Zırhı parıldayan şövalye gibi sihirli bir şekilde ortaya çıktın, günü kurtarmaya hazır şekilde... | Open Subtitles | لقد ظهرت فجأة كفارس بدرع لامع مستعداً لإنقاذ الموقف |
şövalye gibi davranarak dünyayı nezaketsizlik salgın hastalığından kurtarabileceğini sanan bunamış yaşlı bir adamla. | Open Subtitles | رجل مسن خرِف، ظن أن بإمكانه إنقاذ العالم من وباء الوحشية ببساطة عبر التصرف كفارس. |
O parlak zırhlı bir şövalye gibi ipten kaydı, kızımla benim hayatımızı kurtardı, ve seni seviyor. | Open Subtitles | تأرجح على الحبل كفارس بدرعه المشع وانقذني انا وابنتي، انه يحبك |
Bana aldırma. Yalnızca şövalye gibi görünmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا تُلقي لي بالًا، إنما أحاول أن أنتحل الشهامة. |
Bana aldırma. Yalnızca şövalye gibi görünmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا تُلقي لي بالًا، إنما أحاول أن أنتحل الشهامة. |
Sonra prensesi kurtaran şövalye gibi mutfağa daldım ve kaplumbağayı kapıp çıktım. | Open Subtitles | لهذا أندفعت إلى المطبخ مثل الفارس الذي ينقذ أميره أمسكت السلحفاة وخرجت مسرعاً |
Yapma, bu benim tıpkı bir şövalye gibi cesur ve atılgan olduğumu gösterir. | Open Subtitles | حسناً، هذا يبرهن أنى شجاع و جرئ مثل فارس |
Ereksiyonun dışında, o pek de şövalye gibi değil. | Open Subtitles | عدا العضو الذكري ليس فارساً قوياً |
Kara şövalye gibi giyinmek, DNA için izin almaya yetmez. | Open Subtitles | -كلاّ . أعني، إرتداء ملابس كفارس من القرون الوسطى ليس كافياً لإصدار أمر لجمع الأحماض النوويّة. |
Bir şövalye gibi savaştın. | Open Subtitles | أنت قاتلت كفارس |
şövalye gibi. | Open Subtitles | كفارس |
O yüzden gidip parlak zırhlı bir şövalye gibi o şeytanları yenilgiye uğrat. | Open Subtitles | لذا، أذهب، أهزم شياطينك مثل الفارس بالدرع البراق |
Gerçek bir kara şövalye gibi. | Open Subtitles | انه مثل الفارس الاسود الحر |
Ereksiyonun dışında, o pek de şövalye gibi değil. | Open Subtitles | عدا العضو الذكري ليس فارساً قوياً |