"şöyle dursun" - Translation from Turkish to Arabic

    • ناهيك عن
        
    • منها ولا
        
    • ناهيكم عن
        
    Ama şimdi bile Magic Okulu onları alamıyorum, onları yok şöyle dursun. Open Subtitles ولكن الآن لا يمكننا حتى إخراجهم من مدرسة السحر ناهيك عن تدميرها.
    Kötü ruh şöyle dursun çocuklu evin derli toplu olması oldukça zordur. Open Subtitles يكفي ما لديك من مسؤوليات مع الأولاد بالمنزل ناهيك عن مشكلة الشبح
    11 yaşındaki bir kız şöyle dursun kimse kendi sesini bozmadan birkaç dakikadan fazla böyle bir ses çıkaramaz fakat Joe saatlerce konuşabilir. Open Subtitles لا أحد يمكنه إصدار ذلك الصوت لدقائق دون أديّة صوته الطبيعي ناهيك عن أنها في 11 من عمرها الشبح يستمرّ في ذلك لساعات
    Bu oda, yoksulluk veya politika yüzünden, bir koleksiyon vitrini şöyle dursun, onları içine koyacak orta sınıf bir evi dahi karşılayamadan giden nesillerin fedakârlıklarını temsil ediyordu. TED فتلك الغرفة كانت تُمثل تضحيات أجيال رحلت أجيال بسبب الفقر أو السياسة لم تستطع تحمل نفقات تلك التحف مجتمعةً ناهيك عن منزل من الطبقة الوسطى، لوضعها فيه
    Jack, Gideon'ın aldığı yaralardan sonra bunları yapması şöyle dursun, yataktan çıkması bile mümkün değildi. Open Subtitles لا توجد طريقة تجعل جديون يقوم بأي من هذا بالإصابات التي يعاني منها ولا حتى النهوض من السرير
    Bunlar, birini birkaç gün boyunca tutmak için tasarlanmış binalar değil, ki çocuklar şöyle dursun. TED فهذه المباني لم تصمم لاستيعاب أي شخص يمكث فيها لعدة أيام، ناهيكم عن أطفال.
    Bu insanları koruyacak çevre kanunları mevcut ancak bunları uygulamak şöyle dursun, birçok insan bu kanunları hiç bilmiyor. TED هناك قوانين بيئية من المفترض أنها تحمي هؤلاء الناس، لكن معظمهم لم يعرفوا عن هذه القوانين، ناهيك عن محاولة إجبارهم.
    Şimdiye kadar iki kişi şöyle dursun, tam not alan bir kişi bile olmamıştı. Open Subtitles لم يكن لدينا أي شخص . ناهيك عن شخصان يحصلوا على نتيجة ممتازة هنا
    ve nerede olduğu şöyle dursun oraya nasıl gidiceğimizi bile bilmiyoruz. Open Subtitles ولا نعرف كيف نصل إلى هناك ناهيك عن جهلنا لمكان سطح الإتصال
    Düşünmek şöyle dursun nefes almaya zamanı bile olmayacak. Open Subtitles لن يكون عندهم وقت للتنفس ناهيك عن يَعتقدُ.
    Üç tanesi şöyle dursun, ilk ameliyatı bile atlatamayacağını sanıyorlardı. Open Subtitles لم يعتقدوا أنها ستبقى على قيد الحياة في الجراحة الأولى ناهيك عن ثلاث جراحات أخرى
    Akeelah, öğrencilerimizin başarılı olduğunu gösteremezsek... tuvalet kapısı şöyle dursun, kitap için bile para bulamayız. Open Subtitles اكيلا, اذا لم نستطيع أن نري طلابنا كيف يؤدون لن يكون لدينا مال للكتب، ناهيك عن أبواب الحمّام.
    Adam kaçırıp öldürmek şöyle dursun, işemeye bile vakti yoktu. Open Subtitles لم يكن لديه وقت ليتبوّل، ناهيك عن أن اختطاف وقتل رجل
    Ciddi bir ilişki şöyle dursun, bir randevuya çıkmayı bile hayal edemez oldum. Open Subtitles انني لا استطيع حتى تخيل نفسي في موعد ناهيك عن علاقه حقيقيه
    Ufak bir mola şöyle dursun, belirli kişiler öğle yemeği için 1 saat ara bile veremiyordu. Open Subtitles الموظفين الحاليين لم يمنح لهم ساعة كاملة لإستراحة الغداء ناهيك عن أي شكل من أشكال الراحة
    Kamera ekibi şöyle dursun tek bir adamı ancak taşıyabilir. Open Subtitles ،لا يكاد يحمل وزن رجل ناهيك عن فريق التصوير
    Bu geminin hâlâ var olduğunun aklımın ucundan bile geçmemesi şöyle dursun, geri dönüş yolunu kendi bulabilir. Open Subtitles حتى أنه لم يخطر قط لي أن هذه السفينة لا تزال موجودة , ناهيك عن أنها يمكن أن تجد طريق عودتها.
    Bir çocuktan yardım almak şöyle dursun kimseyi de öldürmüş değilim! Open Subtitles أنا لَمْ أَقْتلْ أي واحد، ناهيك عن الإستعمال a الطفل سَيُساعدُني.
    Ayrıca bir bayan deodorantı olan "T-Blossom" şöyle dursun üstünde herhangi bir deodorant kokusu da yoktu. Open Subtitles أيضاً هو لايضع عطر مزيل روائح ناهيك عن سيدة عطر الزهور أَولم تُلاحظْ؟
    5.000 şöyle dursun, 500 dolar bile vermem. Open Subtitles أنا لن أقرضك 500 دولار لمجرد نزوة، ناهيك عن الـ5،000 دولار
    Jack, Gideon'ın aldığı yaralardan sonra bunları yapması şöyle dursun, yataktan çıkması bile mümkün değildi. Open Subtitles لا توجد طريقة تجعل جديون يقوم بأي من هذا بالإصابات التي يعاني منها ولا حتى النهوض من السرير
    Kilitli bir tonoz ilk etapta, bunlardan biri sonunda şöyle dursun? Open Subtitles فى المقام الاول, ناهيكم عن ان واحدة منهم انتهى بها الامر محبوسة فى غرفة سرية ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more