Ustamın, dinsel sapkın kambur hakkındaki şüphelerimi neden bu kadar çabuk gözardı edip önemsemediğini idrak edememiştim ve kuleyi ziyaret etmemiz neden bu kadar acildi. | Open Subtitles | أنا لم أفهم لماذا أستاذي نقض في الحال شكوكي التي حامت حول الأحدب الزنديق وماهو الأمر الطاريء الذي دعاه لزيارة البرج |
Bu işte Yankeeler'in parmağı olduğuna dair şüphelerimi kim paylaşıyor? | Open Subtitles | من يشاركني في شكوكي بأن اليانكيز متورطون بشكل ما؟ |
şüphelerimi doğrulamak için tomografi çektim. | Open Subtitles | قمت بمجموعة من الفحوص المقطعية لإثبات شكوكي. |
şüphelerimi doğrulamak için sayıları karşılaştırmalıyım. | Open Subtitles | ما المغزى منه؟ لا بدّ أن أقارن الأرقام، لأؤكد شكوكي. |
Sana yalan söylemesi Will Graham'e gerçeği söylediğine dair şüphelerimi ortadan kaldırıyor. | Open Subtitles | واقع أنه كذب عليك يجعلني أكثر تيقنا من قوله الحقيقة لويل جراهام |
Cedric, ona notu ve fareyi bırakmasını emrettiğine dair şüphelerimi sana anlattı. | Open Subtitles | . سيدريك اخبرك بشكوكي . .ذلك بأنك انت امرته بكتابه مذكره التهديد تلك ووضع الجرذ |
şüphelerimi her şeyden çok o kamçıladı. Doğrusunu söylemek... | Open Subtitles | والذى أثار شكّي أكثر من أى شيىء آخر. |
şüphelerimi delil olmadan açıklayamazdım. | Open Subtitles | لايمكنني أن أجعل شكوكي علنية بدون دليل قاطع |
'Ocak'ta buluştuğumuzda siteyle ilgili şüphelerimi açıkladım.'. | Open Subtitles | عندما التقينا في يناير أبديت شكوكي بخصوص الموقع |
Kızım öldükten sonra, senin hakkındaki şüphelerimi bir kenara atmaya torunlarımın hatırı için seninle yakın olmaya çalıştım. | Open Subtitles | بعد وفاتها، حاولتُ وضع شكوكي جانباً، البقاء على مقربة منك مِن أجل أحفادي. |
şüphelerimi tasdik etmek basit, gizli bir genetik teste baktı. | Open Subtitles | تطلّب الأمر اختبار وراثيّ بسيط لتأكيد شكوكي. |
Personelden biri olduğuna dair şüphelerimi belirtmezsem ihmalkarlık yapmış olurum. | Open Subtitles | أنتم لم تحصلوا على شيء، أليس كذلك؟ لا. سأكون مهملا إذا لم أبدي شكوكي |
Ayrıca buraya böyle yalnız başına gelmen şüphelerimi doğrulamamı kolaylaştırdı. | Open Subtitles | ولكن يجب أن أقول قدومك وحيداً لهنا هكذا، أنها فقط تؤكد شكوكي |
Onu bu göreve getirmek konusundaki şüphelerimi resmen dile getirmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أقول شكوكي رسميًا أخيرًا حول إحضاره معنا في هذه المهمة |
İkinci ve üçüncü kocası ölü bulunduğunda şüphelerimi geri kalanıyla birleştirdim. | Open Subtitles | كلّ شكوكي تأكّدت حينما وُجد زوجاها الثاني والثالث ميّتَين |
En ufak bir sıkıntı görürsem şüphelerimi doğrudan Beyaz Saray muhabirlerine aktarırım. | Open Subtitles | ولكني لستُ كذلك لو رأيتك تخفق ولو بخطوة واحدة سأخذ شكوكي مباشرة إلى مباشرة إلى السلك الصحفي للبيت الأبيض |
Mehrdad meydana geldiğinde, beni gördüğüne çok şaşırdı ve bu da benim şüphelerimi haklı kıldı. | Open Subtitles | وحينوصل"مهرداد"للميدان، كانمندهشاًلوجوديهناك.. فيانتظاره، ما أكد لي شكوكي |
şüphelerimi kontrol etmek için sorgulardan birine Bill'i çağırmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب علي جعل بيل يجلس معنا في التحقيقات "ASH" ويتحقق من شكوكي "ASH" |
Çalışanlarımdan biri hakkındaki duyduğum şüphelerimi size bildirmeyi üstüme düşen bir görev olarak görüyorum. | Open Subtitles | "أبدو ملزما لإعلامك عن شكوكي المتعلّقة بأحد الموظّفين .التابعينلى " |
Belki de şüphelerimi onlara aktarmalıyım. | Open Subtitles | لذا , ربما قد أنقل شكوكي إليهم |
Sana yalan söylemesi Will Graham'e gerçeği söylediğine dair şüphelerimi ortadan kaldırıyor. | Open Subtitles | واقع أنه كذب عليك يجعلني أكثر تيقنا من قوله الحقيقة لويل جراهام |
Dani, şüphelerimi paylaştığım son insan, Max kollarımda can verdi. | Open Subtitles | آخر شخص أخبرته بشكوكي كان (ماكس) ومات بين يدي |
Sayın Yargıç, bana şüphelerimi gidermek için izin verin. | Open Subtitles | سيدي القاضي، اسمح لي بأن أسجل شكّي. |