدّ سواء ، الحكومة هى القوّة التي أصرّت على إيصالهم للجوع والموت

İlk rahip flamadan hareket eden bir pankart olarak bahseder, ikinci rahipse flamanın hareket etmesinden ziyade rüzgârın estiğini gördüklerini ısrarla ifade eder.
يشير الراهب الأول إلى العلم على أنه رايةً متحركة، في حين يصر الراهب الثاني على أنهم لا يرون حركة العلم، بل هبوب الرياح.

Israrla sizinle konuşmak isterler.
يودوا الحديث معك ويجب أن أصر

- Israrla kullanmadığını söyledi.
ـ لقد أصر أنه لم يتناولها

Üzerine gitmeye devam ediyorum ama kadın ısrarla masum olduğunu söylüyor.
إنني أتابع الضغط عليها لكنها تصر على براءتها

Senin bizzat her içeri girişinde ısrarla üzerinde durduğun her türlü protokol ve yönergelerin tersini yapıyoruz.
نحن نخالف كل بروتوكول وإرشاد أنت بنفسك كنت تصر عليهما بكل مرة تدخل فيها إلى السجن

İnsan aklı, manaya karşı bir ısrarla canlanmıştır ve bu arayışta tezat ile safsatadan başka bir şey bulamaz.
العقل البشري يُثار بإصرار المعنى يسعى ولا يجد شيئاً سوى التناقض والهراء

Kanserden kurtulmamı, tekilaya borçlu olduğumu ısrarla savunup durdu.
أصرّت دائماً أنّ التكيلا قتلت السرطان

Anne, Henry ısrarla bu diziyi seyretmeye devam ediyor bense çocuklar için "İş Dünyasını" seyretmek istiyorum.
أمي، هنري يصر على مشاهدة هذا البرنامج السخيف وأنا أريد مشاهدة التجارة للأولاد

Neden bizi ısrarla hain gibi gösteriyorsunuz?
لماذا تصرون على جعلنا نبدو مثل الأوغاد ؟

Konuşurken kullanmanızı ısrarla tavsiye ediyorum. İnsanları şaşkına çeviriyor.
و الذي أحثكم على استخدامه في المحادثات, إنه يفزع الناس.

Andy ısrarla kuralları esnetirdi. Sonuç olarak işi bir eziyetti.
أندي ، أصرّ على الإلتفاف حول القوانين وعمله عانى من النتائج

Öyle de olsa, Bay Frost ısrarla bu adamla görüşmek istiyor.
مهما كان الأمر , فروست يُصر على أن يقابل هذا الشاب.

Ama niçin ısrarla uğrayışının nedenini bildiğimi sanıyorum.
لكنني أعتقد السبب لماذا أنت مصر على الظهور

Peki bu kadar ısrarla istediği adamı geldiği zaman görmek istemez mi?
ألا يريد ؤية الرجل الذي حَارب بقوة من أجلهِ ؟

Tecrübelerime göre, biri ısrarla takip etmeye devam ediyorsa genellikle takip ettiği kişiye karşı şikayetleri olduğu içindir.
لدى خبرة أنه عندما يكون شخص مطارد بعناد بالغ... وي كون السبب أن المُطارد لديه ظلم قوى

Utanmadığını, utandığının kanıtı olacak şekilde ısrarla savunuyorsun bu da tabii ki utandığın anlamına geliyor.
أنت تصرين على أنك لست محرجه و الذى يعنى أنك تشعرين بالحرج

Ama ısrarla altını çizmek istiyorum bu cerrahlar için çekilmiş bir eğitim videosudur.
لكن رجاءاً دعيني أوضح أن هذا فيديو تعليمي للجراحين.