Israrla seni de istiyor. Düğün için sana baskı yapıyor olabilirim.. | Open Subtitles | هذه دعوة الزواج و لقد أصر على حضورك |
Israrla yalan testine girmeni söyledi. | Open Subtitles | لقد أصر أن تُجري إختبار كشف الكذب |
ve büyükannenin köylülerden ısrarla Hyun Sook'a da kendisine davrandıkları gibi davranmalarını talep ettiğini daima hissettim. | TED | وكنت دائما ما أشعر أن الجدة كانت دائما ما تصر على طلب أن يعامل أهل القرية أون سوك بالاحترام نفسه الذي يعاملونها به. |
Bir grup insanın ısrarla ona bir şeyi yapmamasını söylemesinden. Beni takip edin. | Open Subtitles | مجموعة من أناس يخبرونه بإصرار ألا يقوم بأمر ما ، اتبعوا خطاي |
Neden bu kadar ısrarla onu arıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تريد مقابلة (بوروز) بهذا الشكل؟ |
Hükümet, hepsi için onları ısrarla açlığa ve ölüme sürükleyen bir güç. | Open Subtitles | للكلّ على حدّ سواء ، الحكومة هى القوّة التي أصرّت على إيصالهم للجوع والموت |
İlk rahip flamadan hareket eden bir pankart olarak bahseder, ikinci rahipse flamanın hareket etmesinden ziyade rüzgârın estiğini gördüklerini ısrarla ifade eder. | TED | يشير الراهب الأول إلى العلم على أنه رايةً متحركة، في حين يصر الراهب الثاني على أنهم لا يرون حركة العلم، بل هبوب الرياح. |
Israrla sizinle konuşmak isterler. | Open Subtitles | يودوا الحديث معك ويجب أن أصر |
- Israrla kullanmadığını söyledi. | Open Subtitles | ـ لقد أصر أنه لم يتناولها |
Üzerine gitmeye devam ediyorum ama kadın ısrarla masum olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنني أتابع الضغط عليها لكنها تصر على براءتها |
Senin bizzat her içeri girişinde ısrarla üzerinde durduğun her türlü protokol ve yönergelerin tersini yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نخالف كل بروتوكول وإرشاد أنت بنفسك كنت تصر عليهما بكل مرة تدخل فيها إلى السجن |
İnsan aklı, manaya karşı bir ısrarla canlanmıştır ve bu arayışta tezat ile safsatadan başka bir şey bulamaz. | Open Subtitles | العقل البشري يُثار بإصرار المعنى يسعى ولا يجد شيئاً سوى التناقض والهراء |
İnsan aklı, manaya karşı bir ısrarla canlanmıştır ve bu arayışta tezat ile safsatadan başka bir şey bulamaz. | Open Subtitles | العقل البشري يُثار بإصرار المعنى يسعى ولا يجد شيئاً سوى التناقض والهراء |
Neden bu kadar ısrarla onu arıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تريد مقابلة (بوروز) بهذا الشكل؟ |
Kanserden kurtulmamı, tekilaya borçlu olduğumu ısrarla savunup durdu. | Open Subtitles | أصرّت دائماً أنّ التكيلا قتلت السرطان |
Anne, Henry ısrarla bu diziyi seyretmeye devam ediyor bense çocuklar için "İş Dünyasını" seyretmek istiyorum. | Open Subtitles | أمي، هنري يصر على مشاهدة هذا البرنامج السخيف وأنا أريد مشاهدة التجارة للأولاد |
Neden bizi ısrarla hain gibi gösteriyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تصرون على جعلنا نبدو مثل الأوغاد ؟ |
Konuşurken kullanmanızı ısrarla tavsiye ediyorum. İnsanları şaşkına çeviriyor. | Open Subtitles | و الذي أحثكم على استخدامه في المحادثات, إنه يفزع الناس. |
Andy ısrarla kuralları esnetirdi. Sonuç olarak işi bir eziyetti. | Open Subtitles | أندي ، أصرّ على الإلتفاف حول القوانين وعمله عانى من النتائج |
Öyle de olsa, Bay Frost ısrarla bu adamla görüşmek istiyor. | Open Subtitles | مهما كان الأمر , فروست يُصر على أن يقابل هذا الشاب. |
Ama niçin ısrarla uğrayışının nedenini bildiğimi sanıyorum. | Open Subtitles | لكنني أعتقد السبب لماذا أنت مصر على الظهور |
Peki bu kadar ısrarla istediği adamı geldiği zaman görmek istemez mi? | Open Subtitles | ألا يريد ؤية الرجل الذي حَارب بقوة من أجلهِ ؟ |
Tecrübelerime göre, biri ısrarla takip etmeye devam ediyorsa genellikle takip ettiği kişiye karşı şikayetleri olduğu içindir. | Open Subtitles | لدى خبرة أنه عندما يكون شخص مطارد بعناد بالغ... وي كون السبب أن المُطارد لديه ظلم قوى |
Utanmadığını, utandığının kanıtı olacak şekilde ısrarla savunuyorsun bu da tabii ki utandığın anlamına geliyor. | Open Subtitles | أنت تصرين على أنك لست محرجه و الذى يعنى أنك تشعرين بالحرج |
Ama ısrarla altını çizmek istiyorum bu cerrahlar için çekilmiş bir eğitim videosudur. | Open Subtitles | لكن رجاءاً دعيني أوضح أن هذا فيديو تعليمي للجراحين. |